AKP’nin Türkiye halkları lehine yapacağı bir şey yoktur!

AKP’nin seçim kampanyasının neresinden tutsanız elinizde kalıyor.

Bunu hem Erdoğan ve AKP’nin her düzeydeki sözcülerinin söylemek istediklerinde, verdikleri mesajlarda hem de kullandıkları araçlarda görüyoruz.

Erdoğan’dan başlayarak AKP’nin üst düzey sözcüleri, dün söylediklerini bugün unutarak, hatta sabah söylediklerini akşam tekzip ettikleri bir propaganda sürdürüyorlar.

Devletin ve yerel yönetimlerin imkanları (TRT, uçaklar, helikopterler, yerel yönetimlerin panoları, taşıma araçları, binaları...) büyük bir savurganlıkla; hiçbir yasa, yasak, kural, ahlak, teamül, gelenek-görenek tanımadan kullanılıyor ama bunların beklenen etkiyi sağladığını söylemek zor.

Örneğin geçmiş seçimlerde AKP propagandasının yaptığı en başarılı işin, parti tanıtımı için yapılmış ve oy isteyen “reklam” filmleri olduğunu söyleyebiliriz. Bugün ise seçime dört gün kalmışken, tanıtım ve halktan oy isteme amaçlı “film”ler bakımından en başarısız olanın AKP olduğunu tereddütsüz söyleyebiliriz.

En son TV’lerde dönmeye başlayan “AKP reklamı”, kanatlarından ateşler saçan bir kuşun semalarında dolaştığı, aşağıdan ona atlı, mızraklı, sadaklı eski savaşçıların eşlik ettiği, bunların üstüne tüneller, kanallar, yollar, trenler, uçaklar çizilen bir Türkiye tablosudur. Ki, izleyene “tek parti tek adam rejimi” ötesinde yeni hiçbir şey vadetmeyen, üstelik de artık ipliği pazara çıkmış bir inşaat ekonomisinin “eseri” olan bu tablo, “eskiye övgü”yü aşmayan bir mesajdır. Hele de bu övünme, başka ülkelerin yüz-yüz elli yıl önce yaptığı yol, metro, baraj, tünel, kanal gibi “eserleri” bugün yapmış olmaksa, bu “Dünyanın lider ülkelerinden olmaya aday” iddiasının tamamen hamasetten ibaret olduğunun göstergesidir.

Doğrusu, bu kadar para pul, bu kadar devlet imkanı, bu kadar birikim varken neden AKP’nin miting meydanları doldurulamıyor, neden söylenenler halkı ikna edecek mesajlara dönüşemiyor, neden her kafadan bir ses çıkıyor; neden imkanı daha az olan partiler kadar başarılı tanıtım filmleri yapılmıyor gibi sorular elbette giderek daha çok akla geliyor. Ama, bu kadar başarısız işler yapmak, rastlantıyla açıklanamaz. Tersine; bu artık AKP’nin siyasi yaşamının gelip dayandığı yerdir.

Diyalektikçi düşünürler, boşuna “Doğada, toplum ve düşüncede her şey birbirine bağlıdır” dememişler. Elindeki onca imkana karşın; kendisi artık yeni bir vaatte bulunamayan, eskiyi överek kendisini tarif eden bir siyasi partinin kendini öven bir reklam yapmayı bile başaramaması bir tesadüf değildir. AKP’nin seçim kampanyasını nereden tutarsanız orası elde kalmaktadır. Tıpkı iç ve dış politikada, ekonomi alanında olduğu gibi! 

İşleyen süreç AKP’nin başarısızlığı için işlemektedir ve bunu şu ya da bu biçimde tersine çevirme girişimleri sadece ülke için, halklar için gidişatı daha da acılı hale getirecektir. Bu yüzden de Türkiye için iyi olan, 24 Haziran seçiminde, siyasi olarak topluma vereceği bir şey kalmayan AKP’nin yenilgisiyle sonuçlanmasıdır.

Bunu sağlayacak olan da Türkiye’nin halklarıdır.

AKP’NİN GELDİĞİ YERİ GÖSTEREN BAZI İBRETLİK İŞARETLER

Cumhurbaşkanı ve Başbakanın hamasi ve bugün söylediğini yarın tekzip eden sözleri her gün medyaya yansıyor. Onların demokrasi ve özgürlüklerden ne anladığını bu tartışmalar içinde de görüyoruz.

Son günlerde medya ve sosyal medyaya düşen ve AKP zihniyetinin ifadesi olan bazı vakaları köşemize taşıdık. Üstelik hiçbir yorum katmadan; saf halleriyle!

***

İçişleri Bakanı hezeyan içinde: Suruç’ta yaşananlarla ilgili henüz adli soruşturmada bir ilerleme sağlanamamış olmasına karşın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Burada açık ve net söylüyorum. Şanlıurfa’daki, Suruç’taki olayın sebebi ve müsebbibi Muharrem İnce’dir. Çok nettir. Bunlara bu şımarıklığı veren, bunları siyasetin özünden ayırıp şiddete doğru yönelten anlayışın kendisi Muharrem İnce’dir. Dün başka bir olaya daha tanıklık ettim. Havalimanında CHP’nin yetkililerini gördüm. Olayı araştırmaya gelmişler. Kimin adına? HDP’nin adına olayı araştırmaya gelmişler. PKK’nın adına olayı araştırmaya gelmişler. Yazıklar olsun!” dedi.

Bu da kesmedi, Demirtaş’ın TRT konuşmasında “Bunların bir oyluk canı var” ifadesi üzerine, paranoyasını şuraya kadar götürdü Soylu: “TRT’deki propaganda konuşmasında bizim için ‘Bir oyluk canları var’ diyor. Bu ne demek biliyor musunuz? Hepimizi ölümle tehdit ediyor.”

***

AKP’de despotik zihniyet çok derin: AKP Pendik İlçe Başkanlığı twitter hesabından atılan; “Muharrem İnce mitingine gidenlere kapımız bundan sonra kapalıdır bilesiniz. AK Parti’nin kapısı dava neferlerine açıktır, iyi gün dostlarına değil” tweeti sonradan silindi. Ancak sonra AKP Pendik İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Şükrü Oğuz aynı tweeti paylaştı, ardından o da sildi!

Bu konuda AKP Pendik İlçe Başkanlığı yalnız değil.

AKP Iğdır Milletvekili Adayı Ahmet Tutulmaz da yaptığı konuşmada; “Birilerini çok iyi gözetliyoruz. Şu an yanımızda olanları da, olmayanları da çok iyi görüyoruz. Şunu bilin ki AK Parti teşkilatı dimdik ayaktadır. Yanında yer alanlara vefasını gösterecek ama yanında olmayanların da hesabını 25 Haziran sabahı kesecektir” dedi.

***

İş, kaymakamın AKP’li adayın mikrofonunu tutmasına kadar geldi: Samsun’un Vezirköprü ilçesinde yapılacak soğuk hava deposu ve hal inşaatının temel atma töreni öncesi yapılan konuşmalar sırasında, Vezirköprü Kaymakamı Yunus Emre Altıner’in, AKP Samsun Milletvekili Adayı Yusuf Ziya Yılmaz’ın mikrofonunu tuttuğu haber oldu.

***

AKP adayı ‘Göçmenler ezik insanlar’ dedi: AKP’nin Yalova Milletvekili Adayı Meliha Akyol, Yalova’da düzenlenen bir basın toplantısında, bölgeye göç etmiş muhacirleri hedef alarak, “Batı Trakya’dan, oradan, buradan, kimisi doğudan gelen, kendisini ifade edemeyen ezik insanlar” ifadesini kullandı.