20 Nisan 2018 00:15

Haberciyi öldürdüler ama haber yaşıyor

Haberciyi öldürdüler ama haber yaşıyor

Fotoğraf: Envato

Paylaş

16 Ekim 2017’de, yolsuzluk ve para aklama cenneti olan Malta’nın tanınmış araştırmacı gazetecisi Daphne Caruana Galizia arabasına konulan bir bomba ile öldürülmüştü. Galizia cinayetindentam 6 ay sonra, bu hafta, 15 farklı ülkeden, aralarında Guardian, Reuters, Le Monde ve New York Times’ın da olduğu 18 medya kuruluşu “Daphne Projesi”ni başlattı. Bu 18 medya kuruluşunda çalışan gazeteciler Daphne Caruana Galiza’nın yaşarken sürdürmekte olduğu yolsuzluk haberlerinin izini bırakmayacak ve bu korkusuz gazetecinin güçlü ve çok zenginleri rahatsız eden araştırmalarını devam ettirecekler. 

Daphne Galizia’nın haberleri 2016 yılında ortaya dökülen Panama Belgeleri ve Malta Dosyaları skandallarıyla uluslararası camianın dikkatini çekmişti. Hatırlayacaksınız, bu belgelerin basına sızmasıyla birlikte, Matla gibi yolsuzluk cenneti ülkelerde illegal off-shore bankacılık ve vergiden muaf şirket kurma işlemleri yapan siyasetçiler, onların ailelerinin serveti ve dünyanın birçok ülkesinden tanınmış şahsiyetin kara para aklama yöntemleri ortaya dökülmüştü. Panama Belgeleri, güçlü ve süper zengin insanların Malta gibi vergi cennetlerinde stokladıkları kirli servetlerine ışık tutmuştu. Bu belgelerden öğrendiğimiz kadarıyla, Malta aynı zamanda dünyanın pek çok ülkesindeki güç oyuncularının sülale boyu şirket kurdukları bir ülkeydi. Ukrayna eski başbakan yardımcısı Valerie Voshchevsky, Kazakistan savunma bakanı Beibut Atamkulov, Avusturya eski şansölyesi Alfred Gusenbauer, Hintli politikacı Ravindra Kishore Sinha ve Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım ile oğulları bu isimler arasındaydı. 

Bu derece güçlü ve zengin insanların pisliklerini ortaya çıkarmak, kuşkusuz büyük cesaret istiyor. Korkusuz bir araştırmacı gazeteci ve blogger olan Daphne Galizia, yaptığı haberler nedeniyle ölüm tehditleri alıyor ve kendisi gibi gazeteci-siyasetçi olan oğulları ve hukukçu olan kocası onun hayatından endişe ediyordu. Çünkü bu küçük Avrupa ülkesinde doğruları yazan gazeteci kendi halkı tarafından bile desteklenmiyordu. Suikasta kurban gitmeden birkaç gün önce, bir insan hakları grubuna verdiği söyleşide ülkesinde nasıl bir nefret söylemine maruz kaldığını anlatıyordu: “Beni yaptığım haberler nedeniyle bir ulusal günah keçisine çevirdiler ve bu 30 yıldır devam ediyor. Yazdığım İngilizce bloğu anlayacak kadar yabancı dil bilmeyen insanlar bile benden nefret ediyor. Ne anlattığımı bile anlamadan, bir kişi olarak, bir gazeteci figürü olarak benden nefret etmeye koşullandıklarının farkındayım.”

Ülkesinin ne derece yoğun bir pisliğin içine batmış olduğunu ortaya seren her gazeteci gibi, Galizia da nefret oklarını üzerine çekmiş, yazdığı çirkin gerçekler nedeniyle hedef tahtasına konulmuştu. Buna rağmen, kendisine sansür uygulamadı ve ülkesinin çürümüş güçlü gruplarına karşı sert üslubuyla belgeli haberlerini yazmaya devam etti. Dünyada cesur gazeteciliğe örnek gösterilirken, kendi ülkesi Malta’da sokakta yürürken bile tacize uğrar haldeydi. İnsanlar kamusal alanda fotoğraflarını çekiyor, sosyal medyada paylaşıyor ve hakkında aşağılayıcı, nefret söylemi içeren çok sayıda sosyal medya içeriği üretiliyordu. Tehdit ve tacizler sadece kendisini kapsamadı. Hukukçu olan eşinin şirketinin devletten aldığı ihaleler kesildi; Hindistan’da diplomat olan büyük oğlu bir günde işsiz bırakıldı ve usulsüzce yurda çağrıldı. Öldürülmeden önce Galizia aleyhine açılmış toplam 47 dava vardı, ama o hala güçlü ve kirli olanlara karşı meydan okuyordu. Ölümü öncesi ve sonrası yaşanan bu korku iklimi, Malta’daki diğer gazetecilerin de oto-sansür uygulamalarına neden oluyordu. 

Malta’da Başkan Joseph Muscat ve partisi yolsuzlukların cezasız kalmasına, polisin ve yargının zayıflamasına neden olmak ve Galizia’nın öldürülmesi için uygun ortama zemin hazırlamakla suçlanıyor. AB’nin en küçük üyesi olan Malta, suçlular ve kleptokratlar için adeta bir mıknatıs gibi. 

Bu noktada, Daphne Galizia’nın öldürülmesiyle su yüzüne çıkan pek çok soru işareti, uluslararası gazetecileri bir araya getiren bir platformazemin oluşturdu: “Daphne Projesi.” Daha önceleri “Yasak Haber/Forbidden News” adı altında yürütülen ve sansürlenmiş uluslararası haberleri bir konsorsiyum olarak takip eden ve bunları tamamlayıp yayınlayan araştırmacı gazeteciler, şimdi Daphe Projesi çatısı altında bezer bir çalışmayı sürdürecek ve Daphne Galizia’nın geride bıraktığı notlar ve belgeleri tarayarak, yarım kalan yolsuzluk haberlerini tamamlayacaklar. 
Daphne Projesi’nin araştırma ilk haberi bu hafta yayımlandı. Bu haber, gazeteci Daphne Galizia suikastının arka planına odaklanıyor. Cinayet nasıl planlandı? Nasıl gerçekleşti? Emri kim verdi? Kim, hangi suçtan yargılanıyor? Eşi ve üç oğlu ilk kez neler diyor? Dünyanın 15 ülkesinden 18 medya kuruluşu Daphne Galizia’nın bıraktığı yerden devam ediyor. Haberciyi vurdular, ama haber yaşamaya devam ediyor. Bu müthiş gazetecilik dayanışmasına şapka çıkarıyorum. 

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa