İnce, 'tek adam rejimi'ne karşı mı?
Fotoğraf: Envato
Muharrem İnce, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olduğundan beri, siyasi gündemi belirleyen olmaya çalışıyor. Bunda da başarısız sayılmaz.
Kürsüyü doldurun jestleri, konuşma tarzı, hazır cevaplılığı, Demirtaş’ı ziyaret etme cesareti göstermesi ve Hakkari’de miting yapmak gibi bir CHP’li için olumlu sayılacak hamleleriyle, örneğin Akşener’in yarattığı imajı gölgeleyen bir pozisyon tutmuş görünüyor.
İnce, aday olduktan sonra Yalova’da yaptığı mitingde; Cengiz Han’a ait olduğu (Kimi sözlüklerde “atasözü” de deniyor) sanılan;
“Bir mıh bir nal kurtarır,
Bir nal bir at kurtarır,
Bir at bir yiğit kurtarır
Bir yiğit bir ülke kurtarır” sözlerini söyleyip, meydandaki kitleye de tekrarlatmak istediğinde, herhalde kimsenin aklına bu sözlerin İnce’nin “sloganı” olacağı gelmemiştir. Ama sonraki mitinglerinde de aynı sözleri tekrar edince Erdoğan’ın “rabia”sı gibi İnce’nin de bu sözleri kullanacağı anlaşıldı.
Elbette seçimler gibi büyük kitlelerin katıldığı bir kampanyada sloganlar önemlidir ve slogan her zaman siyasi hedefle motamot denk düşmeyebilir. Ama en azından onunla çelişmemesi de gereklidir, zorunludur.
Ne var ki, İnce’nin sloganlaştırdığı sözler bırakalım çelişmemeyi, seçimin bugünkü hedefiyle taban tabana zıttır!
Çünkü 24 Haziran seçimi, iktidara hangi partinin geleceğinin belirlendiği rutin bir seçim değil. Tersine 16 Nisan referandumunda olduğu gibi “tek adam tek parti rejimi”ne “evet” mi “hayır” mı yanıtının alınacağı bir mücadeledir.
Nitekim kurulan “ittifaklar” ve siyaset sahnesindeki saflaşmalar da “tek adam rejimi”ne karşı olup olmama üstünden biçimlenmiştir.
Muhalefet güçleri arasında hem “Milli İttifak” hem de HDP, “tek parti tek adam rejimine karşı” olmakta hemfikirdir.
Ancak İnce sloganlaştırdığı sözlerle “tek adam rejimi”ne karşı olduğunu değil “Bir yiğidin bir ülkeyi kurtaracağını” iddia ediyor. Bu yiğit de İnce’dir!
Yani tam da Erdoğan’ın savunduğu rejimi tarif ediyor İnce.
Gerçi İnce bu söylemiyle “Bana dört yıl verin memleketi kurtarayım” diyen Kılıçdaroğlu’nun bıraktığı yerden sürdürüyor ama şimdi durum, ortalığa konuşulacak bir zaman değil. Çünkü vatandaş somut olarak bir rejim tercihine çağırılmaktadır: Tek adam rejiminden yana mısın, değil misin?
İnce ise sloganıyla, niyetinden bağımsız da olsa, “Ben tek adam rejiminden yanayım. Ama benim tek adam olduğum rejimden” demektedir!
CHP ve İnce, slogan haline getirdikleri sözlerin anlamı ve bugün çağrıştırdıkları üzerine düşünmek ve bir çözüm bulmak durumundadır. Aksi halde “tek adam” karşıtı saflarda kafa karışıklığı yaratarak Erdoğan’ın değirmenine su taşır duruma düşeceklerdir.
ÖDP CEPHESİNDE KAFALAR İYİCE KARIŞIK!
ÖDP Başkanlar Kurulu Üyesi Alper Taş BirGün’den Ece Zereycan’a konuştu. Taş, CHP’den kendisine milletvekilliği adaylığı teklifinin gelip gelmediği sorusuna; “CHP’den bir aday teklifi olacağı yansıdı. Bize gelmiş resmi teklif söz konusu değil. Resmi teklif gelirse, bu teklifi değerlendiririz. Teklif gelirse, ÖDP ve Haziran’da değerlendirir, hep birlikte karar veririz.” diye açıkladı.
Konuşmasının devamında Taş, “HDP’nin barajı aşmasının önemine dikkat çektikten” sonra, “İkinci turda mutlaka sol, demokrat bir adayın Erdoğan’ın karşısına çıkması lazım. Boykot çağrısı çok apolitik bir durumdur. Solda böyle bir tutum varsa, bundan vazgeçilsin” dileklerini de dile getirdi.
Bir süre önce “CHP’siz ve HDP’siz bir platform”, seçimlere “Sosyalistlerin adayla katılma” projesiyle görüşmeler yapan ÖDP’nin şimdi de CHP’den gelecek adaylık teklifini “değerlendiririz” tutumuna gelmiş olması elbette ki fazlasıyla açıklanmaya muhtaçtır. Tabii, “CHP’siz ve HDP’siz bir mücadele platformu derken gerçekte HDP’siz bir mücadele platformu demek istiyorlar” diyenler haklı değilse!
Şimdi CHP’den gelecek teklifi “Değerlendiririz” derken bir yandan da “Sosyalistlerin aday çıkarmasını EMEP engelledi” diye açıklamalar yapmaya devam eden Alper Taş’ın durumu trajikomiktir. ÖDP’nin Başkanlar Kurulu üyesinin çelişkileri bundan ibaret değil. Örneğin Taş; “HDP’nin barajı geçmesi önemlidir” de diyor. Bu sadece lafta kaldığında, AKP-MHP ittifakı da dahil herkes, “HDP’nin barajı aşmasının önemi”nin farkında. Eğer Taş, bu genel “farkındalık” ötesinde bir şey söylüyorsa, yapması gereken ilk iş, ÖDP’nin HDP’ye destek vermek amacıyla seferber olması için gerekli çağrıyı yapmaktır.
Ama ÖDP’nin seçim taktiği en azından şimdilik, “Oy verilmeyecek olanları işaret edip” taraftarlarını serbest bırakmak” biçimindedir. ÖDP bunu yapmazsa Taş’ın HDP için söylediği, “HDP’nin barajı geçmesi önemli ama bizim destek vereceğimiz kadar da önemli değil” anlamına geliyor.
ÖDP taraftarlarının bu çelişki içinden nasıl çıkacakları merak konusu.
Doğrusu Alper Taş’ı CHP’den aday görürsek ve Haziran’ın ve ÖDP’nin CHP’ye destek çağrısını duyarsak şaşırmayacağız.
- Tartışmalar "Sadece Türkiye’nin Kürt sorununun demokratik çözümü" kapsamını aşıyor 05 Ocak 2025 04:58
- 2025'in emek, barış ve özgürlük yılı olması dileği ile... 31 Aralık 2024 06:59
- Ülkemiz işçi emekçileri 2025'i emek yılı yapacak güce ve deneyime sahiptir! 28 Aralık 2024 06:16
- Asgari ücretli işçinin grev hakkıyla da donatılmış yeni bir mekanizma talebiyle mücadeleye! 24 Aralık 2024 16:44
- Son iki haftada oluşan Suriye haritası neyi gösteriyor? 12 Aralık 2024 04:45
- Asgari ücret miktarı, AÜTK'ye bırakılamayacak kadar ciddi ve önemli taleptir! 08 Aralık 2024 04:44
- Suriye'de çıkar peşindeki herkes operasyonun içinde ama kimse rolünü kabul etmiyor 05 Aralık 2024 06:45
- Eğer ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz’se... 01 Aralık 2024 04:54
- İşçilerin özelleştirmeye karşı cepheden ‘hayır’ demekten başka bir seçeneği yok! 27 Kasım 2024 06:55
- Tek adam yönetiminin ülkeyi nereye getirdiğinin bir haftaya sığan fotoğrafıdır! 24 Kasım 2024 04:47
- Bakan Tekin ve arkasındakiler laikliğe cepheden savaş açan bir konumdadır! 21 Kasım 2024 04:52
- İktidar 'iç cepheyi güçlendirmek' istiyor, emek ve demokrasi güçleri ise 'birleşik mücadele' diyor 17 Kasım 2024 04:44