05 Ağustos 2018 23:43

'Hazır elbiseci'

'Hazır elbiseci'

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Belki kimi kentlerimizde bu gün de bulduğum, başka yerlerde unutulmuş kimi uğraş (meslek) lar vardır. 

Örneğin çocukluğumun eczanelerini anımsıyorum. İçeri girince ilk göze çarpan iki camlı dolap olurdu. Biri yeşil, öteki kırmızı camlıydı. Birincinin üzerinde “hafif zehirler”, ikincinin üzerinde “şiddetli zehirler” mi ne yazardı. Belki de başka sözcükler ile… Bu çok önemli değil. 

Eczacıya doktorun yazdığı “reçete”yi uzatırsınız. Okur… “Şu saatte gel al.” Derdi. Ya da “otur yapayım” gibi bir şey…

Doktorların yazılarını da ancak eczacılar okuyabilirlerdi.

(Bu durumun da gülünç öyküleri vardı: 
Birine bir betik gelir. Yazıyı bir türlü okuyamaz. Dostları, 
“Bir eczaneye git onlar okurlar.
Der… 
Denileni yapar, bir eczaneye girer, betiği verir. Eczacı bakar,
“Bir saat sonra gelin.”
Der. 
Döndüğünde, eczacı kimi ilaçları koyar ortaya:
“Şunu günün başında bunu da bitiminde birer çorba kaşığı içeceksiniz. Şu haplardan da her yemekten sonra birer tane alacaksınız.”)

Eczacı doktorun verdiği ölçülerde değişik katkıları birbirine ekler bir “hap” ya da içecek oluştururdu. 

Şimdi böyle bir şey var mı? Değişik kutularda, değişik adlardaki iyileştiricileri, ne olduklarını doğru dürüst anlamadan alıyoruz. Kutu üstündekileri, ya da içindeki açıklamaları okusanız da anlayamazsınız. 

Örneğin ‘suda eriyen’ demez de ‘efervesan’ der. Sanki hemen herkes anlayacak… Bu örnek en anlaşılır olanı… Çoktan beri dilimize girmiş olanı… Yazılanları, söylenenleri ben anlamıyorum ki, okuması yazması olmayan nasıl anlasın.?

Ayrıca usuma kötü düşünceler geliyor. 

Örneğin çoğu ilacın üreticisi yerli değil. Geldiği ülkeyle bir anlaşmazlık olsa ne olacak? ( Böyle günleri ikinci yeryüzü savaşında yaşadık biz.) 

Peki, biz bu ilaçları yapamıyor muyuz? Bilmediğim için soruyorum: Yoksa daha kolay para kazanmanın yolu bakkal gibi davranmak mı? Al sat…
(sürecek)

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa