13 Haziran 2018

Millet bahçeleri ve kıraathaneler

Geçenlerde Ankara’dan trenle dönerken yanıma AKP’li bir “girişimci” denk düştü. Onu nezaketen birkaç dakika dinledikten sonra elimdeki kitaba dönmeme rağmen bana saatlerce Hükümete sunduğu projeyi anlattı. Planlarını gösterdi. Proje, üç tip büyüklükte parklardı. Adamın dünyanın en büyük keşfi gibi anlattığı proje; içinde alanın büyüklüğüne göre bir cami (mescid), nikah (düğün) salonu, havuz ve kameriyelerin, kıraathanelerin, kahvehanelerin olduğu tek tip parklardı. Hükümet, proje ile ilgilenmemiş. Çeşitli belediyelere gitmiş, onlar da ilgilenmemiş. Hatta, CHP’ye dahi gitmiş. Ciddiye alınmamış. Doğrusu ben de ciddiye almadım.

Erdoğan, millet bahçeleri ve kıraathaneler deyince, trendeki yol arkadaşım aklıma geldi. Trendeki uyanık “girişimci” Hükümete bir şeyler satıp para kazanmaya çalışıyordu. Belki o satamamıştı ama birileri minyatür parklar projesini Hükümete satmayı başarmıştı.

Bu parkları nereye yapacaksın? Park yapmak için uygun olan her araziye AVM veya site yaptın. Depremde toplanma alanı olarak ayrılmış arazilere bile apartman blokları diktin. Ali Sami Yen Stadı’nın yerine park yapın diye millet yalvardı, oraya da gökdelenler diktin. Gezi Parkı’nı betonlaştırmak için neler yaptığını herkes biliyor. Biri İstanbul’un son yirmi beş yılını altı aylık haritalar şeklinde hikaye etse, İstanbul’un nasıl betonlaştırdığını görür. Şimdi, millet parklarını nasıl yapacaksın? Her biri milyonlarca dolar değerindeki binaları kamulaştırıp, yıkıp park mı yapacaksın? Şehirlerde park yapacak alan kaldı mı? Yoksa, uyanık “girişimci”nin projesindeki gibi arabesk, komik minyatür “park”lar mı yapacaksın? Herkesin reddettiği uyanık sana mı ulaştı sonunda?

AKP’nin projelerinde mantık hep aynı. Küçük bir parktan, Kanal İstanbul’a kadar…Proje için bir yer belirleyeceksin, oranın çevresindeki arazileri önceden yandaşların kapatacak. Sonra projenin inşaatını yine yandaşlara vereceksin, üçe yapılacak işi beşe yapacaklar. Milletten geçiş parası ya da vergi olarak topladığın paraları böylece yandaşlara aktaracaksın. Arazi rantı ve ihaleler ile yandaşlar zenginleşecek, parti zenginleşecek, sen zenginleşeceksin. Üstelik halktan topladığın paralarla yaptığın işler onlarca yıl göz önünde kalacak ve üretime, kalkınmaya hiçbir katkısı olmasa da AKP yaptı, Erdoğan yaptı diye reklamın olacak. Böylece parasal rantın yanında, siyasi rant da elde edeceksin.

Muharrem İnce, Kanal İstanbul’un ne yararı olacak diye soruyor. Halka, ülkeye hiçbir yararı olmayacak ama AKP ve Erdoğan’a parasal ve siyasal rant sağlayacak. Bizim paralarımız onlara rant olacak.

Araba geçmeyen yolların, köprülerin; günde beş tane gemi geçecek kanalların, minyatür-komik parkların parasını yıllarca biz ödeyeceğiz. AKP’lileri zengin etmek için canımız çıkacak.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

‘Nasıl dayanalım bu koşullara!’

‘Nasıl dayanalım bu koşullara!’

Antep’in de aralarında olduğu bölge illerinde ortalama işçi ücreti asgari ücretin altında, haftanın 7 günü, pazarları 12 saat çalışma, üretim baskısı! Devletin ve patronların yasaklar, kolluk gücü ve sendikacı tutuklamasıyla devam ettirmek istediği bu düzenin dayanılmaz hale geldiğini söyleyen Çelikaslan işçisi, tüm işçileri BİRTEK-SEN çatısı altında birleşmeye çağırdı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et