Ehliyetsiz internet
Fotoğraf: Envato
Türkiye’de internetin 25. yılı dolayısıyla ODTÜ’de düzenlenen etkinlikte konuşan RTÜK Üyesi Taha Yücel, internet kullanımı için ehliyet şartı aranmasını önerdi[0]. Şöyle tarif ediyor bahsettiği ehliyeti Taha Yücel: “Tabii bir internet ehliyeti kavramım var. … gerek Ulaştırma Bakanlığı, gerek BTK, gerek RTÜK ve tüm belki paydaşlarımızın katkısıyla, üniversitelerin de katkısıyla bir internet ehliyeti kavramını ve bir internet okur-yazarlığı interaktif eğitimini oluşturmamız lazım. …opsiyonel olabilir bu ... veya zorunlu olması da düşünülebilir... İnternete bağlanan insanlarda da en azından bir temel internete bağlanma yeterliliği ve ehliyeti aranmalı” Ve ardından esas meseleye geliyor: “…bir ehliyetin onun cihazına yüklendiği…”
Doğrudur interneti daha sağlıklı kullanabilmek üzere çeşitli eğitimlerin verilmesi bir ihtiyaç. Ancak internet kullanmak için ehliyet zorunluluğu hele ki de cihaza ehliyet yüklenmesi başka soruları da beraberinde getiriyor. Yücel’in ifadelerinden anlaşılan cihaza yüklenen dijital bir ehliyet. Bu dijital ehliyetin başka ne gibi işlevleri olacak? Mesela kullanıma dair veri toplayacak mı? Herhangi bir işlevi yoksa neden cihaza yükleniyor? Ya da daha açık bir şekilde soracak olursak önerinin altında girilen siteleri kayıt altına alma ve kullanıcıların tek tek ne yaptığını takip etme isteği yatıyor olabilir mi?
Yücel aynı konuşmasında standart internet hizmeti için aile filtresinin varsayılan olarak açık gelmesini ve ebeveynlerin eğer isterlerse bu filtreyi kapatmasını öneriyor. Aile filtresi ve başka filtreler 2011’den beri var ve istenirse açılabiliyor. Ancak bu filtreyi açanların sayısının oldukça az olduğunu tahmin etmek güç değil. Yücel’in savunduğu Türkiye’de zaten varsayılan olarak sansürlü olan internetin varsayılan olarak daha da sansürlü hale gelmesi.
Ve eğer filtre varsayılan olursa kullanıcıların çoğunluğu -tıpkı şimdi aile filtresini açmadıkları gibi- bu aile filtresini kapatmayacaktır.
Taha Yücel’in önerisini daha açık hale getirmek üzere Kanal 7’ye verdiği röportajdan[1] bir cümle alalım: “Aileye mümkün mertebe çocuklarını kendi kontrolleri dışında bilgisayarla baş başa bırakmamak görevi düşüyor. Ekran anne babanın göreceği bir açıda ve yerde olmalı...” Yücel, çocuğunuza öğretip ona güvendiğiniz bir ebeveyn-çocuk ilişkisini değil, çocuğun her adımını takip edip denetlediğiniz bir ilişkiyi öneriyor. Böyle bir yaklaşımın bir sonraki doğal adımı “ekranı görmediğiniz zaman dahi denetleyebilmek üzere çocuğun cihazına casus yazılım yüklemek” olursa pek de şaşırtıcı olmaz.
Eğer Yücel’in ehliyet önerisi diğer önerileriyle aynı ruhu taşıyorsa oradan daha fazla denetim ve daha fazla takipten başka bir şey çıkmaz. İnternete “ehliyet” değil özgürlük gerek.
[0] https://goo.gl/35bKCq
[1] https://goo.gl/KeZtoS
- Çocukları çevrimiçi tehlikelerden kim koruyacak? 14 Aralık 2024 04:24
- Sosyal medyaya yaş sınırlaması çocukları koruyabilir mi? 30 Kasım 2024 04:50
- Medyanın arama tekeli ile imtihanı 23 Kasım 2024 05:01
- Teknoloji patronları ABD seçiminin galiplerinden 09 Kasım 2024 04:32
- Platformlar ve yayıncılar çevrim içi radikalleşmenin neresinde? 19 Ekim 2024 06:56
- Hamam böceği yuvası mutfakta değil 10 Ekim 2024 04:55
- ‘Yerli ve milli’lik siber güvenliğin neresinde? 21 Eylül 2024 06:01
- Sızan/sızmayan veri ve sonrası 14 Eylül 2024 04:54
- Modern İskenderiye Kütüphanesi yanarken 07 Eylül 2024 04:43
- Genç oyun geliştiricilere vadedilen kabus 24 Ağustos 2024 05:58
- Oyunları kim, neden hedefe koyar? 17 Ağustos 2024 05:04
- Sansür, ebeveynler ve oyunlar 10 Ağustos 2024 06:30