03 Temmuz 2018 00:27

Kaybedenlerin iktidarı

Kaybedenlerin iktidarı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Tarihteki örnekleri göstermiştir ki, bir iktidar ne kadar zayıfsa, o kadar baskıcı ve saldırgandır. Her seslenişini, zincir ve kılıç şakırtıları, top tüfek sesleri, asma kesme çığlıkları süsleyen bir muktedir, gerçekte korkaklığını ve zayıflığını örtmeye çalışır. Şiddet ve baskıyla ayakta duran her iktidar, aynı zamanda din tüccarıdır. Milliyetçilik yaygarası da sermayesidir.

Seçimlerin üzerinden daha on gün geçmeden, muhalefete kin ve nefretle saldıran iktidar ortaklarının neden bu yola başvurduklarını anlamak için, yakın geçmişte yaşadığımız sürece dikkatle bakmak gerekiyor. Sonuçları gösteren rakamlar ne söylerse söylesin, bu iktidar aslında kaybedenlerin ve kaybetmeye mahkum olanların iktidarıdır.

Kaybetmişlerdir, çünkü bütün saldırganlıklarına, her türlü kural ve ahlak dışı yollara başvurmalarına karşın, hayal ettikleri kadar “güçlü” bir parlamento kuramamışlar, kendi içlerindeki kirli kavganın üstünü örtememişlerdir. Buna karşılık, mücadeleyi sürdürmeye kararlı ve tabanda birleşmiş bir muhalefet hareketinin doğuşuna şahit olmuşlardır.

Seçimlerden bu yana geçen süre içinde olup biten birkaç olayı hatırlayalım: Eski CHP Milletvekili Eren Erdem tutuklandı, İçişleri Bakanı Soylu, “Şehit cenazelerine CHP örgütlerinin katılması”nı yasakladı, HDP Milletvekili Pervin Buldan yine Soylu tarafından telefonla tehdit edildi. Özellikle, “Sizi bu sefer CHP de kurtaramaz” sözleriyle... Ardından, Sivas Valisi, Madımak Katliamı’nı anmak isteyenlere henüz ortada hiçbir şey yokken sopa gösterdi: “Hükümet ve Cumhurbaşkanı aleyhine slogan atılırsa, müdahale edeceğiz!” Ve aynı gün, gazetelerde öne çıkan bir başka haber, tehdit ve şiddet zincirine yeni bir halka ekledi: Meclisin çiçeği burnunda BBP milletvekilleri, idam cezasının yeniden getirilmesi için kolları sıvamışlardı.

HDP’nin barajı aşmasıyla AKP’nin “Tek başına iktidar olma” hesaplarına büyük darbe vurulmuş olması ve bunun büyük ölçüde bu partiye milletvekilleri oy pusulasında mühür vuran CHP tabanı eliyle gerçekleşmesi iktidar cephesinde büyük öfke ve mağlubiyet duygusu yaratmıştır. Burada büyük bir taban ittifakı görmüşler ve bundan korkmuşlardır. Korkmakta haklıdırlar. Çünkü bu birleşik muhalefet, önümüzdeki süreçte demokrasi mücadelesinin hangi yönde ve hangi eğilimlerin güçlenmesiyle yürüyeceğinin işaretidir.

Diğer yandan, iktidar özellikle ekonominin gidişatı bakımından kucağında bir ateş topuyla koltuğa oturmuştur. Zaten bozuk giden ve her an yeni bir krizle karşılaşması beklenen ekonomi, seçim sürecinde bol keseden harcanan milyarların yüküyle daha da içinden çıkılmaz yola girmek üzeredir.

Kaybedenlerin iktidarı, tek yol olarak baskı ve şiddeti artırmayı görmektedir. Öfke, korku ve şaşkınlık ipe sapa gelmez laflarla, din ve milliyetçilik tüccarlığının en saçma sapan gösterileriyle kendisini gösteriyor. Kendi gücümüzün farkına varmak, derlenip toparlanmak, birlik eğilimlerini güçlendirmek ve mücadeleyi sürdürmek zamanıdır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa