05 Haziran 2018 00:54

Seçimi patronların kazanmaması için…

Seçimi patronların kazanmaması için…

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Evrensel, sadece çeşitli illerden genel olarak eğilimleri değil, doğrudan işçilerin, emekçilerin de değerlendirme ve tutumlarını yansıtmaya çalışıyor.

Gazetemizin pazar günü çıkan sayısında muhabirimiz Hilmi Minyat’ın, Denizlili tekstil işçileriyle konuşarak yaptığı haber bu bakımdan öğretici ve gözden kaçırılmaması gereken mesajlar veriyordu.

Haberde ayrıntıları da var ama özet olarak; AKP’ye oy veren işçi MHP’ye geçmiş; MHP’ye oy veren işçi İYİ Parti’ye oy vereceğim diyor. Kimisi ise artık usanmış; “Hiç birine oy vermeyeceğim. Kime oy versek patronlara yarıyor” çizgisine gelmiş. “Heyyt AK Partiliyiz” diye tartışmaya katılanlar bile, bir iki soru sonra, 16 yıllık AKP iktidarından şikayetlerini sıralıyor; tutumunu, “Daha iyisi mi var?”a bağlıyor.

Konuşulan işçilerin siyasi tercihleri farklı olsa da hemen tümü, iktidarın uygulamalarından şikayetçi; en az isteyen “asgari ücrete zam” ve “emeklilik yaşının aşağı çekilmesini” istiyor. İşçilerin asıl dikkat noktası, “ekonomik zorluklar”, “geçim sıkıntısı” olarak öne çıkıyor. Ama ortak şikayet, gazetemizin habere başlık yaptığı gibi; ”16 yıldır her seçim patronlara yaradı” biçiminde.

Evet, bu çok doğru bir saptama!

16 yıldır, garip gurebanın hakkını savunmak iddiasıyla iktidar olan AKP, giderek daha açıkça ve daha büyük bir gayretle sermayenin çıkarını savunan, has bir zenginler partisi oldu. Erdoğan 16 yıllık iktidarı boyunca patronlara hizmet etti. Ve nihayet Erdoğan-AKP iktidarı, “OHAL’i işçilerin grevlerini yasaklamak için kullanıyoruz daha ne istiyorsunuz?” demeye kadar geldi.

Kuşkusuz mevcut siyasi sistem;

İşçileri, emekçileri, 4-5 yılda bir oy vererek siyasete katan bir sistem olarak kurgulandığı için; işçileri, halkı gerçek anlamıyla siyasetin dışında tutmaktadır.

♦ Şu ya da bu sermaye partisine oy veren işçileri o partinin taraftarı yaparak bölmeyi amaçlayan bir sistem olarak; işçileri olup bitenin seyircisi kalmaya mahkum etmiştir.

Ama Denizlili işçilerin fark ettiği bu “fasit çember” kırılmaz değildir. Çünkü eğer işçiler, emekçiler sermayenin önlerine koyduğu partilerden birisine onu beğenmedi ötekine, onu da beğenmedi bir diğerine oy veren konumda kaldıkça, seçimin sonunda kazan partiler değişse de “patronlar kazanmaya devam etmekte”dir.

Bu yüzden işçiler son yıllarda metal işçilerinin mücadelesinde görüldüğü gibi, kendi talepleri etrafında birleşerek, patronların kendileriyle oynamasına engel olabilirler. Ama bu da yetmez. İşçiler kendi partilerinde örgütlenerek ve ülkenin nasıl yönetildiğine müdahale eden bir mücadele çizgisine geçerek, sermaye partilerinin kendileriyle oynamalarına son veren bir mevziye geçebilirler. Elbette işçilerin sınıf partisinin mücadele çizgisine katılmasının kendiliğinden olmayacağı sınıflar mücadelesinin öğrettiği en önemli gerçeklerden birisidir. Sınıf partisi, işçiler içindeki çalışmasını sonuçlarına götürecek bir disiplin ve süreklilik sağlamadan, işçilerin kendi deneyleriyle sermaye partileri arasındaki rekabetin dışına çıkarak kendi sınıf siyasetlerini benimseyen bir çizgiye geçmeleri beklenemez. Nitekim Denizli haberinde görüyoruz ki, işçi AKP’den MHP’ye geçiyor, o da olmuyor İYİ Parti’ye geçiyor... Ya da siyasetten tümüyle uzaklaşıyor, kendi içine kapanıyor!

Bu yüzden de her seçimde patronların kazanmasının önlenmesi, işçilerin patronlara karşı birliğinin patron partilerine karşı mücadeleye evrilmesi, politikaya müdahale etmesiyle olanaklıdır.

Ama 24 Haziran Seçimi’nde, “Seçimi kim kazanırsa kazansın yine patronlar kazanacaktır”dan öte bir durumla karşı karşıyayız.

Çünkü; bu seçimle Erdoğan-Bahçeli ittifakı, Türkiye’yi tüm demokratik kazanımların ortadan kaldırılacağı bir “tek parti tek adam rejimi”ne sürüklemek istemektedir. Dolayısıyla seçim, 16 Nisan referandumunun da bir hesaplaşması olacaktır. Yani 24 Haziran Seçimi, Türkiye halklarının “tek adam rejimi”ne “evet mi, hayır mı diyeceği bir seçim” olarak gündeme gelmiştir.

Denizlili işçiler de, bugüne kadar şu partiye bu partiye oy veren ya da “Artık hiç birine oy vermeyeceğim” diyen işçi de bu önemli gerçeği göz önüne alarak oy vermekle karşı karşıyadır.

Bu yüzdendir ki sınıf partisi olarak Emek Partisi işçilere, “Emek Partisi’nde örgütlen, HDP ve Demirtaş’a oy ver” çağrısı yapmaktadır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa