31 Mayıs 2018
DİĞER YAZILARI
Kaybettiniz 6 Mart 2025
Örgüt 27 Şubat 2025
Mehmet Türkmen 20 Şubat 2025
Güç bende artık 13 Şubat 2025
Hadi yine iyiyiz 6 Şubat 2025
Sorun modelde 30 Ocak 2025
Tan ile Bulu 23 Ocak 2025
İkinci çocuk 16 Ocak 2025
Pislik 9 Ocak 2025
Benim adamımdan hoca 2 Ocak 2025
YAZI ARŞİVİ

Topkapı’dan çıkıp Bakırköy’e doğru giderken güzel yeşillikler arasında ilk Merter’de görmüştüm kötü, çirkin binaları. Bahçelievler’in yeşil düzlüğünde piknik yaptığımız, Berber Ali Amca’nın “Buradan tarla alın. İleride çok değerlenecek” önerilerine Sultanahmetli babamın “Dağ başında ne işim var. Ben altı minareyi görmesem İstanbul’da olduğumu anlayamam” dediği, annemin ısrarıyla taşındığımız Bakırköy sahilinden denize girdiğimiz, Okmeydanı’daki dev binada oturan akrabamızı ziyarete giderken mabet sandığımız binadan korkup ağladığımız günlere rastlar çocukluğum.  

Annemizin “Sakın birinci kısımdaki kırmızı binaları geçmeyin” uyarısına rağmen, saka, iskete ve nadiren Florya kuşu avladığımız, ağlarımızı, tuzaklarımızı kurup kuş gibi öttüğümüz, petelye zıplattığımız Ataköy düzlüklerinde şimdi gökdelenler, beton yığınlar yükseliyor.

Üzerinden fazla zaman geçmedi. Daha 5 yıl önce Zeytinburnu sahilinde koskocaman bir Sümerbank arazisi vardı. 90 bin metrekare. Sümerbank’ın binaları çoktan yıkılmış, arsa tam da kent ormanı yapılacak hale getirilmişti. Bölgede yaşayan insanların da en büyük isteği arazinin park, yeşil alan, kent ormanı olması yönünde idi. Gösteriler yapıldı, “Ne parkı kardeşim. Arazi çok değerli. Para lazım. 44 milyon dolara sattık. Şişli, Beykoz Paşabahçe, TEKEL arazilerini de satacağız. Hatta Yenimahalle’deki fidanlığı da kaldıracağız” diyen dönemin (2004) ve şimdinin (2018) ve toplam son çeyrek yüz yılın iktidarı polisi devreye soktu. Tıpkı Taksim’de, Şişli’de, Beykoz’da, Rize’de, Artvin’de, Ege’de ve üç beş ağacı kurtarmaya çalışan insanların olduğu her yerde yaptığı gibi gençlerin, kadınların üzerine gazla, copla yüklendi. İstanbul’da, İzmir’de, Ankara’da ve birçok Anadolu kentinde güzel yeşil düzlüklerin yerini, iki Moğol istilası yetmemiş gibi TOKİ’nin çirkin binaları, iktidardan beslenen büyük sermayenin, sonradan olma dönem zenginlerinin hırsı aldı.

Siz bakmayın son çeyrek yüzyıldır İstanbul’u yönetenlerin, iktidarda olanların, İstanbul’u gökdelen çöplüğüne çevirenlerin “Atatürk Havaalanı arazisini kent parkı yapacağız” demelerine. Yapsalardı “Zeytinburnu Sümerbank arazisini, Şişli TEKEL arazisini, Beykoz’u” park yaparlardı. Sümerbank arazisini 45 milyon dolara satanların en iyi bildiği hesap dolar hesabı. İstanbul’un en değerli semtindeki 12 milyon metrekarelik havaalanı arazisi su içinde 15 milyar dolar. Bir yana, içerisinde dev ağaçların, yeşil düzlüklerin olduğu bir parkı, diğer tarafa TIR’a yüklenmiş 15 milyar doları koyuyorum ve soruyorum.

Sizce çeyrek yüzyıldır İstanbul’u yönetenler hangisini tercih eder.          

EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp

101 milyarlık gasp

Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı.

Evrensel'i Takip Et