Sermaye ile işçilerin istekleri taban tabana zıtsa...
“Baskın seçim” sürecinin başlamasından beri, “Seçimin nimetlerinden elbette sermaye sahipleri yararlanacak. Faturası ise, işçiler başta olmak üzere tüm emeği ile geçinenlere (onların emeklilerine) çıkacak” diye yazıyoruz. Bu köşede ve gazetemizde bu konu sürekli dile getiriliyor.
Kuşkusuz, emekçilerin olup bitenin farkında olan kesimleri bunu görüyorlar. Ama AKP ve öteki sermaye partilerine oy veren emekçiler bu eleştiriyi bir “ön yargı” gibi görüyorlar. Örneğin “Erdoğan ve AKP ne yapsa Evrensel böyle der” diye düşünüyorlar.
Ancak daha seçimin üstünden bir hafta geçmeden ve daha Erdoğan’ın yeni kurulacak “başkanlık sistemi”nin bakanlarının kim olacağını bile belirlemeden zamlar, vergiler ve faizlerde artışlar hayata geçirilmeye başlandı bile.
Fiyatı 7 TL olan sigaralara en az 1 TL zam yapılacağı, Avrasya tünel geçiş ücretlerini 19.30 TL’den 23.80 TL’ye çıkarılması, banka kredi kartı üstünden kullanılan kredi ve gecikme halinde işletilecek faizin 1.50’den 2.52’ye çıkarılması uygulamaya kondu bile.
Ama bunlar sadece başlangıç. Asıl büyük fatura, bir yandan başlıca tüketim mallarına zamlar, yeni dolaylı ve dolaysız vergiler olarak geleceği gibi emekçilere yönelik ekonomik saldırı tüketim mallarında genel ve hızlı fiyat artışlarıyla da sınırlı kalamayacaktır.
Tersine; “Verimliliğin artırılması”, “İstihdamın koruması”, “Yerli ve milli ekonominin desteklenmesi”, “Dış düşmanların ekonomimize yönelik saldırısı karşısında direnilmesi”, “Ekonomik krizin önlenmesi” ya da “Krizden çıkış önlemleri” gibi gerekçelerle;
- İşçilerin ücret artışı taleplerinin baskılanması ve gerçek ücretlerin düşürülmesi,
- İşten çıkarmaların yaygınlaştırılması(*)
- İşçi sağlığı ve iş güvenliği kurallarının umursanmaması, çalışma koşullarının ağırlaştırılması,
- “Tasarruf teşvik” adına işçilerden alınan dolaysız vergiler üstünde oynayarak, işçi ücretlerinden yeni kesintilere gidilmesi,
- “İşsizlik fonu” başta olmak üzere işçilerin birikimlerinin yağmalanması için ekonomik zorlukların bahane yapılması,
- Sendikasızlaştırma girişimlerinin artırılması,
- Grevlerin yasaklanması ve işçilerin patronlara karşı mücadelesini kırmak için yeni polisiye önlemlerin alınması,
- İşçilerin “Kıdem tazminatının fona bağlanması” ve kamu emekçilerinin “İş güvencesinin kaldırılması”nın yeniden gündeme getirilmesi için ekonomik sıkıntıların dayanak yapılması,
... önümüzdeki dönemde işçilerin, emekçilerin en önemli gündemleri olacaktır.
Oysa en son yapılan TİS’lerde alınan zamlar bile artan fiyatlar karşısında çoktan erimiştir. Seçim öncesinde işçiler, bu yılın başındaki ekonomik durumlarını korumak için bile, “ücretlere ek zam talebi”nin gündeme gelmesini konuşuyordu. Seçim tartışmaları bu tartışmaların bir girişime dönüşmesini engelledi ama seçim, işçinin ek zam ihtiyacını ortadan kaldırmış değil. Tersine artan enflasyon, ek zam talebini daha da acil hale getirmiş bulunuyor.
Hızla yükselen enflasyon ve “vergi dilimi”ndeki yükseliş, asgari ücreti eritirken, açlık sınırı da asgari ücretin üstüne çıkmıştır. Bu durum milyonlarca işçi için “ek zam talebini” öne çıkaracak bir gelişmedir.
Milyonlarca emekli de çok ağır koşullarda bir yaşam mücadelesi vermektedir.
Toplam açısından bakıldığında sermaye ve hükümetleri; işçilerden daha az ücretle daha çok ve daha ağır koşullarda çalışma talep ederken işçiler ise; bugünkü yaşama ve çalışma koşullarından daha iyisini hak ettiklerini düşünerek; daha çok ücret, daha iyi çalışma koşulları istemektedir.
Patronlar ve işçilerin taban tabana zıt istekleri; işçilerle patronları ve patronların bir dediğini iki etmeyeceği apaçık olan “cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi”ni (CHS) karşı karşıya getirecektir. Bu da önümüzdeki dönemde işçiler (her sektörden emekçiler) ve patronlar arasındaki mücadelenin çok sert olacağı anlamına gelmektedir.
Bu yüzden de ileri işçiler, mücadeleci sendikalar ve sendika adını hak edecek her sendikanın bu mücadelede saf tutması çok önemli olacaktır.
Çünkü; işçi sınıfın kazanılmış haklarını koruması ve az çok örgütlülüğünü koruyup geliştirmesi ancak böyle bir mücadeleyi göze aldığında mümkün olacaktır.
(*) Gebze’de kurulu General Elektrik işçilerinin gazetemizde çıkan mektuplarında patronun işçi çıkarmak için “İşler azaldı, sipariş alamıyoruz, masraflar arttı bunun için daralmaya, küçülmeye gideceğiz” diyerek, 120 işçiyi işten çıkarmak için girişim yapması bir rastlantı değil, önümüzdeki dönemde yaygınlaşacak saldırılardan birisidir.
Evrensel'i Takip Et