30 Mart 2018 00:57

Gerilim nereye varacak

Gerilim nereye varacak

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Geçmişte İngiltere adına casusluk yapmış olan Eski Rus Albayı Sergey Skripal ve kızının İngiltere’de kuşkulu bir biçimde zehirlenmesi yeni bir uluslararası krize yol açtı. Rusya hedefe kondu. Başta İngiltere olmak üzere pek çok Batılı ülke belirli sayıdaki Rus diplomatı sınır dışı etmeye başladı. Son olarak Nato Genel Sekreteri de NATO’da görevli yedi Rus diplomatın akreditasyonunun iptal edildiğini açıkladı. Buna karşılık Rus Dışişleri Bakanı Lavrov’da bu hareketin yanıtsız kalmayacağını açıklayarak öncelikle ABD’yi suçladı.

Bir taraftan bunlar olurken diğer taraftan da ABD işlerinde Almanya’nın da olduğu bazı Batılı ülkelerin ve özellikle Çin’in ABD’ye ihraç ettiği başta demir-çelik olmak üzere bazı ürünlere ek vergiler uygulamaya hazırlanıyor! Çin, dünyaya “Serbest ticareti savunalım” çağrısı yapıyor. ABD’nin emperyalist stratejisi, Kırım ve Ukrayna olaylarının da kanıtladığı gibi, her fırsatta başta Almanya olmak üzere Avrupalı güçlerin Rusya ile olan çelişkilerini derinleştirmek, onları kendi arkasında hizaya sokmak, Rusya’yı yalnızlaştırmak olarak şekilleniyor. Rusya’ya karşı birlikte, ama kendi içinde bilek bükme, hizaya getirme işleri.

Kuşkusuz bütün bu gelişmelere hızlanan silahlanma eşlik ediyor. Kimin füzesinin daha etkili ve öldürücü olduğu üzerine dehşetengiz bir yarışma sürüyor. Ortadoğu, Pasifik bölgesi, Afrika, Avrupa’nın doğusu daha fazla silahın stoklandığı bölgeler olma yolunda hızla ilerliyorlar. Bölgesel sıcak çatışmalar yaygınlaştırılıyor ve kullanılan yerel güçler üzerinden büyük güçler karşılıklı olarak mücadele ediyor, açık, gizli pazarlıklar yürütüyor, kendi mevzilerini ve kazanımlarını güçlendirmeye çalışıyor.

Uluslararası ilişkiler ve diplomatik manevralar giderek daha fazla mayınlı bir arazide yürümeye benzemeye başladı. Dikkati çeken bir şey var ki o da şu; bütün bu gelişmelerin hızlanması uluslararası ekonomik kuruluşların tespitlerine göre, belli başlı emperyalist ülkelerde ekonomilerin ilk defa neredeyse “Eş zamanlı olarak iyiye gittiğinin” açıklandığı bir dönemde gerçekleşiyor! Yani “Herkesin mutlu olması” gerektiği bir zamanda gerilim tırmanıyor!

Bunun neden böyle olduğu kapitalist emperyalist sistemin mekanizmalarının işleyişinde yatıyor. Herkes daha fazla üretince hep birlikte mutlu olamıyorlar! Çünkü her birinin ürettiğini satması, geniş pazarlara sahip olması gerekiyor. Bu pazarlar için kıran kırana bir mücadele demek. Bir taraftan kendi iç pazarlarını koruyacaklar, diğer taraftan rakiplerin pazarlarına el atacaklar. Bu ise daha fazla karşılıklı mücadele ve gerilim demek. O halde gelsin daha fazla silahlanma, gelsin bölgesel çatışmalar, hazırlık yapılsın daha büyük kapışmalara!

Kuşkusuz bu gerilim ve mücadelenin büyük emperyalist güçler arasında ne zaman sıcak bir çatışmaya döneceği bugünden kestirilemez. Burada yapmaya çalıştığımız sadece bu gidişin yönünü ve onu hızlandıran etkenlere şöyle bir değinmek. Bu tekelci kapitalizmin yani emperyalizmin dünya halklarını sürüklediği felaketin, onlara nasıl bir gelecek hazırladığının genel bir tablosudur. Ama uluslararası işçi sınıfı ve dünyanın emekçi halkları bu felaketli gidişe dur diyebilirler. 

Geleceği, giderek daha az sayıdaki ellerde toplanan servete ve zenginliklere sahip olanların değil, dünyanın işçi ve emekçilerinin şekillendirmesi gerekiyor. Ya cehennemi bir gelecek, ya da sınıfsız, sömürüsüz bir toplum ve dünya. Dünya halkları her geçen gün bu ikilemin ağırlığını daha fazla üzerlerinde hissedecekleri bir döneme giriyorlar.  

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa