‘Ajan’ muteber, ‘kumpasçı’ evla, ‘düşman’ dost oldu
Fotoğraf: Envato
Cumhurbaşkanı Erdoğan İngiltere’de, bir dizi temaslarda bulunuyor.
Temaslar her ne kadar farklı başlıklar altında gerçekleştirilse de...
Güvenlik, savunma sanayii, kültür gibi...
Asıl mesele ekonomi!
Zira İngiltere ziyareti de...
Ekonomi kurmayları ile Saray’da gerçekleştirilen toplantısı sonrası şu sözlerle duyurulmuştu: Ekonomi yönetimi, Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında Londra’ya çıkarma yapacak.
***
Önce geçen haftayı hatırlayalım. Sonra Londra’ya uzanalım!
9 Mayıs...
Ekonomi Koordinasyon Kurulu, Saray’da 2.5 saat süren bir toplantı yapar.
Toplantının ardından bir dizi kararlar açıklanır.
Ve kurlar gerilemeye başlar.
Dolar 4.37 seviyelerinden 4.20’lere iner.
Birileri gerilemeyi...
“Külliye’de toplanan ekonomi yönetiminin piyasaya dair önemli tedbirler alacağı beklentisinin sonucu” şeklinde yorumlarken...
Birileri...
Açıklamada yer alan, “Uluslararası yatırımcılar açısından ülkemizin cazibesini artıracak adımlar atılacaktır” cümlesinin piyasaya verdiği güvene bağlarken...
İktidar sözcüsü medya organları da...
“Kararlı mücadele mesajının etkisi”ne yorar.
Aslında piyasaları rahatlatan Saray’dan ilan edilen kararlardan daha çok...
Ekonomi Bakanı Mehmet Şimşek’ten gelen açıklamalardır.
Şimşek, Türkiye Katılım Bankaları Birliği toplantısının açılışındaki konuşmasında...
Kurdaki artış...
Borsadaki düşüş...
Piyasalardaki ve benzeri gelişmeleri kumpaslara, komplolara bağlamaz.
‘Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının not indimi saldırısı’...
‘Türkiye düşmanlarının oyunu’...
Ve benzeri laflar etmez.
‘Enflasyon ve kasayı boşaltan maliye politikamız endişeye yol açıyor’ anlamına gelecek cümleler kurar.
‘Enflasyon kur baskısının sonucu’ der.
Böylece...
Tıpkı komplo teorilerine yaptığı gibi...
Enflasyonu faizlerin artırdığı tezini de çöpe atar.
‘Piyasanın endişelerinin’...
Merkez Bankası’nın hızlı bir şekilde atacağı adımlarla giderileceğini söyler.
Bu söylemle de...
Siyasi baskı altında tutulan ‘Merkez Bankası bağımsız davranacak’ mesajı verir.
Piyasalar da selamı alır.
Lakin güneşli günler kısa sürer!
Kurlar yeniden yükselişe geçer.
GÜVEN VERME HAREKATI
Geçtiğimiz hafta yaşanan bahar havasının kısa sürmesinin sebebini...
TOBB Şeref Belgesi Takdim Töreni’nde Erdoğan’ın yine eski havada konuşmasına bağlayanların sayısı bir hayli fazla.
Olabilir!
Kesin olan ise...
Döviz ve faiz artışının ekonomik krizin ön-koşullarını düşündüren boyutlara tırmandığı gerçeğidir!
Erdoğan’ın, ‘Faiz düşüşü ile piyasaların yatırımlara boğulacağı’ algısının koca bir yanılsama olduğudur.
Kara bulutlar birikirken...
Şimdi İngiltere’de...
Piyasalar ve sermaye için ‘güneş toplama’ harekatı yapılıyor.
Harekatın öncüsü Mehmet Şimşek.
Şimdi harekatın komutanı olarak muteber görülen Şimşek çok değil mart ayında...
Uludağ Ekonomi zirvesinde...
“Reel sektörün ciddi döviz borcu var. Bu durum büyük sıkıntılara yol açacak. Çatıyı güneşli havada tamir etmeliyiz” dediğinde...
Erdoğan’dan infaz sinyali gelmişti: “Aramızdaki bazı arkadaşların ülkemizdeki ekonomik durumu sıkıntılı gösterecek yanlışın içine düşmelerinin affedilir yanı olamaz”.
Şimşek’in aynı zamanda İngiliz vatandaşı olması nedeniyle Ak Trollerin ‘İngiliz Mehmet’ itibarsızlaştırması yaygınlaşmıştı.
Aydınlık gazetesi de...
“Ama bu İngiliz vatandaşlığı meselesi, ülkenin ağır bir borç ve faiz yükü altında adeta açık pazara dönüştürülmek istendiği, milli devletimizin her yönden saldırıya uğradığı bugünlerde milletin önemli bir bölümünü rahatsız ve tedirgin edebilir” cümleler ile...
Batı sermayesinin ‘ajanı’ gibi gösterecek imalarda bulunarak, Şimşek’i linç kervana katılmıştı!
‘Affedilemez hataların’ müsebbibi, ‘ajan’ şimdi muteber!
Sıra geldi, ‘kumpasçı’ Batı sermayesi ile düşman Batı ile güven tazelemeye.
Nitekim...
Merkezi Londra’da bulunan dünya çapındaki haber ajansı Reuters da...
Ziyaretin amacını şöyle duyurdu: “Türk yetkililer son gelişmelerle bozulan güven algısını Türkiye’nin orta vadeli hedeflerini anlatarak iyileştirmeyi amaçlıyor”.
Bu durumda şu iki soru öne çıkıyor: Bir; Batı sermayesi ile güven tazelemeyi gerektiren ekonomik ve siyasi nedenler neler? İki; sermaye ile yapılacak güven tazeleme işinin emekçi kesimlere bir faturası olacak mı?
SERMAYENİN GÜVENE, ERDOĞAN’IN ONAYA İHTİYACI...
İşin siyasi boyutundan başlayalım.
Nasıl ki...
İşçi ve emekçilerde yaratacağı olumsuz tepkiyi bile bile...
Erdoğan’ın, “OHAL’le grev yasakladık” diye sermaye kesimlerine sık sık mesaj göndermesi bir güven tazeleme arayışının sonucu idiyse...
Bugün de ekonomi yönetiminin İngiltere’de cirit atması, aynı ihtiyacın bir sonucu.
Belirtelim ki...
Servetini yurt dışına çıkaran sermayedarların arttığı...
Borç yapılandırmasına gidenlerin çoğaldığı...
Böylesi bir dönemde güvene ihtiyacı olan sadece TÜSİAD sermayesi değil. Aynı zamanda AKP iktidarından faydalanarak gücünü artırmış sermayenin de ihtiyacı.
Yabancı sermayenin de...
Erdoğan için de...
Kuracağı rejime iç ve dış ‘sermayenin onayı’ ihtiyaç.
Erdoğan o onayı sağlayabilmek için...
Emekçi sınıfların öfkesini göze alarak, iktidarının sermaye sınıfının hizmetindeki rolünü açık ediyor.
Erdoğan ‘onay’ istiyor çünkü tehditle, emirle bu işin olmayacağını biliyor.
Muş’taki bir konuşmasında...
“Bazı iş adamlarının varlıklarını yurt dışına kaçırma gayretinde olduğunu duyuyorum. Hiçbirine çıkış izni vermeyin. Çünkü bu adımlar ihanet-i vataniyedir. Buna izin verilmemesi gerekir” dedikten bir gün sonra...
Yemin billah ederek...
İktidarının, ‘Türkiye’yi sermaye için cennet kılma’ anlayışının aynen süreceğini vurgulayıp, çark etmesi işin nasıl olması gerektiğinin bilincinde olduğunun göstergesiydi.
Şimdi de...
‘Serbest piyasacıyız’...
‘AB ile köprüleri atmış değiliz’...
Sözleri eşliğinde Batı’ya ve sermayesine...
‘Bir zamanlar nasıl prensiniz idiysem yine olabilirim’ mesajı veriyor.
Türkiye’de ‘eyyyy’ diye haykırdıklarının güvenini yeniden tesis edebilmek için uğraşıyor.
DAĞ GİBİ BİRİKEN EKONOMİK SORUNLAR
‘Güven neyin ihtiyacı?’ sorunun ekonomi kısmına gelince...
Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu durum şöyle:
- Türkiye ekonomisi bu yıl 230 milyar dolar dış kaynağa muhtaç. Çünkü bu yıl ödenmesi gereken borç miktarı ve cari açığın toplamı bu. Gelecek yıllarda rakam daha da büyüyecek.
- Türkiye ekonomisi büyürken dış açığı kapanan değil artan bir işleyişe sahip.
- Türkiye’ye yatırım için gelen yabancı sermaye oranı azalıyor (Milli Gelirin yüzde 1’inin altına düşmüş durumda). Spekülatif para girişi ve sıcak para bağımlılığı ise her geçen gün artıyor.
- 300 milyar doları aşan borçlarını ödeyebilmeleri için banka ve şirketlerin ihtiyaç duyduğu döviz, her geçen gün pahalılaşıyor; ucuz döviz devrinin sona ermesine bağlı olarak.
- Ülkenin dış borcunun milli gelire oranı yüzde 55’i bulmuş durumda.
- Dünyada emtia ve petrol fiyatlarının artması, ithalata bağımlı Türkiye ekonomisinin sorunlarını büyütüyor.
- Verdikleri kredilerin sahip oldukları mevduattan yüzde 25 daha fazla olması giderek bankaları daha çok sıkıştırıyor.
Bir çırpıda sıralanan bu unsurlar...
Bağımsız bir politika geliştirememiş bir hükümetin yabancı paraya muhtaçlığını açıkça göstermiyor mu?
TATLI DİL YILANI DELİĞİNDEN ÇIKARIR, SERMAYEYİ DEĞİL
İkinci sorumuz...
“Sermaye ile güven tazelemenin emekçilere faturası ne olacak?”
Cevabı...
Erdoğan’ın, “Türkiye ile İngiltere arasındaki ilişkileri geliştirmek amacıyla, diyalog mekanizması olarak kurulan Tatlı Dil Forumu’na katılacak olmasından verelim.
Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.
Sermayeyi ise tatlı kâr!
Bundan dolayıdır ki AKP...
Emeği ucuzlatıp, esnekleştirip, güvencesizleştirip sermayenin hizmetine sunmada...
Yabancı sermayenin önünü açmada...
Doğayı ve kamu varlıklarını sermayeye yağmalatmada...
Rüştünü ispatlamış bir parti olarak, şimdi daha katmerlisini vadediyor.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, ‘Yeni özelleştirmeler yolda’ sinyali veriyor.
Ekonomi Bakanı Mehmet Şimşek, ‘reform’ diyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Piyasa dışı yöntem yok’ diye haykırıyor!
Lakin sermayenin beklentisi çok, talepleri emekçiler için ağır!
Tartışmayı genişleterek önümüzdeki günlerde sürdüreceğiz.
- Et ithalatı da sürer gıda pahalılığı da 08 Kasım 2024 11:17
- Türkiye BRICS’te de kapıda bekletiliyor, kapının ardı cennet değil ki! 24 Ekim 2024 13:08
- Bütçenin özeti: Hem yakacak hem kıracak 19 Ekim 2024 07:06
- Şimşek’in haraç şovu 16 Ekim 2024 04:57
- İTO Başkanı ‘şeytan’ taşlatıyor! 09 Ekim 2024 04:39
- Patronlardan 21. yüzyılda 19. yüzyıl talepleri: Bir adım ötesi zincire vurmak 28 Eylül 2024 06:47
- Erdoğan’ın ABD temasları: Mesaj mı yoksa yalvarış ve temenni mi? 26 Eylül 2024 06:27
- Fiyatlar artarken enflasyon düşüşünün yorumu: Kağıt üstünde düşüş, kemikte hissediş 04 Eylül 2024 05:53
- Vergi listesindeki 3 çeşit yüzsüzlük 29 Ağustos 2024 05:34
- Çin istilasına yol! 27 Ağustos 2024 05:10
- 12 şirket neden Varlık Fonu’na devredildi? 22 Ağustos 2024 04:55
- Bir programın keskin bıçağı, ‘az çalışacağız’ diye pazarlanıyor 20 Ağustos 2024 05:00