4 Mayıs 2018

Seçim öncesinde piyasalar neden kaygılı?

Erdoğan’ın faiz çıkışına rağmen Merkez Bankasından gelen faiz artırımı da TL’nin değer kaybını durdurmaya yetmedi. Avro dolar paritesindeki gelişmelerin de etkisiyle dolar TL karşısında yükselişini sürdürürken gösterge faiz ise rekor yenileyerek 14.60 seviyesine ulaştı.
Bu yükselişin ardındaki asli dinamik son aylarda piyasaların odaklandığı bütçe dengesindeki bozulma oldu. Binali Yıldırım’ın bütçeye ek 24 milyar lira yük getireceğini belirttiği “hediye paketi” TL’den kaçışı bir kez daha tetikledi. Hatırlanacağı gibi 2018 yılı bütçesinde 65.9 milyar TL bütçe açığı öngörülmüştü. İlk üç ay sonunda ise bütçe açığı 20.2 milyar TL’ye ulaştı. Açıklanan paket kaçınılmaz olarak bu hedefin tutturulmasına dönük soru işaretlerini daha da arttırıyor. Bunun da ötesinde yapılan hesaplar paketin bütçeye getireceği maliyetin Yıldırım’ın dile getirdiğinin çok daha üzerinde olacağına işaret ediyor.

Yıldırım’ın açıklamasının peşi sıra kredi derecelendirme kuruluşu S&P Türkiye’nin yabancı para cinsinden kredi notunu bir basamak daha indirerek BB  seviyesine çekti. Yapılan açıklamada bozulan mali disiplin ve yüksek enflasyon, kararın ardındaki başlıca etkenler olarak ön plana çıkarılmaktaydı. Hükümet beklendiği gibi seçim öncesi alınan not indirimi kararına komplo teorileriyle karşılık verdi. Ne var ki, her iki konuda da hükümetin eli zayıf. Bütçe konusuna yukarıda kısaca değindik. Enflasyon konusunda da durum pek farklı değil. Hedeflerle gerçekler arasındaki uçurum büyük.

Merkez Bankası uzunca bir süredir enflasyon hedefini tutturmak bir yana yaklaşamıyor dahi. OVP’de 2018-2020 dönemine ilişkin enflasyon hedefi yüzde 5 olarak açıklanmıştı. 2018 yılına dönük enflasyon beklentisi önce 7 olarak ifade edildi, ocak sonunda 7.9’a, geçtiğimiz günlerde ise 8.4’e revize edildi. Yılın ilk üç ayında gerçekleşen enflasyon ise çift hanelerin altına gerilemiş değil. Gün geçtikçe gerçekleşen enflasyon beklentiye yaklaşacağına beklenti gerçekleşen enflasyona yaklaşıyor. İşin ilginç tarafı Çetinkaya enflasyon beklentisini 8.4’e revize ettiği gün Mehmet Şimşek enflasyonun tek hanelere inmesinin TL güçlenmediği takdirde zor olduğunu ifade ediyor. Kısacası koyulan hedefe, dile getirilen beklentiye ne Merkez Bankası, ne de Hükümet inanıyor. İnşallah diyerek bir hedef belirleniyor, daha sonra kademeli olarak gerçekleşen enflasyonu yakalamaya dönük revizyonlar yapılıyor ama hedefi bulamadan yıl tamamlanıyor. Açıklanan beklentilerdeki ciddiyetsizlik merkez bankasının beklentileri yönlendirebilmek için gereksinim duyduğu kredibiliteyi tümüyle yitirmesine neden oluyor.

Piyasaları kaygılandıran bir diğer başlık ise son günlerde iktidara yakın isimlerce de sıkça dile getirilen seçimin hemen ardından yeni bir erken seçim yaşanma olasılığı. Muhalefet cephesinde gerçekleşen dörtlü koalisyon özellikle SP’nin Meclise taşınması açısından büyük önem taşıyor. Zira SP ile AKP’nin oyu arasındaki geçişkenlik çok güçlü. 2005 yılında seçimlere BBP ile ittifak halinde giren SP haziran ayında yüzde 2.1 oranında oy almıştı. Kasım ayındaki seçimlerde ise AKP’ye önemli oranda oy kayması yaşanmış ve oy oranı yüzde 0.7’ye düşmüştü. İttifak açıklamasından önce yapılan son kamuoyu araştırmalarına göre SP’nin oyu önümüzdeki seçimlerde yüzde 3’ler düzeyinde görünüyor. İttifak ile bundan böyle SP’ye verilen oylar milletvekiline dönüşeceği için burada bir miktar daha yükselme yaşanması beklenebilir. Bu yükseliş AKP’nin oyunu hemen hemen aynı oranda aşağı çekecek gibi görünüyor. HDP’nin anketlerin gösterdiği doğrultuda tek başına Meclise gireceğini göz önünde bulundurduğumuzda iktidar kanadının gerekli Meclis çoğunluğunu bulması zor görünüyor.

Mevcut tablo iktidar cephesini huzursuzlandırıyor ve “Mecliste çoğunluğu alana kadar seçimleri tekrarlarız” söylemi ile seçmen tıpkı haziran seçimleri sonrasında olduğu gibi yola getirilmek isteniyor. Ne var ki, bu tehdit (en azından kısa vadede) TL üzerinde daha fazla baskı oluştururken, faizleri yukarı taşıyor. Zira peşi sıra gelecek yeni bir seçim günden güne bozulan bütçe açığının iyice kontrolden çıkmasına yol açacaktır.

Ekonominin gidişatı seçimlerin öne alınmasına yol açan başlıca etkendi. Hükümet anlaşılır bir şekilde ekonomi daha da tıkanmadan seçimi aradan çıkarmak istedi. Ama önümüzde iki ay beklenenden zor geçeceğe benziyor. Evdeki hesap çarşıda şaşabilir.

Evrensel'i Takip Et