29 Mart 2018

2011 yılında Tunus’tan başlayıp çok sayıda ülkeyi saran ve birçok ülkenin de doğrudan dahil olduğu krizler zinciri art arda dizilmiş yeni krizleri tetikleyen bir süreç başlattı. Krizler zincirinin sonu görünmediği gibi mevcut krizin ardından gelecek olan yeni krizin nereden, nasıl patlayacağı, nerelere kadar uzanacağını da kestirmek çok zor. 

2011 Arap Ayaklanması da başka krizlerin sonuçları olarak çıktı elbette. Ancak bu dönemin “demokrasi ve özgürlük” söylemlerinin perdelediği yeni bir güç paylaşım savaşının ilk sancıları olduğu da artık inkar edilemeyecek kadar ortada. 

Kimileri bu yeni güç paylaşım savaşlarını “tek kutuplu dünyanın çok kutuplu bir dengeye evrilmesi” olarak yorumluyor ki bunun, uzun yıllara yayılan çok kanlı bir süreç olacağını tahmin etmek güç değil. 

Yıllardır devam eden ve hâlâ tehlikeli bir şekilde tırmanarak süren bu güç savaşlarının son sahnelerinden biri Suriye oldu.

ABD-Batı bloğu ve Rusya arasında zaman zaman yumuşasa da Ukrayna krizi ile başlayıp Arap Ayaklanması dönemine yayılan bilek güreşi Suriye’ye kadar uzandı. Kriz içinde kriz potansiyeli taşıyan Suriye sahası yeni krizlerin de tetikleyeni oldu bir anlamda. Şimdilerde Suriye’de iç şartlardan kaynaklanan savaş neredeyse bitmiş olsa da ABD-Rusya ve yerelde de Suudi Arabistan, İsrail, Türkiye, İran arasındaki mücadeleler yeni krizlere gebe…  

Ancak taraflar arasında tehlikeli manevralarla süren bu mücadelenin tek sahası Suriye, tek yöntem de sahada silahlı gruplar üzerinden “kapışmak” değil elbette. 

Son olarak İngiltere ve Rusya arasında başlayıp genişleyen “ajan zehirleme krizi” giderek büyüyor. Rus diplomatların sınır dışı edilmelerinden karşılıklı sert söylemlere kadar çok boyutlu bir restleşme yaşanıyor taraflar arasında. Rusya ile ABD-Batı bloğu arasındaki krizin gölgesinde kalan ABD-İran gerginliğini de unutmamak gerek. 

Deprem etkisi yaratan her kriz yeni ittifakların ve blokların oluşmasına da sebep oluyor. Arap Ayaklanması döneminde Rusya ve İran’ın iyice yakınlaşması gibi… Ancak her ittifak da sadece çıkarların örtüşmesi göz önüne alınarak oluşturulmuyor elbette. Bir de taraf seçmeye zorlananların ve ortak tehdide karşı birleşenlerin oluşturduğu ittifaklar var. Rusya ve ABD-Batı bloğu arasındaki gerginliğin hangi noktalara kadar tırmanacağını tahmin etmek pek mümkün değil ancak mevcut tehlikeli gidişat Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölge ülkelerini muhakkak etkileyecek. Bu anlamda gidişat pek iç açıcı olmadığı gibi, huzur ve barışın ufukta bile görünmediğini tahmin etmek zor değil. Umalım ki, tırmanışta olan yeni kriz yeni bir sahada kanlı bir dönemin başlangıcı şeklinde patlak vermesin.

Biz, ABD-Rusya arasındaki krize dair olasılıkları dikkatle takip etmeye devam ederken diğer taraftan da sahadaki duruma dönelim. Gerçi, mevcut şartların yeni gerginliklerden etkilenmemesi mümkün değil ancak ABD-Batı bloğu ve Rusya arasında tırmanan gerginlik henüz sahaya somut olarak yansımamış olsa da en azından Suriye sahasında bazı sinyallerin ortaya çıkmaya başladığını söylemek mümkün. Son dönemde ABD ve Fransa başta olmak üzere bazı ülkelerden Suriye’ye saldırı yapılabileceğine dair açıklamaların sıklaşması Suriye’de yeni bir kanlı dönemin başlaması ihtimalini de güçlendiriyor. Gerçi bu ülkelerden gelen açıklamalarda “Şam’ın kimyasal silah kullanması durumunda saldırılabileceği” söyleniyor ancak şimdiye kadar yaşanan “kimyasal kullanıldı” krizlerinin sonuçsuz kalması hatta Avrupa ülkelerinin bu iddialara ilişkin raporlarının bile birbirini tutmaması göz önüne alındığında “saldırı şartları oluştuğunda” kimyasal kullanımı gerekçesinin pek de önemli olmayacağı anlaşılabilir.

Diğer taraftan Suriye’nin İsrail ile sınırının olduğu Kuneytra bölgesine yönelik İsrail’den gelecek hamleler sürpriz olmaz gibi görünüyor. Bugüne kadar İsrail birçok kez Suriye’ye hava saldırısı yaptı. Kısa süre önce Suriye, İsrail’in bir uçağını da düşürdü. Ancak İsrail, Suriye’ye yönelik saldırılarında Hizbullah’ın konvoylarını veya silah depolarını vurduğunu savunmuş, saldırılarını Hizbullah üzerinden gerekçelendirmişti. Son haftalarda Suriye sahasındaki gelişmelerle birlikte İsrail’in Hizbullah gerekçesinden vazgeçip doğrudan Suriye’yi hedef alan manevralara girişmesi beklenebilir ki bu durumda Suriye-İsrail sınırındaki Kuneytra bölgesi öne çıkıyor. 

Yine, Suriye-Ürdün sınırındaki Dera kenti çevresinde ABD’nin bazı silahlı grupları eğittiği ve harekete geçirmek üzere hazırladığı da biliniyor. Bunlara ek olarak, bir de Suriye’nin kuzey sınırında Türkiye’nin Afrin’e girmesinin ardından ABD-Türkiye arasında Menbiç başta olmak üzere Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna hamle yapıp yapmayacağı yönündeki tartışmalar var. Tabi Türkiye’nin Afrin’i kontrol altına alması Suriye ordusu, Rusya ve İran’ın İdlip’e yönelik operasyonlarını ve Türkiye’nin de taraflarından biri olduğu çatışmasızlık sürecini doğrudan etkiliyor. Önümüzdeki günler Astana ve Soçi süreçlerini boşa düşürecek gelişmelerin ortaya çıkması da şaşırtıcı olmaz. 

Velhasıl Suriye’de durum belirsiz ve muhtemelen giderek daha karmaşık bir hal alacak yeni bir güç mücadelesinin ilk sancıları yaşanıyor. Suriye ölçeğinden başlamak üzere Irak, Lübnan dahil bölgeyi de kapsayan yeni bir bilek güreşi de başladı. 

Her kriz yenisini tetiklerken ortaya çıkan yeni şartları sağlıklı değerlendirmelerle yorumlayabilmek de giderek zorlaşıyor.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çayırhan’da çakal sofrası

Çayırhan’da çakal sofrası

AKP iktidarının özelleştirmek istediği Çayırhan Termik Santrali ve maden işletmesinin ‘adrese teslim’ ihalesi bugün gerçekleştirilecek. İşçiler ve kamuoyu özelleştirmeye karşı çıkarken, adrese teslim ihaleye sicili kabarık patronların katılması bekleniyor. Çayırhan’ı yutacak sofrada IC İçtaş, Cengiz, Kolin, Limak, Alagöz, Ciner, Yıldızlar SSS var. Ödenmeyen işçi ücretleri madenin satış fiyatından fazla!

317.36 milyon TL: Yunus Emre Termik Enerji Santralinin son 3 ayda ürettiği elektriğin değeri

204.9 milyon TL: Aynı dönemde 1000 işçinin ortalama ücretlerden patrona 'maliyeti'

0 TL: Şirket 2021, 2022 ve 2023 yıllarında hiç vergi ödemedi

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
5 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et