20 Ağustos 2018

Maduro, ekonomik kriz, Ankara

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, geçtiğimiz cuma günü uzun süredir kontrolden çıkmış bulunan hiper-enflasyona karşı alınan bir kısım tedbirleri açıkladı. Maduro’nun açıkladığı tedbirlerin temelinde artık neredeyse mübadele aracı olma işlevini kaybetmiş olan para birimi bolivarın, bu sene ortalarında Venezuela hükümetinin yürürlüğe koyduğu ‘kripto para’ petroya sabitlenmesi yatıyor. Bu sayede hükümet, bugünden itibaren başına bağımsız sıfatını ekleyecek olan bolivarın iç piyasada tekrar işlevsel hale gelmesini ve tahminlere göre yüzde 14 bine –enflasyon oranını hesaplamak için sağlıklı veriler olmasa da- ulaşan hiper-enflasyonu kontrol altına almayı amaçlıyor.

Piyasalara sunulduğu şubat ayından beri kripto para kategorisinde sayılıp sayılamayacağı tartışılan petro, ağırlaşan ABD yaptırımları karşısında Venezuela hükümetinin küresel kredi piyasalarına ulaşmasını hedeflemekteydi. Başlarda petronun nasıl bir mekanizmaya sahip olacağı açık değildiyse de daha sonra 1 petronun değerinin Venezuela hükümeti tarafından belirlenmekte olan 1 varil Venezuela petrolüne eşit olacağı ve bu sene toplam 100 milyon petronun üretileceği belirtildi. Para transferlerinin, teknolojisini Rusların geliştireceği blockchain sistemi ile gerçekleşmesiyle, ülkeye yapılacak olan yabancı yatırımların ABD yaptırımlarına takılmayacağı düşünülüyordu. Gerçi ABD, petro piyasaya sürülür sürülmez parayı yaptırımların kapsamına aldı ve petro beklenilen ölçüde yabancı yatırımı ülkeye çekemedi, yabancı para birimleri ile değiştirilebilir hale gelemedi.

Maduro, para birimini sabit kura geçirirken aynı zamanda asgari ücretin yarım petroya eşitlendiğini açıkladı. Böylelikle asgari ücret 30 dolara yükselerek yaklaşık 30 kat artmış bulunuyor. Pazartesinden itibaren 3600 bağımsız bolivarın, 1 petroya yani 60 dolara sabitlenmesi aynı zamanda milli paranın yüzde 96 devalüe edilerek karaborsadaki fiyatlara eşitlenmesi anlamına geliyor. Maduro bu parasal dönüşüm sürecine yardımcı olması için yaklaşık 10 milyon kişinin sahip olduğu yardım kartlarına 20 Ağustostan itibaren 600 bağımsız bolivar (10 dolar) yatırılacağını da belirtirken, tedbirler aynı zamanda bazı ürünlere vergi konulmasını ve bir kısmının da zamlanmasını içerdiği için yaşam koşullarını daha da kötüleştirebilecek potansiyele sahip.

Hiç şüphesiz, Venezuela ekonomisinin bu duruma gelmesinde ABD yaptırımlarının ve düşen petrol fiyatlarının önemli bir payı bulunmakta. Ülkedeki aşırı-sağ paramiliter örgütlerin helikopter kaçırıp el bombalı saldırılarından, en son bir drona C4 patlayıcı yapıştırıp Maduro’yu öldürme teşebbüsüne kadar bu kargaşayı arttırmaya çalıştıkları da vakıa. Ama dünyanın en fazla petrol rezervine sahip ülkesi durumundaki Venezuela’nın Maduro ve şürekasının 5 yıllık idaresi boyunca uyguladığı yanlış ekonomik politikaların ve hastalık halini almış olan yolsuzluğun bu trajedideki rolü daha büyük. Bugün için Venezuela’da, petrol endüstrisi her gün üretim kapasitesini kaybetmekte ve üretimin önemli bir kısmını Çin ve Rusya’ya olan borçlarını ödemek için gerçekleştirmekte. Venezuela, petrolün rafine edilmesi ve ihraç edilebilir hale gelmesi için ABD’den önemli miktarda düşük çözünürlükte petrol ithal ederken, ithal petrolle kullanabilir hale getirdiği petrolü ağır bir biçimde borçlu olduğu Çin ve Rusya’ya ödeme yapabilmek için ihraç ediyor. İnanması güç olsa da Venezuela, iç piyasada düşük fiyatla petrol satabilmek için ABD’den petrol ithal etmek zorunda.

Maduro ise bu devasa başarısızlığı, artık bayatlamış olan ‘ekonomik savaş’ retoriği ile savuşturmaya çalışırken açıklanan tedbirle bu savaşın kazanılabileceğini umuyor. Maduro petroya geçiş planı açıklarken, ‘Onlar ekonomimizi dolarize ettiler biz ise petrolize edeceğiz’ diyerek, ekonomideki çalkantıyı petro ile stabilize etmeyi hedeflediklerini ifade ediyordu. Ancak, günden güne çöküntüye doğru ilerleyen petrol endüstrisinin bu kripto parayı nasıl destekleyebileceğine dair bir plan ortaya koyulmuş değilken, parasal dönüşüm ve mali disiplin naif bir beklentiden öteye geçebilecek gibi gözükmüyor.

Venezuela’ya bu zor zamanlarında yardımcı olan ülkeler de yok değil. Örnek vermek gerekirse Türkiye, 2017’de 116.5 milyon ithalat gerçekleştirmişken sadece 2018’in ilk 6 ayında Venezuela’dan 879.6 milyon dolar ithalat gerçekleştirmiş bulunuyor. Venezuela’dan ithalatımızın yüzde 94’üne yakınını ise TUİK verilerine göre kıymetli metaller, yani altın oluşturuyor. Aynı dönemde Venezuela’ya ihracatımız ise 64.6 milyon dolarda kalmış. Yoksa Maduro geçen ay gecenin bir saatinde kalkıp o kadar yolu bu ilişkiye binaen tepip gelmiş olmasın?

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Erdoğan-Şimşek programıyla Türkiye, yüksek faiz cennetinin yanı sıra uluslararası tekellere eğitimli ve ucuz işçi pazarı haline getirilecek.

Evrensel'i Takip Et