9 Ağustos 2018
DİĞER YAZILARI
Kaybettiniz 6 Mart 2025
Örgüt 27 Şubat 2025
Mehmet Türkmen 20 Şubat 2025
Güç bende artık 13 Şubat 2025
Hadi yine iyiyiz 6 Şubat 2025
Sorun modelde 30 Ocak 2025
Tan ile Bulu 23 Ocak 2025
İkinci çocuk 16 Ocak 2025
Pislik 9 Ocak 2025
Benim adamımdan hoca 2 Ocak 2025
YAZI ARŞİVİ

İsmi Hasan. Ya da Hüseyin. Belki de Tarık. “İsmi lazım değil” der annem bir şey anlatırken kaynağını söylemek istemediğinde. Bu da öyle işte.

20 yıllık çalışanı ajansının. Basın emekçisi. İşçi. Kuruma girerken ortada AKP filan diye bir parti yoktu. Şimdi işsiz. Yıllarca her gün düzenli olarak gittiği işyerinde müdür çağırır geçtiğimiz bir gün. Masanın karşısına oturtur.

Sana bir teklifimiz var. Şu anda işten istifa ettiğine ilişkin bir kağıt imzalarsan 20 yıllık tazminatını ve ihbar tazminatını alırsın. Biraz da destek çıkarız. Yok eğer istifa etmezsen seni işten atarız. Mahkeme mahkeme sürünürsün. Kendi isteğinle ayrılırsan önümüzdeki toplu iş sözleşmesinden sonra belki seni yeniden işe alırız.

Hasan ya da Hüseyin veya Tarık hiç beklemediği teklif karşısında ne diyeceğini bilemez. Önce sendikası gelir aklına. Ama aylar önce “solcudur” gerekçesi ile güçsüzleştirilip yerine yenisinin kurulduğu ve tüm işçilerin gönüllü(?) olarak aktarıldığı sendikanın işveren bakışlı yöneticileri geçer bir bir gözünün önünden. 

Biraz düşüneyim. Aileme danışayım. Büyüklerime sorayım. Ona göre karar vereyim.

diyebilir, ama müdür Hasan’ı veya Hüseyin’i veya Tarık’ı işten atma emrini almış ve işi sorunsuz(?) halletmeye kararlıdır.

“Olmaz” der. “Sana 1 saat mühlet. Git aşağıda otur kararını ver. Ama iyi düşün. Sakın hukuk, adalet filan gibi yokuşlu işlere girişme.”        

Hasan ya da Hüseyin veya Tarık çaresiz gider bir sandalyeye oturur. Okutmaya çalıştığı çocukları gelir aklına. 3 aydır ödeyemediği ev kirası, ev sahibi, günlerdir etsiz salçalı patates pişirip mutfağı döndürmeye çalışan karısı, bu yaz arkadaşlarıyla küçük bir Anadolu gezisi yapmak için aylardır babasını ikna etmeye çalışan kızı geçer ışık hızıyla gözünün önünden.  

Zaman daralmakta, müdür sabırsızlanmaktadır. Arkasında, yanında ne bir dostu, ne bir akıl vereni vardır Hasan’ın, veya Hüseyin’in ya da Tarık’ın. Hayatının en zor kararını vermekle baş başadır.

“Tek olsam” der “Gösterirdim ben size 20 yıllık emekçinin kapı önüne konulup yerine bilmem ne cemaatinden yandaş yerleştirmenin ne demek olduğunu.”

Tekrar kızı gelir aklına, karısı, bir de anası.

Çıkar öğle namazı için abdest almaya hazırlanan müdürün yanına, basar istifa imzasını.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp

101 milyarlık gasp

Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı.

Evrensel'i Takip Et