21 Ağustos 2018

Bayramları yaşatabilmek

DİĞER YAZILARI
İnsan olmak 29 Ocak 2025
Anılara dönmek 22 Ocak 2025
Gemici Islığı 1 Ocak 2025
Dünden bugüne 25 Aralık 2024
Ellerinize ve yalana dair  18 Aralık 2024
Eski dostlar 11 Aralık 2024
YAZI ARŞİVİ

Kim yaşatır bayramları? Elbette halklarını yönetmeye soyunanlar. Halkları ile barışık olanlar.Tasada sevinçte  halklarının yanında olanlar, onlarla omuz omuza duranlar. “Delik demir icat oldu mertlik bozuldu” diyen Köroğlu’na gel de hak verme şimdi. Ben merkezciliğin ön aldığı günümüz anamal düzeninde dinsel bayramların da ulusal bayramların da tatile kaçmak dışında pek bir önemi kalmadı. Bir toplumda bireyler arasında sevgi bağları gevşemiş,empati yapabilme yeteneği körelmiş, kazanç hırsı,tüketim çılgınlığı tavan yapmışsa, o toplumda tedavisi güç bir hastalık başlamış demektir. İçerden çürütmeye başlar koca çınarı.İnsanlar, hırsın, şiddetin, nefretin, sevgisizliğin kölesi olurlar usul usul. Kendisiyle değil ölümlerle barışık yaşamaya başlar, Ahlak iflas eder. Böylesi toplumlarda insanın insana,insanın kendisini yönetenlere güveni kaybolup gider. Beraberinde koca  bir ulusun gelenekleri, kültürü, onca zorluklardan geçerek yurttaşları ile içselleşmiş kazanımları da alıp götürerek…

Bayramlar derken bakın yazı nereye evrildi.Çünkü kişisel olarak bayramlarla sıcak değildir aram.Hele sokakları,bahçeleri, caddeleri kan gölüne çeviren Kurban Bayramı.Kadınlara çocuklara bir birimize gösterdiğimiz vahşet yetmezmiş gibi… Bir de emekçilere üzülürüm bayramlarda. Üç on para ek ücret tutuşturularak ellerine tatillerde çalıştırılan emekçilere. En çok da çocuk işçilere. Onlar ki çocukluğunu hiç yaşayamadan büyür ve karışırlar aramıza. Evet  dostlar bayramılar insanların birbiriyle kırgınlıklarını giderdiği,küçük çocuklarını sevindirdiği. Büyüklerine sevgi ve saygı sundukları günlerdir. Aynı hassasiyeti ülkeyi yöneten iktidardan beklemek hakkımız diye düşünüyorum. Cezaevlerinde milletvekilleri, gazeteciler, düşün insanları, avukatlar kim bilir kaçıncı bayramlarını parmaklıklar arasında çocuklarından, ailelerinden uzakta geçiriyorlar. Onlara sunulacak en büyük bayram hediyesi özgürlüktür. Öyle sanıyorum ki böyle bir bayram hediyesi, ülkede iç barışı da sağlayacak, şu sıralarda Türkiye halkının en çok ihtiyacı olan birlikteliği ve huzuru da getirecektir. Düşünmeye değmez mi?

Yazıyı bir usta şairin dizeleriyle bitireyim, Fazıl Hüsnü Dağlarca’dan “Demet”:

Çiçek bırakılan yerde kim sevinir

İlk önce toprağın nemi

Çiçek bırakılan yerde kim sevinir

Sarı otlar

Çiçek bırakılan yerde kim sevinir

Birikmiş yıldız ışıkları

Çiçek bırakılan yerde kim sevinir

Kokusu doğanın

Çiçek bırakılan yerde kim sevinir

Çocuğu savaşta ölen anneler.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çocukları öğüten çark

Çocukları öğüten çark

Yoksulluğun pençesindeki ailelerin çocukları tüm dünyada acımasızca emek piyasasına çekilirken, Türkiye kapitalizmi bu konuda en önde koşuyor. Çarklar köle koşullarında dönsün diye devlet gücünü seferber etmekten geri durmayan iktidar, milyon milyon işçileştirdiği çocukların da uzun ve ağır çalıştırılmasına, onlarcasının ölüme sürüklenmesine göz yumuyor.

2.3 milyon çocuk MESEM kapsamında günde 8-10 saat çalışıp ustalık belgesi aldı

15-17 yaş grubundaki neredeyse her 4 çocuktan biri çalışma hayatında

71 çocuk 2024'te çalışırken hayatını kaybetti

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
16 Şubat 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et