ABD, AKP, MHP: Liberalizmin sonu ama kapitalizmin henüz sonu değil
Fotoğraf: Envato
“UNHCR-Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği” sadece 2017 yılında 68.5 milyon insanın zorla yerlerinden edildiğini (Zorlanmış göçe maruz kaldığını), bunlar arasında çatışma ve zulümden kaçanların 25.4 milyonu bulduğunu, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Güney Sudan ve Myanmar’ın bu göçte başı çektiğini, bir yılda bu kadar çatışma mağdurunun oluşmasına hiçbir zaman rastlanmadığını açıklıyor. Filistinlilerin mültecilikleri bir kadere dönüşmüş bulunuyor. Türkiye, kendi sorumluluğu da çok yüksek olan 3.5 milyon kadar “geçici sığınmacıya” (mülteciye) ev sahipliği yapıyor ve OECD ülkelerindeki toplam sığınmacıların neredeyse yarısını barındırıyor.
Yerinden yurdundan olmuş 68.5 milyon insanın yarısının 18 yaş ve altı çocuklardan oluştuğu kestirilebilir. Bu rakamlar 30 milyondan fazla çoluk çocuğun çatışmalar yüzünden akıntı halinde olduğu, yolda izde denizde kaybolup gittiği anlamına geliyor. Burada kritik soru şudur: Çatışma ve zorla yerinden yurdundan edilmenin ana sebepleri neler? Dünya imparatorluğu iddiası taşıyan Britanya (İngiltere) ve ABD dikkate alınırsa, hem ana faktörler hem de ana aktörler daha rahat tanımlanabilir. Yani sorunun konusu ve kaynağı doğru koyulursa betimleme ve tanımlamaları daha doğru şekilde yapılabilir. O halde soruyu biraz daha somutlaştırabiliriz: İngiltere’nin, ABD’nin sosyopolitik yapısı ve ekonomipolitiği neye dayanıyor? Aktörleri kimler? Yandaş ve yalakaları kimler? Türkiye’nin yeri ve rolü nedir? Trump’ın, May’in, AKP-Erdoğan’ın yeri ve rolü nedir?
MAGNA CARTA’NIN ANA GÜDÜ VE MİSYONU: LİBERAL KAPİTALİZM
Tevrat, İncil ve Kur’an dünya kaynakları ve diğer insanların ürettiklerine el koyucu özel mülkiyeti tanıyor ve meşrulaştırıyordu ancak serbest piyasa düzeneğini henüz kavramlaştıramamıştı ve garanti edememişti. Sami dinleri daha çok soyluluk ile iç içe bir evreyi ifade ediyordu. Paranın ve burjuvazinin serbest piyasasının garanti edilmesinin ilk ayağı Magna Carta sayılabilir. Yeni Dünya Düzeni (modern anlamda emperyalizm) Magna Carta ile başlatılabilir. Osmanlı dönemi kapitülasyonları da bunun bir parçası sayılabilir. Magna Carta bir kırılma noktası kabul edilirse son bin yıllık aydınlanma, hümanizm, modernizm, globalizm-küreselleşme, kapitalizm hepsi iç içe birbirini destekleyen yapı ve fikirleri oluşturmakta olup ana ayağı 1- “Üretim araçlarının özel mülkiyetine” ve “serbest pazara” dayalı “liberal kapitalizm” ile 2- Yurttaşların hukuki eşitliğine ve sandığa dayalı “liberal demokrasi” mekanizmalarından (ikili mekanizmadan) oluşmakta; 3- Ordu baskı gücünü, 4- Yargı, din ve eğitim zihni desteğini sağlamakta idi. Bir yapının tümden ortadan kalkması söz konusu değilse de böyle bir sarmalın artık işlevini tamamladığı (Veya işlevlerini çok iyi göremediği) bir evreye doğru geçilmektedir. Yaşanan çatışma ve her geçen gün daha da şiddetlenen meşruiyet (toplumsal rıza) krizleri, geçici veya özgül değil daha çok yapısal krizleri ve bunların sonuçlarını işaret etmektedir.
ABD-TRUMP, İSRAİL, RUSYA, AVUSTURYA, POLONYA, MACARİSTAN, İTALYA, TÜRKİYE-AKP-ERDOĞAN HEPSİ AYNI YANLIŞ YOLUN SONUCU VE UYUMLU YOLCULARI
ABD’de Trump, Avusturya’da ÖVP-FPÖ koalisyonu ve Başbakan Sebastian Kurz, Polonya’da, Macaristan’da, İtalya’da yaşananlar, İsrail’in durumu, yakında Hollanda’nın, Fransa’nın karşılaşacağı, İngiltere’nin durumu (Boris Johnson vakası), Putin’in ayı avcılığı, Türkiye’de AKP-MHP ittifakı ve Erdoğan’ın siyaset tarzı… Hepsi de üstünlük politikalarının din ve milliyetçilikle meşruiyetini sağlamaya çalışan, kendi çalma çırpma avantajlarını korumaya çalışan, fırsat buldukça yayılmacı olan, saldırgan politikalar güden, son derece konvensiyonalist (güce uyarlanan, faşist karakterde) hükümetleri (ve yargılama-hüküm verme biçimlerini) oluşturuyor.
Daha kötüsü emperyalizmin tümden kural dışılaşması herkesi milliyetçiliğe ve popülizme götürüyor. Milliyetçilik ve popülist siyaset tekrar dönüyor tümden kural dışılaşmış emperyalizmin ekmeğine yağ sürüyor. Onlar da MHP-AKP türü milliyetçi ve popülist hezeyanları destekliyor.
MAGNA CARTA, AMERİKAN İNSAN HAKLARI BİLDİRGESİ, FRANSIZ YURTTAŞLIK BİLDİRGESİ, İNSAN HAKLARI EVRENSEL BEYANNAMESİ DÖNEMİ BİTİYOR
1990’lar sonrasına, Sovyetlerin ve Balkanların dağıtılması ile başlayan sürece “vahşi kapitalizm” diye bir sıfat ve ad koyulmuştu. “Vahşi” demek “kural tanımaz” anlamında. Bu kural tanımazlık artık kapitalistlerin kendi arasına sirayet etmiş durumda. Ne BM ne de serbest ticaret antlaşmaları dikkate alınıyor. Bunun son ve veciz örneği ABD’nin “BM-İnsan Hakları Konseyinden” çekileceğini açıklamasıdır.
Bugün adı serbest piyasa ve liberalizm bile olsa ortak bir dünya düzeninden de vazgeçildiği, şiddet ve çatışmaların çok daha acımasız yaşanacağı, çok daha kanlı olacağı bir evreye doğru geçildiği kolayca öngörülebilir. Türkiye’deki seçimlerin, AKP-Erdoğan ile MHP-Bahçeli blokunun bu mevcut küresel çatışmaların ve Türkiye özgülündeki rollerinin neler olduğunu doğru okumazsak günlük heyecan ve kamplaşmalar içinde savrulur gideriz. 24 Haziran öncesi 1970’lerin bir şarkısı fena gitmez: “Bu gece son gecemiz/ Acı günler yakında Bir ömür böyle geçti/ Olamadık farkında// At kadehi elinden/ Bin parçaya bölünsün/ Dökülsün meyler yere/ Hâtıralar gömülsün.” Hayırlı cumalar ve 24 Haziran’lar. Önü arkası şimdilik tufan. Ortadoğu’da, dünyada barış ve onur için şartlar her zaman hazır, hemen hepimizde eksik olan devrimci irade.
- İsrail ve Suriye örneğinde bilimin ve bilimsel eğitimin anlamı ve önemi üzerine 13 Aralık 2024 04:40
- MEB açık öğretim okulları istatistiklerinde bir gariplik mi var? 29 Kasım 2024 04:15
- AKP'nin eğitim ve bütçeleme anlayışı: Lime lime ayrıştırmanın, imam hatipleştirmenin, metalaştırmanın, peşkeş çekmenin binbir türü 15 Kasım 2024 04:43
- Cumhuriyetin 101. yılında rüya, yurttaşlık ve ana dillerinde eğitim meselesi 01 Kasım 2024 04:26
- Üniversite nedir? Araştırma ve bilgi nedir? Kariyer yapmaktan/ uzmanlık bilgisinden farkı nedir? 18 Ekim 2024 04:42
- Akademinin yeri ve değeri: 207 üniversite bir 'muhabir Rüya' eder mi? 11 Ekim 2024 04:43
- MEB istatistiklerinin gör dediği açlık, dayatma ve niteliksizlik 04 Ekim 2024 04:50
- Türk Psikologlar Derneğinin Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline dair görüşü: Eğitim değil eğitimi ihlal modeli 27 Eylül 2024 04:42
- AKP ve MEB’in büyük mahareti: Bağnazlığı ve emek sömürüsünü sürdürmeye diplomalı çözüm 20 Eylül 2024 04:15
- Aileler çocuklarını MEB’den kurtarmaya çalışıyor: MEB eğitime, çocuklara, topluma zararlı hale mi geldi? 13 Eylül 2024 04:42
- Eğitimin sorunlarından öğretmenler ve müdür yardımcıları da mağdur 06 Eylül 2024 04:41
- Atamaların değeri değersizleştirilmesi üzerine 30 Ağustos 2024 04:44