27 Temmuz 2018 00:35

Kıbleniz neresi?

Kıbleniz neresi?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bakan Albayrak büyük patronlarla buluşmasında “Merkez Bankası piyasa koşulları neyi gerektiriyorsa onu yapacaktır” demiş. Ardından da şu “ilginç” cümleyi kurmuş, “Merkez Bankasının bağımsızlığının ve karar alma mekanizmalarının spekülasyona konu edilmesi kabul edilemez.” Önce ikinci söylediğinden başlayalım: Merkez Bankasını ve kararlarını bu ülkede öncelikle kimin tartıştığı, üstelik neredeyse tüm televizyonların naklen yayınıyla bu işi yaptığı çok iyi bilinir. Bakan Albayrak bu sözleri yanlış yerde söylemiş! Bir aile toplantısı düzenlese ve orada konuşsa daha doğru olurdu!

Gelelim diğer meseleye. Piyasanın sopasının etkili olduğu görülüyor. Piyasalar belli ki, “ey” haykırışlarını hiç ciddiye almıyorlar. Hatırlarsınız, Yunanistan -onların yönetim ve yöntemi çok farklı olmakla birlikte- ekonomik krizin doruğa çıktığı bir dönemde AB dayatmalarına ve borçların ödenmesine ilişkin bir referandum yapmıştı. O zaman AB’nin patronları “Borç ödemesinin referandumu mu olur?​” çıkışını yapmışlar, Yunanistan’ı soymaya üstelik alacaklarının faizlerini de alarak soymaya devam etmişlerdi. Şimdi Türkiye’yi yönetenlere açıktan ya da kapıların ardında şunu diyorlar: ‘500 milyar dolara dayanmış dış borcunla kimseye efelenemezsiniz, şu kemer sıkma politikalarınızı uygulayın, alacaklarımızı ve onun faizini düzenli ödemeye devam edin. İçeriye yönelik yapacağınız demagojiler bizi hiç ilgilendirmez, hatta gerçeğin üzerini örtmeye yaradığı için bu işimize bile gelir’

Tek adam yönetimi şimdiden parça parça uygulamaya soktuğu ekonomik kararları IMF ile açıktan anlaşarak mı devam eder, yoksa gizli pazarlıklar sonucu sözde anlaşma yapmadan mı uygulamaya devam eder bu artık sadece bir ayrıntıdır. Dini imanı paraya tapınmak olanların kıblesinin Batılı emperyalistler ve onların finans kurumları olduğu böylece bir kez daha tescil edilmiştir. NATO toplantılarında alınan yeni görevler, IMF Başkanının katıldığı G20 toplantıları, ABD ve İngiltere ile anlaşma çabalarının faturaları bir bir öne konmaktadır. Velhasıl kıble yanlış seçilmiştir! Oysa halkımızın bir bölümünde bunların kıblesinin Kabe yönünde olduğunu kanısı yaygındı! Hatırlatmakta yarar var; “yerliliğin ve milliliğin” kıblesi emperyalizme ve ülkenin soyulmasına tutum alma yönündedir. Adamlar şaşırmış diyemeyeceğiz, çünkü baştan beri uyguladıkları yöntemler, tuttukları yol, bu yoldu. “Ülkeyi şirket gibi yönetmeyi de, paranın rengi olmadığını” savunmayı da imanın şartları arasına çoktan yerleştirmişlerdi.

Şimdi ayaklar suya eriyor, gerçeklerle yüzleşme vakti geldi. Ülke yüzde 18 faiz uygulamasıyla dünyanın en yüksek faiz uygulayan ülkeleri arasında geliyor. Döviz sürekli yukarıya doğru tırmanıyor. Bakan Albayrak’ın yukarıda aktardığımız sözlerinden sonra dolar geçici olarak 4.84’ten, 4.81’e inmiş. Yani açıklamalara 4 kuruşluk bir değer biçilmiş! Ama diğer açıklamalara bakılırsa yüksek faiz 7 milyar dolarlık dövizin TL’ye dönüş yapmasını sağlamış ve bu rakamın yükselmesi bekleniyormuş! Niye dönmesin, sermaye bu kadar tatlı soygunu başka nasıl elde edebilir ki? Bütün bu önlemlerin derin bir krizi önleyip önleyemeyeceğini hep birlikte göreceğiz.

Yine Bakanın açıklamalarından öğreniyoruz ki, kamu harcamaları ile ilgili tasarruf önlemleri uygulanacakmış! Aklınıza hemen inşaat işlerinin yavaşlayacağı gelmesin! Ücretlerin düşük tutulmasından, eğitim koşullarının daha da kötüleşmesi ve piyasalaşmasına, sağlıkta yeni soygunlara, yeni vergi ve zamlara kadar, zaten uygulanan ve uygulaması hızlandırılacak ve yaygınlaştırılacak olan  bir dizi “önlemi” aklınıza getirin. Bütün bu saldırılara işçi ve emekçi halkın kuzu kuzu boyun eğeceğini düşünenler varsa, ağır bir yanılgıya sürüklendiklerini görmeleri için uzun bir zaman beklemeleri gerekmeyecektir.  

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa