Her soruya yanıt verme, her fırsatı değerlendirme zamanı
Fotoğraf: Envato
Evrensel okumayan işçiler, “yandaş” ve “yancı” meydanının onlarca gazetesinde ve sayısız TV kanalında; doların 7 TL’ye yükselmesinde simgelenen “kriz alametleri”nin nedeni olarak; ABD başta olmak üzere “Türkiye’nin düşmanı dış güçlerin” Türkiye’ye “ekonomik savaş” açtığını okuyorlar, dinliyorlar. Burada da kalınmıyor elbette, asıl amaca geliniyor: “Bu saldırının yarattığı tahribatı tamir etmek” için “herkesin fedakarlık yapması gerektiği” propaganda ediliyor. Göbels’ten beri geliştirilen “kara propaganda”nın bütün imkanları devreye sokuluyor. Şoven milliyetçilik, din istismarcılığı, olup biteni çarpıtma, yalan, karalama... en küçük bir kaygıya kapılmadan kullanılıyor.
Kuşkusuz bu kampanya işçiler, emekçiler arasında da etkili oluyor ve işçilerin önemli bir kesimi, “kara propaganda”nın iddialarına gözü kapalı inanıyor. Nitekim bu durum, gazetemize işyerlerinden yapılan haberlerde de yansıyor.
Ancak bu, gerçeğin sadece yarısı! Tersine kara propagandanın arkasındaki büyük medya ve devlet gücüne karşın, bugüne kadar mücadele içinde yer almış, işçi hareketinde bir kıpırdanma olduğunda işçi çoğunluğunun gözüne baktığı işçilerin, olup bitenin farkında oluğu da bir gerçek.
Bunu da yine işyerlerinden yapılan haberlerde, işçi mektuplarında görüyoruz.
Nitekim Pazar günü gazetemizde çıkan ve Mehmet Türkmen’in Gaziantep’in başlıca büyük tekstil fabrikalarında ve çok sayıda orta büklükte fabrikanın işçileriyle konuşarak yaptığı ayrıntılı haberde işçilerin içinde bulundukları ikircikli durum açıkça görülüyor.
Yine aynı gün gazetemizde çıkan Tuncay Sağıroğlu’nun Trakya’dan Termo Teknik fabrikası işçileriyle konuşarak yaptığı haberde de işçilerin üyesi oldukları Çelik-İş Sendikası Genel Başkanı’nın işçilere yaptığı, “Dolarınızı, altınlarınızı bozdurun. Hepimiz fedakarlık yapmalıyız. Hepimiz aynı gemideyiz” çağrısı karşısındaki tepkileri, “Krizin faturasını biz ödemeyeceğiz. Krizin faturasını krizi çıkaranlar ödesin” tutumları son derece önemlidir.
Yine dün gazetemizde çıkan, Kenan Çetin'in İzmir-Buca temizlik işçileriyle görüşerek yaptıkları haber, işçilerin olup bitenden bihaber olmadıkları gibi, sessiz kalmayacaklarının da göstergesidir.
İşçiler içinde AKP ve MHP’nin hayli etkin olması, medya ve devletin olanaklarını kullanarak yürüttükleri kara propagandanın etkisi dikkate alındığında bugün krizin nedeni ve kime fatura edilmesi gerektiği konusunda işçilerin çoğunluğunun kafasının karışık olmasının şaşırtıcı bir yanı yoktur. Eğer tersi olsaydı, çok şaşırtıcı olurdu!
Dahası burada asıl önemli olan, şimdilik azınlıkta olsa da olup bitenin farkında olan bir işçi kümesinin pek çok işyerinde olmasıdır.
Bu yüzden de bu tabloya bakınca; bugün olup bitenin farkında olan işçilerin, kamu emekçilerinin, her sendika ve kademeden mücadeleci sendikacıların, sınıf partisi ve emek mücadelesinden yana herkesin iki önemli görevinin olduğu anlaşılmaktadır.
1) Erdoğan-AKP hükümetlerinin bu krizi adım adım nasıl hazırladığını, hangi sınıfın ve hangi dış güçlerin çıkarı doğrultusundaki ekonomik politikalarının böyle bir krize yol açtığını, “dış düşman”, “bize ekonomik savaş açtılar” dedikleri güçlerle işbirliği içinde ülkeyi nasıl yağmaladıklarını... her işyerinde işçilerin ana kitlesi içinde tartışmaya açmak, bu tartışmada ortaya çıkan sorulara açık ve net yanıtlar vermek, mücadelenin ilerlemesinin belirleyicisi haline gelmiştir.
2) Krizin faturasını reddeden ve “kriz kimin çıkarı uğruna çıkarılmışsa faturayı da onların ödemesi” için öne çıkan işçi kesimlerinin, bir mücadele gücü olarak birleştirilmesi hayati önemdedir. Örneğin bugün; “asgari ücret başta olmak üzere bütün ücretlerin yeni koşullara göre, işçilerin kayıplarını giderecek biçimde güncellenmesi”, “Kriz bahanesiyle işten çıkarmaların yasaklanması”... gibi talepler de öne sürülerek mücadelenin örgütlenmesi, işçi hareketinin ilerlemesi için olmazsa olmaz bir önem kazanmıştır.
Şimdi zaman, her soruya açık ve net yanıt verme, her fırsatı değerlendirerek işçileri, emekçileri birleştirme zamanıdır.
- Metal TİS'i ve bir kez daha sendika bürokrasisine karşı mücadele sorunu 08 Şubat 2020 00:08
- Şimdi gözler 5 Şubat’ta başlayacak metal grevinde! 31 Ocak 2020 00:12
- Grev komiteleri etrafında örgütlenme günleri 25 Ocak 2020 00:30
- Örgütsüzlük bir işçi sağlığı sorunudur! 22 Ocak 2020 00:21
- Şimdi zaman, gerçek bir grev için birleşme zamanıdır 18 Ocak 2020 00:00
- Din ve milliyetçilik istismarcılığı artık eskisi kadar etkili değil 15 Ocak 2020 00:40
- İşçiler siyasetle uğraşmadan kazanılmış haklarını bile savunamaz! 07 Ocak 2020 23:31
- İşçiler, iki 2020’den birini tercih edebilir! 03 Ocak 2020 00:29
- 2021 asgari ücretinde de aynı oyun sahnelenmesin diyorsak... 28 Aralık 2019 00:45
- "Asgari ücret"te bu yıl da aynı oyun sahnede! 21 Aralık 2019 00:36
- Ya işçiler devreye girerek kazanacak ya da hiçbir şey! 14 Aralık 2019 00:42
- MESS’in TİS’i YHK’ye götürmesi önlenmek isteniyorsa... 11 Aralık 2019 00:45