Daha yaygın ve görkemli bir 1 Mayıs'a doğru
Gazetemize gelen haber ve çeşitli işyerlerinden ve işkollarından işçilerin yazdıkları mektuplar; bu yıl işçilerin 1 Mayıs’ı kutlamak için daha bir istekli ve heyecan içinde olduklarını gösteriyor. Büyük kentlerdeki bazı sanayi havzalarında ve emekçi semtlerinde; bir yandan 1 Mayıs’a hazırlık öte yanıyla ellerinde olmayan nedenlerle merkezi alanlara gidemeyecek işçilerin 1 Mayıs’ı kutlamasından geri kalmamasını gözeten yerel kutlamaların yapılmasına da başlandı. Bu hafta sonu yerel kutlamaların daha da yaygınlaşması bekleniyor.
2018 1 Mayısı’nın bir diğer özelliği daha var; İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere pek çok kentte, Türk-İş’e bağlı şubelerin de önemli ölçüde kutlamalara katılması. Şubelerin böyle bir inisiyatif alması elbette işçi sınıfımızın mücadelesi açısında önemlidir ve 1 Mayıs’ın geleneğine ve ruhuna uygun bir tutumdur.
Kuşkusuz, bu 1 Mayıs’ın bir diğer özelliği de sınıfın sorunlarının geçmiş yıllara gör daha yoğun tartışılması yanında “OHAL’in kaldırılması” talebi ve “tek adam rejimine karşı mücadele”, “seçimler”... gibi siyasi konuların da işçilerin gündeminde önemli ölçüde yer almaya başlamış olmasıdır.
Öte yandan, son yıllarda İstanbul’da “1 Mayıs Taksim’den başka yerde kutlanmaz” tartışmasının işçilerin gündemini tıkamaması da gerek emekçiler, gerekse 1 Mayıs’ın kutlanmasına katılacak siyasi çevrelerin 1 Mayıs etkinliklerine daha yoğun katılımını da getirmektedir. Bu, kentlerin merkezi yerlerinde ve işçi duraklarında ortak bildiri dağıtımlarında, çeşitli yerel etkinliklerde görülmektedir.
Gerek işyerinde gerekse emekçi semtlerindeki emareler, 2018 1 Mayısı’nın; geçmiş yıllara göre daha yaygın, daha kitlesel ve daha görkemli bir 1 Mayıs olacağına işaret etmektedir.
Evet bu yıl “Taksim tartışması” gündemi “tıkayacak” kadar yaygın değil; ama, “1 Mayıs Taksim’den başka yerde kutlanmaz” diyen siyasi çevreler de yok değil.
Kuşkusuz bu tutum, bu çevrelerin “sınıf dışı ideolojik platformları”yla bağlantılı ve onlara söylenecek çok şey yok.
Ama bu yıl, DİSKBirleşik Metal-İş Sendikası da her ne hikmetse, DİSK’in de içinde olduğu sendika ve emek örgütlerinin düzenlediği Maltepe’deki 1 Mayıs’a katılmak yerine, herkesi “1 Mayıs’ı Taksim’de kutlama” kararı almıştır. Birleşik Metal-İş Başkanlar Kurulu, 30 Mart 2018 günü toplanıp, “1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanması” kararın almış ve herkesi de bunun için Taksim’e çağırmış!
Ama o günden beri de Birleşik Metal’in, ne diğer sendikaların Taksim’e gelmeleri için bir girişimi duyuldu ne de Birleşik Metal’in kendi üyelerini Taksim‘e götürmek için işyerinde örgütlenmeler yaptığına dair bir çalışması görülüyor.
Kaldı ki; Birleşik Metal yönetimin, 1 Mayıs’ı kutlama gerekçelerine bakıldığında; o gerekçelerden “1 Mayıs Taksim dışında kutlanamaz” sonucu değil, “1 Mayıs, yer, koşul gözetmeden en kitlesel biçimde kutlanmalıdır” sonucu çıkar!
Ama Birleşik Metal yöneticileri, İstanbul-Maltepe’de yapılacak mitinge katılacakları, “bellek kayması”yla suçluyor ve ekliyor: “İstanbul’da 1 Mayıs alanı yalnızca Taksim’dir. Başka alan çağrıları mücadele kaçkıncılarının günü kurtarma çabalarıdır!”
Doğrusu, bir sendika böyle kararlar alır ve bu kararı da böyle savunursa, sözcüğün gerçek anlamıyla “sözün bittiği yere” de gelinmiş olur.
Yani bir alan dolusu işçi emekçi, “Maltepe’de bir araya gelip taleplerini haykırırken ”1 Mayıs kaçkını”, “mücadele kaçkını” oluyor ama 1 Mayıs’ı kutlamak için işçileri “Taksim’e çıkanlar, çıkmayanlar” olarak bölüp, üstelik de Taksim’e asla çıkamayacak olanlar “mücadele yanlısı”, “Halis 1 Mayısçılar” oluyor!
“Pes doğrusu” demek bile durumu ifade etmekten aciz kalır!
Evrensel'i Takip Et