Görünmeyen kurbanlar
ABD halkının erkek profilinin ortalaması görünümündeydiler; siyah, beyaz erkeklerden oluşmaktaydı. Beyazların soyadları İtalyan ve Yunan kökenli olduklarını çağrıştırıyordu. Pensilvanya’daki Lackawanna Bölge Hapishanesinin yedi gardiyanıydılar. 37 olayda 13 kadına kolektif taciz, tecavüz ve şiddet uygulamakla suçlanan yedi er, erkeklerden oluşmaktaydı. Ya kadınlar kimdi? Yerel medya kadınların isimlerini gizli tutmaya çabalasa da bu kadınlar, birçok cinsiyetçi şiddet kurbanı kadın gibi, görünmeyen kurbanlardı...
Cinsel şiddete maruz kalmamış olsalar da zaten görünmezdiler. Yapılan taciz, tecavüz ve şiddetle ilgili şikayette bulunsalar kimsenin kulak asmayacağını, hatta kurban olmaktan çıkarılıp iftiracı durumuna düşürüleceklerini yılların acı deneyimiyle çok iyi biliyorlardı. Bu nedenle saldırılar sürdü de sürdü.
Ancak dayanamadılar, kısa süre önce Lackawanna County Yedilisi’ne karşı dava açıldı. Ne kadar süreceği ve nasıl sonuçlanacağı meçhul... Mahkeme suçluları cezalandıracak mı serbest mi bırakacak? Suçlama, gardiyanların kadın mahkumlara yönelik sistematik cinsiyetçi saldırılarda bulunduğu şeklinde. Dava açılmış olmasına rağmen ABD kamuoyu ne işlenen bu suç ne de suçluların saldırılarına yeter artık diyen kadınlar hakkında bilgi ve ilgi sahibi.
Yerel televizyonlarda yedi gardiyanın elleri kelepçeli mahkeme salonuna getirildiği gösterildi. Şapkalarıyla yüzlerini gizledikleri için kim oldukları belli olmuyordu. Bu nedenle yaşlarını tahmin etmek zordu ama ben oldukça genç olduklarını düşünmüştüm. Yanılmışım. Yaşları 42-55 arasında olan, olgun erkeklerdi. Baba ya da belki de büyük babaydılar...
Soruşturmadan sorumlu büyük jüri, 26 sayfalık iddianamesinde cezaevlerinde kadın tutuklulara yönelik cinsiyetçi saldırıların yaygın ve normal bir olay olarak görüldüğünü belirtmekteydi. Şubat ayındaki tutuklama ile kişi başına 25 bin-100 bin dolar karşılığı salıverilme arasındaki dönemde iddianame kamuoyuna açıklandı. Özetle, yedi gardiyanın yıllar boyu 13 kadın tutukluya, cezaevindeki statüleri ve güçlerini kullanarak her türlü suistimalde bulunduğu belirtilmekteydi.
Jüri, kadınların mahkum oldukları için şikayetlerinin dikkate alınmayacağı düşüncesiyle yıllar boyu saldırılara tahammül ettiklerini ifade etmekteydi. Kadınlar, gardiyanları şikayet ettikleri takdirde olumsuz sonuçlarla ve cezalandırmalarla karşı karşıya kalacakları korkusu içindeydiler. Hayatta kalabilmek için uğradıkları haksızlıkları sineye çekmek ve bunları cezaevinin normal yaşantısı gibi görüp kabullenmeyi tercih ettiler.
Cezaevindeki tutuklu kadınlara cinsiyetçi saldırılarda bulunmakla sinema endüstrisinde tanınmış veya tanınmamış genç kadın sanatçılara taciz ve tecavüz arasında hiçbir fark yok halbuki. Her ikisinde de erk sahibi erkekler bu statülerini kullanarak erkekliklerini sergiliyorlar ve kadınları baskı altında tutuyorlar. Cezaevindeki durumda farklı olan, erkeklerin devletin gücünü, yasal gücü kullanmaları. Bu güçle donatılan gardiyanlar kendilerine teslim edildiğini düşündükleri kadın mahkumlara her şeyi yapabileceklerini düşünüyorlar ve yapıyorlar. Cezalandırılacaklar mı? Göreceğiz.
Evrensel'i Takip Et