Ankara Ankara güzel Ankara
Ankara’daydım.
Ankara, Eskişehir yönünde, neredeyse Polatlı’ yı alacak içine.
İstanbul yönünden gelirken de git git ulaşamıyorsunuz benim bildiğim Ankara’ya.
(Ne yönden gelirsem geleyim umudum, bir gün o “ucube” kapı dedikleri yapıları yıkılmış olarak görmek.)
Hermann Jansen ( Alman kent tasarımcısı) gelecek için (?) 300.000 lik bir kent olarak tasarlamıştı Ankara’ yı. Şimdilerde 5.ooo.ooo mu ne imiş. Ankara büyüdükçe, daha doğrusu çoğaldıkça, yayıldıkça, Anadolu çoraklaşıyor, boşalıyor.
(Bu arada İstanbul’ da kayıtsız kuyutsuz yaşayanların da 5.000.000 u bulduğu söyleniyor.)
Bu muydu ön görülen?
Hayır!
Anadolu ışıldayacaktı!
Osmanlı asker deposu olarak kullanmıştı onu. Anadolu’ lu azıcık yekinince de 40.000 kafayla piramit kurmuştu…
Bırakıyorum şimdi bunları. bırakmasam, içimin kararmasından bu yazıyı bile yazamayacağım.
Tuğla Üreticileri Derneği, benim “Türk Evi” betiğimin dördüncü baskısından dağıtmak istemiş gençlere. Yüzlercesini satın alıp dağıtmış gerçekten. Beni de konuşmacı olarak çağırmışlardı. O nedenle gittim Ankara’ ya…
En son konuşmacıydım.
Öteki konuşmacılardan sonra, bıraktım önceden çalıştığım yazılı konuşmamı bir yana, içimden geldiği gibi konuştum.
Dedim ki:
Biliyor musunuz, Roma’ lı mimar Vitriviyus, imparatoru için yazdığı on ciltlik mimarlık betiğinde (2.000 yıl önce diyelim, yuvarlıyarak,)yazıyor, “Anadolu’ da öyle bir tuğla yaparlar ki taştan daha sağlamdır.”
Bunun doğruluğunu, görebilirsiniz’ Bergama’ mızda… Orada, ne yerde ne gökte duran Kızıl Kilisede örneğin. Sapa sağlam duruyor tuğlalar yüzyıllardır. Şimdilerde dernekleriyle, her şeyi yeniden bulmak zorundalar. Oysa şunca yıl öncesini aşmak zorundaydılar.
Bir din büyüğü öyle dememiş miydi?
“Çocuklarınızı sizin kuşağınız için değil, gelecek kuşak için yetiştirin.
( Oysa şimdi kimileri Arapça öğretmeğe çalışıyorlar çocuklarımızı, zorunlu tutuyorlar buna. Sordum dinleyicilere, “Bir işinize yarar mı yarar mı şimdi siz Arapça öğrenseniz? Çocuklarınıza neden Arapça öğretmeğe kalkışıyorlar kimileri? Yanıt veren olmadı. Dinleyicilerimden kimilerini ağladığını söylediler sonradan.)
(Bu söylediklerimi enaz yirmi beş yıl, giderek yarım yüz yıl önce de söylemiştim. Onun için çağrıldığımda gitmemek olmazdı.)
Gençler için bu türlü toplantılar düzenlediklerinden, ‘Sağ olun, var olun!” Dedim.
Bugün üretilecek yapı gereçleri, önce;
-Sağlığımız için sakıncalı olmamalı. Ağulu, radyoaktif olmamalı.
-Geri dönüşümlü olmalı.
-Dayanıklı olmalı.
Başka özellikleri burada saymağa gerek yok…
Bunun böyle olmasını Yapı Gereci Labaratuvarlarında sınayarak kamuya duyurabiliriz.
Evrensel'i Takip Et