1 Mayıs’a doğru en acil görev

İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü olan 1 Mayıs, bütün dünyada sendikalar ve onların en üst örgütlenme biçimi olan sendikal konfederasyonlar tarafından kutlanır. 1 Mayıs’ın ilan edildiği tarihten beri, işçilerin sendikalar ve konfederasyonlar olarak örgütlendikleri ülkelerde 1 Mayıs kutlamalarının geleneği böyle oluşmuştur.

Türkiye’de 1 Mayıs, sen azından 1990’ların başlarından itibaren yeniden legal olarak kutlanmaya başlandıktan sonra konfederasyonların ortak girişimleriyle kutlanıyordu.

Ancak ilerleyen yıllarda DİSK’in 1 Mayıs’ı “kendi bayramı” gibi görmesi ve diğer konfederasyonları dışlayan tutumlar alması, kimi sol çevrelerin de 1 Mayıs’ı “solcuların gösteri günü” gören anlayışları ve İstanbul’da “Taksim fetişizmi”ne dönüşen “Taksim’de kutlama” ısrarı, gibi nedenlerle 1 Mayıs kutlamaları bölündü!

Son yıllarda ise; bu “bölünmeyi” bir “kazanılmış hakka” dönüştüren DİSK ve KESK dışındaki konfederasyonlar 1 Mayıs’ı bir “Birilik Mücadele ve Dayanışma Günü” olarak kutlamaktan çok işçilerin “bölünme ve ayrıştırılma günü”ne dönüştüren bir yol izlediler.

Nitekim bu yıl, DİSK, KESK, TMMOB ve TTB ile çeşitli emek ve meslek örgütleri ile emekten yana siyasi çevreler 1 Mayıs’ı, “Ülke sathında, mümkün olan her yerde en kitlesel biçimde kutlama” kararı alırken, Türk-İş, Hak-İş, Kamu-Sen ve Memur-Sen’in ise 1 Mayıs’ı, “Her biri ayrı ilde ve tek merkezde kutlamak” için kararlar aldığı belirtiliyor.

Gazetemiz Evrensel, yayın yaşamına başladığı 1995’ten beri 1 Mayısların “Tüm sendikalar ve konfederasyonların ortak ve mümkün olan her yerde en geniş emekçi katılımıyla kutlanmasını” savunmaktadır.

Nitekim, artık en azından 10 yıldan beri, kimi sol siyasi çevrelerin kendilerine has gerekçelerle bunu savunması dışında, artık “tek merkezli bir 1 Mayıs” savunan kalmamıştır.

Yukarıda adı geçen dört konfederasyon yöneticileri ise, “tek merkez”, “çok merkez” gibi bir tartışmanın da dışına düşerek, 1 Mayıs’ı “yasak savmak” için tek ilde kutlamaktadırlar.

Hani bugün bu “Tek ilde 1 Mayıs kutlayan” konfederasyonların yöneticilerine “Neden tek bir ilde 1 Mayıs kutluyorsunuz? Neden işçilerden, emekçilerden 1 Mayıs’ı kaçırıyorsunuz?​” deseniz verecek mantıklı bir yanıtları yoktur.

Ancak çeşitli konfederasyon ve sendikalardan işçiler, yöneticilerin bu doğrultudaki tutumuna karşın, emekçiler ve mücadeleci sendikacılar, 1 Mayıs’ı fiiliyatta kutlanamaz hale getirdikleri “tek merkez” ve “tek konfederasyon” etrafında “kutlama” tutumuna karşı çıkmaktadır.

İzmir ve Ankara’da Türk-İş’e bağlı sendikaların şubelerinin DİSK ve KESK’e bağlı sendikaların şubeleriyle ortak kutlamalara katılma kararı, diğer pek çok ilde de böyle olacağına dair işaretlerin olması elbette ki çok önemlidir.

Nitekim İstanbul’da Türk-İş’e bağlı şubelerin henüz bir kararı olmasa da Esenyurt-Avcılar bölgesinde Türk-İş, Hak-İş, KESK ve DİSK’e bağlı sendikalar ile makina mühendisleri odasının yerel yöneticilerinin, 1 Mayıs’a ortak hazırlanma, bu kapsamda bölgede yerel kutlamalar düzenleme doğrultusunda birleşmiş olmaları elbette ki başka yerlere de örnek olacak mahiyette bir gelişmedir.

Sendikaların yerel örgütleri içindeki bu gelişmeler de göstermektedir ki, yukarıda adı geçen konfederasyon ve bağlı sendikaların üst yöneticilerinin “Şu ya da bu ile gitme” çağrılarından bağımsız olarak, işçilerin, emekçilerin yerel kutlamalara katılma eğilimi oldukça güçlüdür. Bu eğilimi bir mücadele gücüne dönüştürme bakımından 1 Mayıs hem tarihi hem de bugünkü misyonu ile önemli dayanaklar sunmaktadır.

İçinden geçtiğimiz OHAL koşulları, AKP iktidarının “tek parti tek adam rejimi” uygulamaları... dikkate alındığında 1 Mayıs’ın özgürlüklere ve emeğin haklarına yönelik saldırılara hayır diyen bir yaygın gösteriler olarak vücut bulmasının önemi tartışılmazdır.

Bu yüzden de;

- Emekçi yığınlar içinde geniş bir teşhir faaliyetinin sürdürülmesi,

- 1  Mayıs’a katılma potansiyeli olan sendikaların yerel örgütleri ve her türden emekçi örgütün 1 Mayıs’a kendi talepleriyle katılmasının teşviki,

- Emekçi yığınların 1 Mayıs alanlarına örgütlü bir biçimde gidebilmesinin sağlanması için gerekli girişimlerin yapılması günün en önemli görevi olarak ortaya çıkmıştır.

Öyleyse, “Haydi 1 Mayıs’a” sloganının gereği olan girişimlerin yapılması için “Haydi çalışmaya, haydi mücadeleye!”

EVRENSEL'İNMANŞETİ

OVP masada

OVP masada

Kamu, metal ve liman başta olmak üzere toplu sözleşme ve zam sürecindeki yüz binlerce işçiye orta vadeli programda yer alan düşük zam dayatılıyor. Patron, iktidar ve sendikal bürokrasi eliyle işçilere kabulettirilmek istenen bu zehirli programa karşı işçiler, birleşmek ve insanca yaşanacak ücret talebini kazanmak için yol arıyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
BİSAM: Açlık sınırı 22 bin 886 TL, yoksulluk sınırı 79 bin 165 TL.

Evrensel'i Takip Et