14 Ağustos 2018
DİĞER YAZILARI
İnsan olmak 29 Ocak 2025
Anılara dönmek 22 Ocak 2025
Gemici Islığı 1 Ocak 2025
Dünden bugüne 25 Aralık 2024
Ellerinize ve yalana dair  18 Aralık 2024
Eski dostlar 11 Aralık 2024
YAZI ARŞİVİ

İstanbul gibi dünyanın en güzel kentlerinden birinde yaşıyorsanız çok şanslı saymalısınız kendinizi. Öte yandan öylesine az bulunur bir güzelliğin ucube bir mega kente dönüştürüldüğüne tanıklık eder, acı duyar, üzülür, öfkelenirsiniz. Cumhuriyetin bütün kazanımlarının bir bir yok edildiği ülkenizde ulus bilincinin kalmadığı kalabalık bir insan topluluğu içinde rotanızı şaşırırsınız. Kimsenin kimseyi sevmediği, yollarının, trafiğinin işlemediği, sinirlerin hep gergin olduğu, işsiz insanların aylak aylak  sokaklarda dolandığı, kıyafet karmaşasının insanın içini daralttığı kırk yamalı bir bohçadır artık İstanbul. Ve unutmamalı ki İstanbul ayrı zamanda bütün bir Türkiye’dir. Dünyanın gelişmiş, çağdaş demokrasilerinden yalıtılmış, yalnızlığa itilmiş bir ülke.

Sabah Ada’dan İstanbul’a geçiyorum. Karşımda orta yaşlı üç kadın oturuyor. Hiç ara vermeden konuşuyorlar. Konu dolar. Şimdi de karşıya geçip bankalarına gidecekler. Anladığım kadarıyla tuzları kuru. Onları ne Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik kriz ne de çığ gibi büyüyen işsizlik ilgilendiriyor. Düşünüyorum sonra acaba ben mi yanılıyorum? Toplumun büyük kesimi bu kargaşanın tümünden bir mutluluk payı mı çıkarıyor kendilerine.Bu denli aymaz mı olduk yoksa !

Önümüz bayram diyor yol arkadaşım. Meslektaşlarımın bir bölümünün cezaevlerinde karşıladığı bu kaçıncı bayram diyorum arkadaşıma. Henüz duruşmaya çıkarılmayan 16 avukatın da tutuklanmalarının üzerinden bir yıl geçti. Adalet, emek, barış sözcükleri bile silindi belleklerden. Varsa yoksa dolar. Bir de dış güçlere had bildirmek, Had bildire bildire bu hale gelmedi mi ülke?

Selahattin Demirtaş, Enis Berberoğlu ile Osman Kavala için yüreğim ağrıyor. Gazeteci bütün meslektaşlar için de elbet. Biliyorum ki bizim bayramımız onlar özgürlüklerine kavuştukları gün başlayacak.

Can Yücel’in ölüm yıldönümüydü 12 Ağustos. Yazıyı ustanın çok sevdiğim bir şiiri ile sonlamak istedim, Işıklar içinde uyu büyük şair, güzel insan…

Bir Sen Eksiktin Ayışığı
Bileklerimizi morartmış yeni Alman kelepçeleri,
Otobüsün kaloriferleri bozuldu Kaman’dan sonra
Sekiz saat oluyor karbonatlı bir çay bile içemedik,
Başımızda prensip sahibi bir başçavuş.
Niğde üzerinden Adana Cezaevine gidiyoruz...

Bi sen eksiktin ayışığı
Gümüş bir tüy dikmek için manzaraya!

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çocukları öğüten çark

Çocukları öğüten çark

Yoksulluğun pençesindeki ailelerin çocukları tüm dünyada acımasızca emek piyasasına çekilirken, Türkiye kapitalizmi bu konuda en önde koşuyor. Çarklar köle koşullarında dönsün diye devlet gücünü seferber etmekten geri durmayan iktidar, milyon milyon işçileştirdiği çocukların da uzun ve ağır çalıştırılmasına, onlarcasının ölüme sürüklenmesine göz yumuyor.

2.3 milyon çocuk MESEM kapsamında günde 8-10 saat çalışıp ustalık belgesi aldı

15-17 yaş grubundaki neredeyse her 4 çocuktan biri çalışma hayatında

71 çocuk 2024'te çalışırken hayatını kaybetti

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
16 Şubat 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et