'At pazarlığı' meselesi
Fotoğraf: Envato
Kirvem,
Anayasa mucibince yapılması zorunlu olan seçimlerin erkene alınmasının ardından özellikle payitahtımız Ankara’da kopan vaveylanın bini bir para!
İktidar koltuğunun en tepesinde oturan muhterem zat ve avaneleri seçim tarihlerinde asla ve kat’a herhangi bir değişiklik yapılmayacağını, böyle bir şeyin söz konusu dahi edilmeyeceğini sıkça tekrarlayıp dururken, tepeden inme bir kararla sadece erken değil, hani deyim yerindeyse tıpkı yangından mal kaçırırcasına anında kapımızı çalan “baskın basanındır” tekerlemesiyle seçim sathımailine doğru yelken açtığımız malum...
Milletçe içine tıklım tıkış doluştuğumuz “vatan” adlı takamızın yelkenlerini fora eder etmez, siyaset sahnesinde ne tür dolapların döndüğünü, kapalı kapılar ardında kimlerin hangi hesaplar peşinde koşuşturup, hangi “şapka”ları, hangi “koltuk”ları birbirlerine “gaptırmamak” için ““usta”ca manevralarla ne tür taklalar attıklarını ibreti alem tahtında izlemeye koyulduk...
Her kafadan bir sesin çıktığı veya tam aksine OHAL şartlarında kimi “parazit” seslerin resmen susturulup, üstüne üstlük bir de güya “üç aylık ömür” biçilen ama ne hikmetse her defasında sudan bahanelerle uzatılan, dahası da KHK’lerle bir de milletin yüce Meclisinin hemen her konuda baypas edilmesiyle başlayan bu süreç zarfında ne denli “demokratik” bir ülke olduğumuzu bir kez daha çok şükür yaşadık, yaşı-yoruz!
Kimilerimiz sanki gökten zembille inen “mutlu azınlık” tayfasının temsilcileri olarak rahat, kadife koltuklarımızda yan gelip yatarken, kimilerimiz de kıytırık bir tabure bulamadığımız için “vatan” denen bu takada balık istifiyle ayakta seyahat eden “vatandaş” kimliğimizle, bugün-yarın önümüze konulan sandıklarda oylarımızı kullanıp, böylece “milli görev”imizi yerine getirmenin mutluluğunu yaşayacağız inşallah!
Ancak...İnşallah, maşallah derken diğer taraftan da halihazırdaki bu seçim sistemiyle, hele hele yüzde onluk baraj engeline rağmen, yine de sandık başlarına sabahın köründen itibaren koşup, dolayısıyla “milli irade”mizi demokratik hukuk devletimizin kurallarına binaen gerçekten de sergileyebilecek miyiz acaba?
Özüme kalırsa no!
Çünkü her biri başlı başına birer siyaset dehası, birer politika “cambaz”ı kesilen, en önemlisi de kendi külahlarını “koruyup kollamak” için her türlü alavere dalaverelerle memleketi “ittifaklar mezarlığına”, ülkenin yönetimini de affedersiniz “at pazarlığına” dönüştürenlerin cirit attığı ülkelerde demokrasinin olmazsa olmaz kuralları yerine “abidik gubidik” işler sonucunda atı alanlar Üsküdar’ı geçip giderken aynı zamanda geride kalanlara bir de utanmadan, sıkılmadan nanik yapıyorlar maalesef!
Öyle ya da böyle, önümüzdeki günlerde sandık sonuçlarının ardından kimlerin defterleri dürülecek veya alkışlar eşliğinde kimlerin karşısına geçip “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye-rek gırtlaklarımızı paralayacağımızı yakında birlikte izleyip göreceğiz Kirvem!
- Bitmeyen yazı* 05 Nisan 2022 00:14
- ‘Saltanat kayıkları’ meselesi 19 Mart 2022 23:23
- 'Ayıp' meselesi 12 Mart 2022 23:00
- ‘Yamuk beyinler’ meselesi 05 Mart 2022 21:31
- ‘İp ipullah sivri külah’ meselesi 26 Şubat 2022 23:05
- ‘Laklakiyat’ meselesi 19 Şubat 2022 20:45
- ‘Saz çalıp çığırmak’ meselesi 12 Şubat 2022 22:00
- ‘Demirkazık’ meselesi 05 Şubat 2022 23:20
- ‘Minik serçe’ meselesi 30 Ocak 2022 02:15
- ‘Enkaz’ meselesi 23 Ocak 2022 02:43
- ‘Rektifiye’ meselesi 16 Ocak 2022 03:40
- "Aç tavuk" meselesi 09 Ocak 2022 02:30