21 Nisan 2018 00:15

Seçim, 1 Mayıs ve işçiler

Seçim, 1 Mayıs ve işçiler

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İşçiler emekçiler, özellikle ileri kesimleri, şu günlerde 1 Mayıs’ı kutlamaya hazırlanıyorlar. 

Ülkenin dört bir yanından gazetemize gelen haberler, geçmiş yıllara göre bu yıl işçilerin, birleşme ve 1 Mayıs’ı ortak kutlama konusunda çok daha hevesli olduklarını göstermektedir. Örneğin bu yıl Türk-İş ve DİSK’e bağlı sendikaların üyesi işçilerin yerel sendikacıların ortak bir 1 Mayıs kutlaması için geçmiş yıllara göre daha çok birleştikleri kuşkusuzdur.

Tam böyle bir dönemde Erdoğan-Bahçeli ittifakı; Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçiminin, 24 Haziran 2018 günü yapılması için karar aldılar. Yetmedi; seçim kararından birkaç saat sonra da OHAL’in üç ay daha uzatılması AKP ve MHP vekillerinin olarıyla Meclisten geçirildi. Yani Erdoğan-Bahçeli ittifakı, “baskın seçim” kararı aldı. 

Elbette seçim işçiler için siyasete müdahale etmenin bir vesilesi olarak hemen her zaman önemlidir. Ama 24 Haziran seçimi,  işçiler, emekçiler, elbette Türkiye’nin “tek parti tek adam rejimi”ne sürüklenmesi istemeyen her vatandaşı için yakın geçmişteki bütün seçimlerden daha önemli bir hal kazanmıştır.

Bu yüzden de önceki seçimlerde AKP ve MHP’ye oy veren işçiler bu seçimde “tek parti tek adam düzenine hayır” demeli; yani bu partilere oy vermemelidir.

Çünkü “tek parti tek adam düzeni”;

- Sürekli bir OHAL düzenidir,

- Grevlerin yasaklandığı, işçi haklarının savunmanın bugünkü kadar bile mümkün olmadığı bir düzendir,

- Halkın, din istismarcılığı, ırkçılıkla, hamaset ve yalanla beslendiği bir düzendir,

- Gençlere gelecek güvencesizliği, işsizlik, eğitimsizlik, şehitlik ve gaziliğin layık görüldüğü bir düzendir,

- Kadınların şiddetin daha yaygın uygulandığı, kadın cinayetlerinin daha da arttığı, ucuz iş gücü pazarına bugünkünden bile beter koşullarda sürüldüğü bir düzendir,

- Hak isteyenin, özgürlük isteyenin, barış isteyenin “vatan haini”, “bölücü”, “terörist işbirlikçisi”,...olarak suçlandığı bir düzendir,

- İşçiye, emekçiye, gençlere, kadınlara, azınlık milliyetlere ve inançlara bu günleri bile aratacak bir düzendir.

Böyle bir düzenin yasallaşması için işçi neden oy vermeli ki?

Zaten, eğer bir partin taraftarı değil de bir emekçi olarak bakıldığında; 16 yıllık AKP iktidarı, işçilere, emekçilere hoş görünmek için göz boyayıcı kimi uygulamalar yapmışsa da gerçekte işçilere, ne refah, ne güvenceli bir iş, ne çocuklarına “güvenli bir gelecek” sağlamak için adımlar atmıştır. Hazinede, kamu fonlarında; halktan alınan vergiler, harçlar, cezalar, özelleştirme adı altında toplanan ne varsa bunlar yandaş sermayeye dağıtılmıştır. Halka ise; işsizlik, yoksulluk, şehitlik, gazilik, kefenle yatıp kalkma eğitimsizlik, OHAL’le terbiye edilme... kalmıştır.

Eğer içiler, “Biz dün AKP’ye, MHP’ye oy verdik, şimdi niye vermeyelim” diyen bir tutum alırlarsa; bilmelidirler ki, sadece kendilerini değil, çocuklarını, torunlarını da “tek parti tek adam düzeni”nde ezilmeye mahkum edeceklerdir. Dahası bugün “seçim” adı altında gündeme getirilen; “tek parti tek adam düzenine evet mi hayır mı?” oylamasıdır. Bu yüzden de kimse eski partisine oy vermediği için partisine ihanet etmiş duygusuna kapılmamalıdır. 

Bunu işçilerin, emekçilerin anlaması gerekir. Ama bu kolay değildir.

Bu yüzden de asıl iş, işçilerin ileri kesimlerine ve mücadeleci sendikacılara düşmektedir. Bu da bugüne kadar AKP ve MHP’ye oy vermiş işçilere “tek adam düzeni”nin nasıl bir düzen olacağını, bugün AKP ve MHP’ye oy veren işçinin kendi partisine değil böyle bir düzenin yasalaşıp sürgit gitmesi için oy vereceğini anlatması görevidir.

Elbette içinde geçilen dönemin şimdi bir de “baskın seçim”le baskılandığı dikkate alındığında, 1 Mayıs hazırlıkları ve alanlarda “tek parti tek adam rejimine hayır” pankartları ve sloganların öne çıkmasının önemi apaçıktır.

Seçimde böyle bir tutum alma hem işçi sınıfının bir ferdi olmanın hem de 1 Mayıs’ın anlam önemi bakımında da önemli olacaktır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa