'T A M A M', AKP öz güvenini yitirmiş bir zengin partisidir!

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın salı günü yapılan AKP grup toplantısında “Şayet bir gün milletimiz tamam derse ancak o zaman biz kenara çekiliriz” demesi üzerine Twitter’da başlayan “T A M A M” kampanyasında bir günde 2 milyon gibi yüksek bir paylaşıma ulaşılması AKP cenahında paniğe yol açtı.

“T A M A M diyenler, sanal alemde diyor. Bunun hiçbir önemi yok!..” demek için önce Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın, sonra AKP Sözcüsü Mahir Ünal, arkasından da Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ kameraların karşısına geçti. Uzun uzun, sosyal medyada yapılan bu kampanyanın hiçbir önemi olmadığını anlatmaya çalıştılar. Dahası Twitter’daki “Aktroller”i harekete geçirerek “D E V A M” kampanyası açtılar. Ama bu kampanyaya katılanların sayısı sadece 335 binde kalıca, “D E V A M” edilemedi!

Ve tabii hemen arkasından, son “silah”a sarılındı; FETÖ’cülük suçlamaları başladı!

AKP ARTIK ÖZ GÜVENİNİ YİTİRMİŞ BİR PARTİDİR

Evet, AKP sözcülerinin de dediği gibi, kampanya sonuçta “sanal alemde bir kampanya”; ama sanal alemdeki bir kampanyanın bile Hükümet ve AKP saflarında paniğe yol açması, Twitter’da “T A M AM” diyenlerin sayısının çokluğundan öte AKP’nin “öz güvenini” yitirmiş bir parti olduğunun göstergesidir.

“Sandıkta hesabın sorulacağını, sanal alemin değil sandığın önemli olduğu...” gibi iddialar da bu “öz güvesizliği” yatıştırmak üzere öne sürülüyor. Çünkü; AKP eskisi gibi, “Her girdiği seçimi kazanan bir parti” değil. 7 Haziran seçiminin, arkasından 16 Nisan referandumunun sonuçlarını herkesten iyi bildiği için, bir referanduma da dönüşen 24 Haziran seçimini kaybetme ihtimalinin yükseldiğini de fark ediyor. “T A M A M” kampanyası karşısında çıkan “panik hali” de, “D E V A M” kampanyasındaki başarısızlıktan sonra “en ağır toplar”ın “yalanlama” ve “karalama” kuyruğuna girmesi de, polisin “T A M A M” diyenlerin üstüne salınması da, “T A M A M” diyenlerin FETÖ’cü ve terör örgütü yandaşları ilan edilmesi de bundandır.

AKP YÜKSEK GERİLİMLİ BİR SİYASİ ORTAM İÇİN ÇALIŞACAK

Bu da önümüzdeki seçim kampanyası sırasında AKP’nin daha gerilimli bir siyasi ortam için elinden geleni yapacağı anlamına gelmektedir.
Çünkü, vatandaşın “Ne oluyor, ben nasıl tutum almalıyım” sorusuna, sakin bir ortamda düşünüp yanıt vermesi, AKP’nin işine gelen bir şey değildir. 7 Haziran seçimi sonrasında AKP’nin ilk teşhisinin, “Barış ortamının kendi lehlerine olmadığı” biçiminde olduğu siyasetle az çok ilgilenen herkesin hatırındadır.

“Öz güvensizliğin” yarattığı baskıyla da birleşince Erdoğan ve AKP’sinin, yüksek gerilimli bir seçim dönemi için elinden geleni yapacağını söylemek yanlış olmaz. Dahası Demirtaş, İnce, Akşener ve Karamollaoğlu’nun çıkışlarının, siyasi gündemi belirler hale gelmesini asla hazmedemeyeceklerini de söylemek yanlış olmaz. Bu yüzden Erdoğan-Bahçeli ittifakının önümüzdeki günlerde siyaset alanını provoke edecek yeni girişimlerde bulunmaları sürpriz olmamalıdır.

İnce’nin cumhurbaşkanı adaylarıyla görüşme turundan Erdoğan’ın pek hoşnut olmadığı, İnce ile görüşme öncesi ve sonrasındaki vücut dilinden de anlaşılmaktadır.

ERDOĞAN ARTIK ZENGİNLERİ SEVİYOR

“T A M A M” kampanyası AKP’deki öz güvensizliğin dışa vurmasını sağlarken, “gariban” tartışması da AKP’nin artık sadece sınıfsal ilişkileriyle değil duygularıyla da “garip gureba”nın değil onları hor gören bir zenginler partisi haline geldiğini gösterdi.

“Hepinizin cumhurbaşkanı olacağım. Bu ‘gariban’ cumhurbaşkanı olacak. Size sözüm bir tane... Siz zenginleşmeden ben zenginleşmeyeceğim” diyen Muharrem İnce’yle dalga geçen Erdoğan, partisinin grup toplantısında; “Seçim kampanyasında CHP’nin başındaki zata mı yoksa öne sürdüğü garibana mı bakacağız? Onu bilemiyoruz...” diyerek “gariban”lığı itibarsızlaştırma ifadesi olarak kullanmıştı.  

Muharrem İnce de kendisiyle ‘gariban’ diye dalga geçen Erdoğan’a “Gariban olmak şaibeli olmaktan iyidir” diyerek yanıt vermişti.

Erdoğan, daha önce de Kılıçdaroğlu’yu “Devletten aldığı maaş dışında hiçbir ticari faaliyeti ve kazancı olmamakla” eleştirerek, Turgut Özal’ın “Ben zenginleri severim” çizgisine geldiğini göstermişti. Şimdi de İnce’yi “gariban” diye hor görerek, bugüne kadar her seçim öncesinde “garip gureba” savunuculuğu yapan AKP’nin, bugün “zengin seven” çizgiye yerleştiğini gösterdi.

GARİP GUREBA ARTIK İYİ DÜŞÜNMELİ!

AKP’nin “zengin partisi” olduğunu itiraf etmesinde şaşılacak bir şey yok; aslında geç bile kalmıştır. Ama gelinen yerde elbette ki en başta bugüne kadar AKP’yi “garip gureba” partisi olarak görüp oy veren işçilerin, emekçilerin, yoksulların düşünmesi gerekmektedir. Artık açıkça “garip gureba”yı hor gören bu zengin partisini kendi hayalleriyle baş başa bırakmalıdırlar.

Zaten bunun belirtilerini gördüğü için AKP, öz güvensiz bir ruh hali içine girmiştir.

Bunun bir belirtisi olduğu için, sosyal medyadaki “T A M A M” kampanyası karşısında bile paniklemiş, en ağır toplarını sahaya sürerek bastırmaya çalışmaktadır.

Seçim çalışmasında AKP’nin öz güvensizliğini dikkate alarak daha öz güvenli bir çizgiden konuşma ve onun bir zengin partisi olarak icraatlarını ve amaçlarını teşhir etmek, politikalarındaki sınıfsallığı göstermek, işçileri ve emekçileri kendi sınıflarının politikasının etrafında birleşmeye çağırmak önemli ve etkili olacaktır.