25 Mart 2018

Troya’da prens Paris’in sonu

Yunanistanlı ordular, güzel Helena’nın namusunu temizlemek için Troya’ya savaşmaya giderlerken, bir ara  Lemnos adasında mola verdiler. Komutanlardan kral Filoktetes, ünlü Herakles’in armağanı zehirli oklarla oynarken ayağını yaraladı. Birden sancılar içinde kıvranmaya başladı. Acıları dinmeyince de, Yunanlı savaş yoldaşları onu tek başına adada bırakıp Troya’ya doğru yelkenlerini açtılar!.. 

PRENS PARİS, AHİLLEUS’U ÖLDÜRDÜ

Dokuz yıl süresince de Troyalılar, Yunanistanlı işgalcilere geçit vermedi. Üstelik son günlerde de Baştanrı Zeus’un hep Troyalıları desteklemesi yüzünden Yunanistanlılar en güvendikleri yiğitlerini bir bir yitirmeye başladılar. Helena’yı kaçırmakla savaş nedeni olan çapkın prens Pâris’in yarı-tanrı ünlü Ahilleus’u, silahlara tek duyarlı yeri olan topuğundan vurup öldürmesi de artık ortalığı büsbütün karıştırdı! 

Savaşı kendi lehlerine çevirebilmek için Yunanistanlı komutanlar ünlü bilici Kalhas’a başvurdular. O da Troya surlarının düşebilmesi için zehirli oklarıyla ünlü ve Lemnos adasında tek başına bırakıp geldikleri küskün kral Filoktetes’in getirilmesini önerdi. Bunun üzerine Agamemnon’un elçileri zorla da olsa, sancılar içindeki Filoktetes’i Lemnos adasından alıp getirdiler. Doktor tanrı Askleyplos’un oğlu, şifalı otlarla Filoktetes’in yarasını iyileştirdi... Yunanlıların Başkomutanı Agamemnon da, Filoktetes onuruna, kendi çadırında bir şölen düzenledi. “Dostum,” dedi üzülerek. “Seni Lemnos adasında bırakıp geldiğimiz için bize darılma... Her şey  tanrıların buyruğuyla olup bitmekte, görüyorsun.. Elbirliğiyle Troya’yı düşürdüğümüz zaman bu haksızlığın acısını çıkaracağım. Daha şimdiden kölelerin olacak yedi güzel gençkızı, en iyi koşan yirmi atı kabul et. Keseler dolusu altınlar da vereceğim sana!..”

AYNEYAS, AFRODİT’İN OĞLUYDU

Böylesi vaadlerle gönlünü etti Filoktetes’in. Geç saatlere kadar birlikte yiyip içtiler. Şarabın da etkisiyle kurdukları hayallerinde, Filoktetes zehirli oklarıyla Troyalı askerleri tümden öldürdü!.. En güzel kadınları ve hazineleri derlediler...Ve bu bal damlayan düşlerden sonra da krallar, bir bir uykuya çekildiler...

Her günkü gibi o sabah da her iki cephedeki hasım ordular savaş düzenine geçti. Ne var ki Troyalılar, Yunanlı askerlerin o günkü canlılığına pek bir anlam veremedi. Bu durumdan kuşkulanan Troyalı komutanlardan Polidamos; dışarı çıkıp vuruşmak yerine, surların içinde kalmayı önerdi...Bu öneriye hemen karşı çıktı komutan Ayneyas... Bütün askerler de ona kulak kesildi. Çünkü herkes hem onu sever, hem de onun öyküsünü bilirdi... Çoban Anhises’in oğluydu Ayneyas; anası da tanrıça Afrodit’ti! Bir zamanlar Afrodit; bir tanrıça olmasına karşın, Kazdağları’nda kavalıyla döktürdüğü o güzelim aşk ve barış ezgilerini dinleye dinleye çoban Anhises’e deli divane vurulmuştu.  O yüzden bir gün ta Kıbrıs’taki tapınağından çıkagelmiş, onunla sevişmişti bu dağda. Bu birliktelikten de Ayneyas dünyaya gelmişti!.. İşte bu öyküsüyle dillere destan olan Ayneyas, surların dışında işgalcilerle vuruşmak gerektiğini söyleyip askerleri dışarı çıkardı. Böylece Troyalılarla Akhalar yüzyüze geldiler. Gelir gelmez de bir hengame, bir kızılca kıyamettir koptu Troya ovasında... 

ZEHİRLİ OKU PARİS’İN ÜSTÜNE SALDI

Savaşa ilk kez katılan Yunanistanlı Filoktetes, savurduğu zehirli oklarla çevresindeki askerleri kırıp geçiriyordu... Haliyle karşı saftaki Helena’nın yeni kocası ve bu savaşın sözde nedeni Pâris de, önüne gelene oklarını savuruyordu. Bir ara bu oklardan biri, Filoktetes’in böğrünü sıyırıp geçti ve bu ok onun yanındaki çok sevdiği bir dostunun göğsüne saplandı. Bunun öfkesiyle şahlanan Filoktetes de, Herakles’in armağanı yayı, var gücüyle sonuna dek gerdi ve zehirli oklardan birini Pâris’in üstüne saldı. Zehirli ok, ince bir ıslık çalaraktan gidip ta kasığına saplandı Pâris’in!.. Bu vurgunla yaralanan Pâris; hemen gerisin geri, son hızla koşmaya başladı. Bir yandan da korkunç bir sancı yayılıyordu bedenine... Bağırıp çağırıyor, naralar atıp inliyordu... Çünkü kasığına saplanan okun ucunda Hidra yılanının zehiri vardı!..

Pâris, bir zamanlar Troya kraliçesi Hekabe’nin bebeğiydi. Bilicilerin ileride onun Troya’ya felaketler getireceğini söylemişti. O yüzden onu Kazdağları’na bıraktılar. Ne var ki çobanlar rasgele buldukları bu bebeği büyüttüler. Haliyle o da çobanlık etmeye başladı...

BİR PERİKIZINA VURULMUŞTU

Sürülerini otlatırken Oynone adlı bir peri kızı vuruldu Paris’e. Paris de onu sevdi; birlikte yaşamaya başladılar... Artık dağda koyunlarından ve karısı Oynone’yle evlerini yürütmekten başka derdi yoktu Pâris’in!.. Daha sonraları tanrılar girdi yaşamına... Üç tanrıça arasında düzenlenen ilk güzellik yarışmasında, aşk tanrıçası Afrodit’i kayırıp onu evren güzeli seçti... Afrodit de karşılık olarak kendisi kadar güzel, Yunanistanlı Helena’nın aşkını sundu ona... İşte Pâris de bu aşkın tetiklediği nice serüvenlerin ve de savaşların hengâmesinde, güzel karısı Oynone’den ve de kendi kişiliğinden uzak yaşadı hep. İşte bedenine saplanan zehirli okun acıları içinde kıvranırken birden ilk gençliğindeki aşkı peri kızı Oynone’yi anımsadı. Çığlıklar ata ata Kazdağları’nın doruklarına, onun olabileceği yerlere doğru tırmanmaya başladı. Oralarda eski çoban arkadaşlarını da bulacaktı....

Filoktetes’in saldığı zehirli ok, Pâris’i sancılar içinde kıvrandıra kıvrandıra öldürdü... Ve gerek orduları, gerekse Olimposlu tanrıları yıllardır savaşlarla, tutkularla harmanlayan ve sözde bütün bunların nedeni sayılan prens Pâris’in ölüsünü, Kazdağları’ndan getirilen odun yığınları üstünde yaktılar... Karısı perikızı Oynone de, onu yanarken görünce dayanamadı... 

O da aynı ateşler içine attı kendini. Ama ölümsüz olduğu için kimse küllerini göremedi...

***

Mitolojiyle ilgilenen okurlarımıza aşağıdaki kitapları öneriyoruz:
Akdenizli Tanrılar (Yaşar Atan)
Küçük Prens (Çeviren: Yaşar Atan)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Metal tokat

Metal tokat

Renault işçileri, yaşadıkları sorunlar karşısında patronların yanında duran şube yönetimine karşı harekete geçti: Delege sayısının 3 katı aday çıktı, seçimlere katılım rekoru kırıldı, şubenin belirlediği adaylar geride kaldı. 200 bin metal işçisini ilgilendiren MESS grup sözleşmesi öncesi Metal Fırtına’nın amiral gemisi Renault’da yapılan seçimler sendikal bürokrasiye tokat oldu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
12 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et