İşçilerin düşünmesi için bir vesile daha

TOBB Genel Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TOBB’nin Genel Kurulunda konuştu.

Geçtiğimiz dönemde, TOBB’nin, kendi liderliğinde elde ettiği büyük başarılardan söz etti; Hükümete bakanlara, başbakana her vesileyle yeniden yeniden teşekkür etti. Ama Hisarcıklıoğlu kendisini öveyim derken iki konuda da önemli itiraflarda bulundu. 

Bu itiraflardan birincisi İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile ilgiliydi.

“İş sağlığı ve İş Güvenliği mevzuatının KOBİ’lere yük getirdiğini” söyleyen Hisarcıklıoğlu, “Kültürümüzde güzel bir söz var: ‘Zorlaştırmayın, kolaylaştırın!’ Biz de iş ve yatırım ortamı önündeki engelleri tespit edip, hükümetimizle birlikte kaldırdık” ifadelerini kullandı.

Hisarcıklıoğlu’nun ikinci önemli itirafı da Hükümetin “işçilere müjde” olarak propaganda ettikleri “zorunlu arabuluculuk sistemi”nin çıkarılmasıydı. 

Bu konuda da Hisarcıklıoğlu şunları söyledi: “Büyük sıkıntı yaşadığımız bir başka alan, yargı sistemiydi. Özellikle iş mahkemelerindeki davalarda, işveren yüzde 99 haksız çıkıyordu. Bunu değiştirmek üzere, zorunlu arabuluculuk sisteminin uygulamaya alınmasını sağladık. Aylar, hatta yıllar süren davalar, artık günler-haftalar içinde çözülüyor. Bu vesileyle, bizlere her zaman destek olan Sayın Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza, bakanlarımıza ve Meclisimize, bizimle birlikte çalışan, emek veren bürokratlarımıza, camiamız adına teşekkür ediyorum!”

Böylece Hisarcıklıoğlu, her iki konuda “suç ortaklarını” da açıkça ilan ediyordu.

Demek ki;

- Memleketin ihtiyaçları, işçilerin haklarının da korunmasının gereği olarak gösterilerek kaldırılan “İş Sağlığı ve İş güvenliği mevzuatı”,

- “İşçilere müjde” olarak sunulan “zorunlu arabuluculuk sistemi”nin getirilmesi işçilerin mahkeme kapılarında sürünmesini önlemek için değil, patronların mahkemelerde yüzde 99 haksız çıkmalarının önünü kesmek için, TOBB’nin girişimleriyle çıkarılmış!

Ve TOBB Başkanı, bu düzenlemenin çıkması için gayret gösteren “Sayın Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza, bakanlarımıza ve Meclisimize, bizimle birlikte çalışan, emek veren bürokratlarımıza, camiamız adına teşekkür ediyorum” diyerek, patronların nasıl Erdoğan ve hükümetiyle “al takke ver külah” çalıştığını açıkça itiraf ediyor.

Bu iki düzenlemeden biricisi, ayyuka çıkan iş cinayetlerinin devamını sağladığı için, her iş cinayetinde patronun suç ortağının iktidar olduğunu da bizzat Hisarcıklıoğlu açıklamıştır. 

Ve Hisarcıklıoğlu ikinci düzenleme için de, “İş mahkemelerinde patronlar yüzde 99 haksız çıkıyordu” diyerek, “zorunlu arabuluculuk sistemini” patronların haksız çıkarılmaması için getirdiklerini de açık açık söylüyor. 

Kısacası bu iki düzenleme de patronlar öyle istedi diye, onları işçiler karşısında güçlendirmek için çıkarılmış. 

Peki bu düzenlemeleri kim çıkarmış?

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP Hükümeti. Elbette ki, Meclisteki AKP’li vekiller!

Bunlar işçilerden oy alarak oturdukları makamlara geldiler. Üstelik de 16 yıldır işçilerden aldıkları oylardan güç alarak patronlara hizmet sunuyorlar.

Şimdi, 24 Haziran’da yeni bir seçim var. Erdoğan ve AKP’si yine işçilerden oy istiyor; hatta alacaklarına çok güvendikleri için her kesime çeşitli vaatlerde bulunurken işçilere laf olsun diye bile vaatte bulunmuyorlar. 

Peki işçiler bunlara yine oy verecek mi?

Az çok kendi çıkarını ve çocuklarının geleceğini düşünen her işçi yeniden düşünmelidir. 

Hisarcıklıoğlu’nun söyledikleri, bugüne kadar AKP ve Erdoğan’a oy vermiş ve verecek olan işçiler için yeniden düşünmenin vesilesi olmalıdır. Hatta bu işçiler sadece bireysel olarak, kendi kendilerine düşünmekle yetinmemeli, çevrelerinde de bu tartışmayı açarak, oy verdikleri partinin nasıl bir sermaye partisi olduğunu da tartışmaya açmalıdır.

Düzeltme: Geçen hafta bu köşede çıkan, yazıda Hükümetin “İş Güvenliği İş Sağlığı Yasası’nın yürürlüğe girmesini 2020 Temmuz ayına kadar ertelediği yazılmıştı. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinden arkadaşlar, yasanın tümünün yürürlüğünün değil, “50’den az işçi çalıştıran” ve “Az tehlikeli sınıfta yer alan iş yerlerini ilgilendiren” hükümlerinin ertelendiğini belirterek beni uyardılar. Uyarıları için arkadaşlara teşekkür ederek düzeltiyorum.