22 Ağustos 2018

Cumartesi gününden itibaren İstanbul adeta boşaldı. İstanbul-Bolu yolunda, Bursa-Balıkesir yolunda araçlar kilometrelerce kuyruk oluşturmuş. Çok ilginç bir durum.

Ekonomik kriz ortamında insanların tatile gitmemesi beklenir. Tatile harcayacakları parayı gelecek kötü günler için elde tutmak daha akılcı bir davranış olurdu.

Gidenler, ailelerinin yanına gidiyor. Fazla para harcamayabilirler diye düşünsek, tatil yörelerindeki otel ve pansiyonlarda yer olmaması bu düşünceyi boşa çıkarıyor.

Tatil yörelerine gidenlerin önemli bir kesiminin de bankalara kredi borcu olduğu aşikar.

Peki, bu kadar büyük bir kitle nasıl böyle irrasyonel davranabiliyor?

Büyük ihtimalle, bu insanlar içine girilen ekonomik krizin farkında değiller. AKP’nin propagandasına inanıyorlar. Doların Brunson krizi nedeniyle yükseldiğini düşünüyorlar. Bir süre sonra Brunson krizinin şöyle ya da böyle çözüleceğini ve her şeyin eski haline döneceğini sanıyorlar. “Ne badireler atlatmış Erdoğan bu krizi de çözer” diyorlar.

Biz “solcular”; on, on beş bin kişilik bir sosyal medya mecrasında ekonomik krizi ve AKP’nin kötü yönetimini tartışıyoruz ve bilgileniyoruz ama milyonlar sadece AKP yandaşı medyayı takip ediyor. Yandaş medyadan sürekli yalan haber dinliyor. Mevcut krizin ekonomik yönünü görmeyip, siyasi yönünü de Trump, “Üst Akıl” ve “muhalefet”in AKP’ye karşı bir operasyonu sanıyorlar. Kriz nedeniyle de muhalefete kızıyorlar.

Krizin halka etkileri daha da yakıcı hale geldiğinde; işsizlik, iflaslar, hayat pahalılığı arttığında içlerinden bir kısmı AKP’den uzaklaşmaya başlayacak ama kendiliğinden kopuş yanlış bir bilinçlenmeye, faşist partilere yönelmeye de neden olabilir.

Siyasi analizciler AKP’nin iktidar boyunca bunun gibi üç, beş krizi atlattığını, hatta propaganda gücüyle fırsata çevirdiğini yazıyor. 17-25 Aralık, Gezi, 15 Temmuz, Sarraf Davası vs.

AKP, önemli bir pazar kaybetmek istemeyen emperyalistlerin desteği, yeni bir İMF programı ve krizi siyasi mücadelenin sertleştirilmesi için bir fırsat olarak ele almayıp, iktidarı krizden sağ salim çıkarmak için tavsiyelerde bulunan “muhalefet”in yardımı ile bu krizi de iktidardaki gücünü kaybetmeden atlatabilir.

AKP, bunu başarabilirse, yönetme yeteneğinden değil, bir defa daha muhalefetin beceriksizliğinden başaracaktır.

Demokrasi güçleri, bütün güçleri ile halka gerçekleri anlatmalıdır. Ellerinde sadece bir iki gazete ve bir iki televizyon ile sosyal medya kalsa da yüz yüze propaganda ile bu iş başarılabilir. Hatta, belki de yüz yüze propaganda ile bu iş daha iyi yapılır.

Türkiye’nin ne kadar dış borcu var. Bunun ne kadarını bu sene ödeyecek. Borç olarak alınan paralar nasıl harcandı, kimlere aktarıldı. Yolsuzluklar. Adam kayırmalar. Krizin muhtemel sonuçları vs.vs. Halka anlatılabildiğinde AKP’nin propaganda makinasının gücü kırılıp muhalefet cephesi büyütülebilecek, bu kriz AKP’nin son krizi olacaktır.

Evrensel'i Takip Et