12 Nisan 2018 23:35

Manevra alanı daralıyor

Manevra alanı daralıyor

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Suriye’de Doğu Guta’nın Duma ilçesinde meydana geldiği iddia edilen kimyasal silah saldırısı nedeniyle uluslararası ilişkilerde gerginlik biraz daha tırmandı. Neler olduğunu ayrıntıları ile bilmek zor ama olay provokasyon kokuyor. Doğu Guta rejim tarafından kuşatılmış durumda ve rejimin kimyasal silah kullanması için her hangi bir neden bulunmuyor. Hatırlanacağı gibi Esad yönetiminin elindeki kimyasal maddeler daha önce imha edilmişti.

Ancak ABD ve İngiltere gibi güçler askeri saldırı tehditlerini artırmış durumda. Rejim üzerinden Rusya ve İran sıkıştırılmaya çalışılıyor, Erdoğan yönetimine de “kafa karıştırıcı” dolaylı mesajlar veriliyor. Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, “Bölgesel ve küresel güçlerin yıkıcı ve hayal dahi edilemez sonuçlara neden olacak çıkar çatışmaları yüzünden ilk kez sadece bölgesel, ulusal ya da Suriye’nin güvenliği değil uluslararası güvenlikten endişe duyduğum bir noktaya ulaştı.” değerlendirmesi yapıyor.

Staffan de Mistura içerik olarak doğru söylüyor ama BM’nin de olayların gelişimini etkileyebilecek ne gücü, ne de iradesi bulunuyor. Son zamanlarda meydana gelen her olay büyük güçler arasındaki ipleri biraz daha geriyor, onların “yerel güçler” üzerinden yaptıkları manevra alanını biraz daha daraltıyor. Günlük basına yansıyan haberlere bakılırsa ABD savaş gemileri Suriye’ye yöneliyor, İngilizler Kıbrıs’tan Suriye’yi vurmaya hazırlanıyor, Rusya askeri tedbirlerle onları engellemeye çalışıyor, Trump “Füzelerimiz geliyor” diyor, bir Rus yetkili “Suriye’ye atılacak her füzeyi düşürürüz” diye karşılık veriyor vb.

Bütün bu olayların gelişimi içerisinde Erdoğan yönetiminin derin bir çıkmaza daha fazla saplandığı görülüyor. Rusya ve İran’la bazı ortak adımlar atıyor ama onlar Esad yönetimini destekliyor, Erdoğan ise gitmesinden yana! Buna karşın ABD ve Batılı güçler yeni bir manevra ile Esad yönetimini “Hemen gönderecek” bir pozisyon alıyor ve Erdoğan yönetimine bir mavi boncuk atıyor. Suriye’deki durum son derece ilginç bir hal alıyor.

Kalın çizgileri ile Erdoğan iktidarının bölgedeki durumu şu: Kürt düşmanlığı onu Rusya ve İran’la iş birliğine -bu ülkelerin Kürt sorununda farklı politikaları olmasına karşın- zorluyor ve bu devletlerle ilişkilerinde aradaki boşluklardan ve manevra alanlarından yararlanıp hamle geliştirmeye çalışıyor. Buna karşın Suriye’deki en gerici güçlerle iş birliği yapması onu ABD ve Batılı müttefiklerine bağlıyor! Hep birlikte şeriatçı, gerici güçleri destekliyorlar, onların güvenliğini sağlamaya çalışıyorlar.

Açıkçası Erdoğan iktidarı Batılı güçler tarafından bir yandan en gerici güçlerle iş birliği yapmakla suçlanıyor, diğer taraftan da bu gerici güçlerle iş birliğine zorlanıyor, onların her eyleminden sorumlu tutulabileceği bir pozisyona itiliyor. Rusya ve İran’ın da bu pozisyondan şikayetçi olduğu söylenemez, bu durum onlara da manevra yapma imkanı tanıyor. Ortada Türkiye açısından karmaşık bir durum var ve iplerin bu kadar boşalması, onların karışıp, düğüm olmasına yol açabilecek bir potansiyel taşıyor. Erdoğan iktidarı kendi iradesi olmayan, her an gelişebilecek olayların ardından sürüklenebilecek bir pozisyonda ve bu durum her geçen gün biraz daha belirginleşiyor.

Bütün bu gelişmeler bölgede başta büyük güçler olmak üzere, bölgesel güçler arasında da manevra alanlarının daraldığını açıkça ortaya koyuyor. Eğer bu durumu değiştirecek gerici bir anlaşma olmazsa -bu bir ihtimal olmakla birlikte oldukça zayıf bir olasılık olarak gözüküyor- gerilim biraz daha tırmanacak ve bu tırmanma başlangıçta belki sınırlı silahlı hesaplaşmaya

-Rus paralı askerlerin ABD tarafından bombalanması örneğindeki gibi- dönüşebilecek. Fatura ise her zaman olduğu gibi halklara çıkarılıyor. Ama halkların fatura çıkaracakları bir yol da zorunlu olarak açılıyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa