Flormar direnişi ve yetki itirazı
Fotoğraf: Envato
Flormar işçilerinin mücadelesi 90 günü geride bıraktı. Sendikasızlaştırma amacıyla işten atılan işçiler, maruz kaldıkları tüm baskılara rağmen mücadele etmeyi sürdürüyorlar.
Flormar direnişi; kapitalizmin hak-hukuk güzellemesinin gerçek niteliğiyle, bilanço kârına indirgenmiş demokrasi anlayışıyla ve bu çerçevede kadın haklarını nasıl araçsallaştırmış olduğuyla bir kez daha yüzleşmemizi sağlıyor.
Öte yandan bu direniş, yetki tespitine itiraz mekanizmasının sendikal hakları nasıl etkisizleştirdiğini yeniden gündeme getirmesi bakımından da oldukça önemli.
Yürürlükteki Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası’na göre, işçi sendikasının toplu pazarlık yetkisinin Bakanlık tarafından tespit edilmesinin ardından, işverenin buna karşı dava açma hakkı bulunuyor. İtiraz kesin olarak sonuçlanıncaya kadar da yetki işlemleri duruyor.
İşte bu düzenleme, işverenler tarafından işçi sendikasının toplu pazarlık hakkını engellemek için kullanılıyor. İtiraz ederek yetki işlemlerini (dolayısıyla toplu pazarlık sürecini) durduran işverenlerin önemli bir bölümü itiraz mekanizmasını zaman kazanma vasıtasına dönüştürmüş durumda.
Aynı mekanizmanın geçerli olduğu eski yasa (2822) dönemindeki yetki itirazlarını inceleyen Özveri (2012), bu itirazların çok büyük bir bölümünün yetki tespitindeki hataların düzeltilmesi amacıyla yapılmadığına dikkat çekiyor. İşverenler itiraz yoluyla kazandıkları sürede işçileri sendikasızlaştırmak ya da sendikayı ödün pazarlığına zorlamak için yetki itirazında bulunuyorlar. Üstelik kötü niyetle yapılan bu itirazlar, yetki davasını işçi sendikası kazansa bile işveren lehine sonuç veriyor. Uzun itiraz süreleri sonunda, işyerlerinin önemli bir bölümünde, işçi sendikası davayı kazansa bile toplu sözleşme imzalama olanağı bulamıyor. Örneğin 1992-2009 yıllarını kapsayan bir araştırmanın sonuçları; kağıt, petrol kimya- lastik, metal ve tekstil sektörlerinde sendikaların yetki davalarını kazandıkları işyerlerinde toplu sözleşme yapabilme oranlarının yüzde 38 düzeyinde kaldığını gösteriyor.*
Flormar işvereni de Petrol İş sendikasına karşı başlattığı yetki itirazıyla işte böylesi bir mekanizmayı harekete geçirmiş bulunuyor. Bu süreçte sendikal haklarına sahip çıktığı için işten çıkartılan yüzden fazla işçi ise işverenin sendikasızlaştırma amacını açıkça ortaya koyuyor.
Kaldı ki; Flormar’ın sendikalı işçilere yaptığı baskılar resmi raporlara da geçmiş durumda. Kocaeli Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü tarafından hazırlanan inceleme raporunda; işveren tarafından işçilere baskı yapıldığı ve işçilerin sendika üyeliğinden ayrılmaları konusunda zorlandığı izlenimine yer verilmiş. Aynı raporda, işten çıkarmaların sendikalaşma sürecinin ardından toplu şekilde gerçekleştiğine de dikkat çekiliyor. Buradan hareketle de müfettişlerin, işveren tarafından ortaya koyulan fesih gerekçelerinin gerçekçi olamayacağı kanaatine ulaştığı belirtiliyor.
* Murat Özveri, Sendikal Haklar ve 6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası, Birleşik Metal- İş Yayınları, No: 05/ Aralık 2012.
- Ekonomik kriz ve piyasa ideolojisi 25 Ağustos 2019 23:30
- Anayasa Mahkemesinin barış bildirisi kararı 05 Ağustos 2019 00:20
- Kamuda TİS süreci 21 Temmuz 2019 23:56
- Sömürünün en derinine, ayrımcılığın her türüne maruz kalmak: Mülteci işçiler 01 Temmuz 2019 00:09
- Kıdem tazminatı fonu 10 Haziran 2019 00:50
- Kale Kayış işçileri 19 Mayıs 2019 20:07
- Cinsel şiddet 28 Nisan 2019 19:58
- Seçim sonrası 07 Nisan 2019 20:55
- İşçilerin can güvenliği 24 Mart 2019 20:37
- Kadın emeği 03 Mart 2019 20:40
- Tanzim muhalefeti 17 Şubat 2019 23:30
- Sendikalaşma oranları 04 Şubat 2019 00:50