Aslolan şikayet değil mücadelenin örgütlenmesidir

İster bir kahveye ister bir derneğe, ister bir dost-arkadaşa aile ziyaretine gidin, bir zamandan beri konuşulan başlıca konu; artan fiyatlar, enflasyonun zirve yapması, iğneden ipliğe gelen, gelecek zamlar oluyor.

Gazetemiz de ekonomideki gelişmeleri, “emekçilerin ekonomisi”nin, yani işçilerin, emekçilerin geçim koşullarının nasıl her gün daha zorlaştığını, yakından takip ediyor. Özellikle Bülent Falakaoğlu başta olmak üzere ekonomi üstüne yazan arkadaşlarımız, son derece anlaşılır değerlendirmeleriyle, olup bitenlerin arkasındaki sınıfsal gerçeklere, hükümetin yaptıklarının kimlerin çıkarına, kimlerin zararına olduğuna dikkat çekiyorlar. Daha da önemlisi gazetemiz; bütün bu gelişmelerin bir doğa yasası olmadığı, tersine böyle bir noktaya egemen sınıfların çıkarlarının ifadesi olan ekonomik tercihler nedeniyle gelindiğini, dolayısıyla mücadele edilirse, bu sermaye yanlısı politikaların püskürtülebileceğini savunuyor.

Geçim sıkıntısı hızla büyüyen emekçiler, seçimin yarattığı toz duman dağıldıkça, henüz büyük ölçüde şikayet düzeyinde kalsa da, bu zorluklardan nasıl kurtulabileceklerini konuşmaya başlıyorlar. Gazetemize gelen haberlerde ve mektuplarda bunlar az çok görülmeye başlandı.

Son haftalardaki gelişmelerle artık şu çok açık ki;

- Haziran ayında yıllık enflasyonun yüzde 15.39’u bularak artan yoksulluğun rakamlara dökülmesi,

- Erdoğan’ın seçimden”tek adam” olarak çıkarak elini rahatlatması, zam ve vergi artışlarının önündeki engelin kalkmış olmasıyla, daha seçimin ertesi gününden başlayarak zam ve vergi artışlarının arka arkaya gelmesi, daha da geleceğinin belli olması,

- Çarşı-pazarda, yaz aylarında düşen, düşmesi beklenen yaş sebze ve meyve fiyatlarının neredeyse katlanarak artması, ücret ve maaşla yaşayanların gelirlerindeki son aylardaki hızlı erimeyi gözler görülür hale getirdi.

Bu gelişmeleri dikkate alan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, önceki gün DİSK adına yaptığı açıklamada; enflasyonun ücretleri hızla erittiğine dikkat çekerek, asgari ücretliler başta olmak üzere bütün ücretlere, söylemleri beklemeden, “enflasyon farkı+refah payı” kadar zam yapılmasını istedi.

“Türkiye’nin yüksek enflasyon, işsizlik” döngüsüne de gireceğine değinen Çerkezoğlu, “işten çıkarmalara karşı mücadele”nin önemine de dikkat çekiyor.

Kuşkusuz ki gerek zam ve vergilerden şikayet edenler, gerekse DİSK’in, ayrıntıları önceki günkü gazetemizde çıkan talepleri, elbette son derece haklıdır!

Ama haklı olmak bir talebi elde etmek için yetmiyor. Bunu her vesileyle yeniden yeniden görüyoruz. Tersine işçilerin bütün deneyimleri, bir talebi elde etmenin tek gerçekçi yolunun bu talebi (ya da talepleri) elde edecek bir gücü oluşturmaktan, dolayısıyla talebin sahibi olan toplumsal kesimleri, talebi elde edebilecek düzeyde örgütleyerek mücadeleye çekmekten geçmektedir.

DİSK herhangi bir örgüt, ya da kamuoyu aydınlatma platformu değil bir işçi sendikası merkezi olduğuna göre, elbette bu mücadeleye önderlik etmek de öteki sendika merkezleri gibi DİSK’e düşer. Hele de DİSK’in kendine yüklediği misyon dikkate alındığında; diğer sendikaları, emek örgütlerini, tüm emekten yana güçleri, bu çok haklı talepler etrafında birleştirerek harekete geçirme sorumluluğu da DİSK’e düşer. Bu yüzden de DİSK’in, sadece gerçekleri açıklamanın ötesine geçip; bağlı sendikalarını da yanına alarak, tüm sınıfı, emekçileri örgütleyerek, egemen sınıfların ekonomik politikalarını ülkeyi sürüklediği bataklığın faturasını ödemeyecek bir mücadele hattında birleştirme yükümlülüğü de vardır.

Evet ilk bakışta DİSK’in böyle bir mücadeleyi örgütlemesi kolay değildir ama eğer bu mücadeleyi örgütleme iddiasına uygun davranarak öne çıkarsa, KESK ve her sendikadan mücadeleci sendikacılar ve ileri işçi kesimleriyle, çeşitli emek ve meslek örgütleriyle de birleşerek, bu mücadelenin örgütlenmesi için önemli bir güç oluşturabilir.

Ve elbette sınıf partisinden çeşitli emekten yana parti ve çevrelere kadar kamuoyunda etkili olabilecek geniş bir emek mücadelesinin başarısı için harekete geçebilecek bir çevre de vardır. Ve DİSK’in girişimi bu geniş kesimi de hareketlendirebilir.

İçinden geçtiğimiz süreç, emek cephesinden yapılacak her girişimi değerli kılmaktadır. DİSK, öne sürdüğü taleplerin arkasında durarak, mücadeleyi örgütlemek için harekete geçerse, “Zamlar, artan hayat pahalılığı karşısında ne yapacağız” sorusuna yanıt arayan her çevreden destek bulacaktır. 

Evrensel'i Takip Et