Kurucu ve kurulacak paradigmalar savaşı: Malazgirt veya Afyon Kocatepe
Fotoğraf: Envato
Üniversite yerleşkesinde öğle saatlerinde klimaların daraltmasından biraz uzaklaşmak üzere kantinin önündeki Seyhan Baraj Gölüne bakan açık alana oturmuş birer çay eşliğinde bir hocamla sohbet ediyoruz. Kantini bir anne baba birlikte işletiyorlar, üç yaşlarında kızları var. Oyuncağını alıyor, yanımıza geliyor:
“Oynayalım mı?”
“Daha sonra oynarız.”
"Niye?”
“Şimdi bu amcayla bir konu konuşuyoruz.”
“Niye?”
“İnsan yaşadıklarını anlamaya çalışıyor.”
“Niye?”
“Bu elindeki ne?” diye ben takılıyorum bu kez.
“Oyuncak.”
“Oyuncak nedir?”
…
Oyuncak nedir, oyuncağı kim yaptı, oyuncakla ne yapılır, oyun mu oynanır, gerçekten oyun var mı, varsa neden var, kurucuları kim, kuralları nasıl oluştu, kim koydu bu kuralları, oyuncuları kim, niye oyun oynanır, oyun ne işe yarar?
Bazı oyunlar niye unutulur, bazı oyunlar niye sürer, yenileri neden nasıl oluşur?
Üç yaşındaki çocuk “oyun oynamayı niye istiyor”, gerçekten bir “irade” mi gösteriyor, oyun oynayarak ne yapmış oluyor, hangi duygularını karşılıyor, farkında olarak veya çoğu kez farkında olmayarak neler öğreniyor? Çocukla oynamayarak, oyuna girmeyerek iyilik mi kötülük mü yapmış oluyoruz çocuğa? Hangi oyunları oynatmalıyız? Bu oynanacak oyunlara ve oyunda kullanılacak oyuncaklara bizler mi karar vermeliyiz? Kim nasıl karar vermeli?
Körpecik bedenler, Malazgirt’te, Kocatepe’de neden toprağa düştüler?
Kim kime karşı neden niçin savaştı? Farkında mıydılar niye birbirlerinin canlarına kıydıklarının?
Aradan yüzlerce binlerce yıl geçmesine rağmen, neden bu günler anılıyor, niye anılıyor?
Bu günler anılıyor da bugünlerin, bu savaş ve kıyımların karşılıklı birbirlerine neden yapıldığını soruyor muyuz? Ardı yok da biz mi ardını soruyoruz? Önü var mı? Niye olup bitmiş bazı olayları tekrar tekrar hatırlatıyoruz, bazılarını unutturmaya çalışıyoruz?
“Niye?”
…
Malazgirt’e yüz tonlarca benzin yakılarak kafile kafile başkanlar, generaller taşınıyor. On binlerce koruma eşlik ediyor kafilelere. Saray da yapılacakmış. Kocatepe’den gösteri uçakları geçiyor, renk renk duman bırakarak arkalarında. Sorun nedir? Bunların anlam ve önemi nedir? Tarih bilinçli mi yapılır, iradi mi yoksa ne olacaksa öyle olup giden bir şey mi, yapısal olan kendini mi ortaya koyuyor da insan olan basit birer figüran mı? Hem tarih bizi yapıyor hem tarihi biz mi yapıyoruz? Yaptığımız tarih nasıl bir tarih?
Malazgirt, Fatih, Yavuz Sultan, II. Mahmud, II. Abdülhamid, Afyon Kocatepe, Atatürk, Menderes, Erdoğan… bunların her biri bazı ortak ve bazı farklı sembolleştirmeler, anlamlar içeriyor.
Olan oldu ama biz bu olan bitenleri rahat bırakmıyoruz, buna imkan da yok, şimdi biz bu olanlardan bugüne ve geleceğe dair bazı temeller ve anlamlar kuruyoruz.
Oyun devam ediyor.
...
Sorulara dönersek; “kim kurtardı?” veya “kim batırdı?” sorusu “ne iyi” veya “ne kötü” sorusunu barındırıyor. Bunlar toplanıyor “neyi model alacağız, nasıl bir millet ve toplum olacağız” sorusuna dayanıyor, geçmiş bugün üzerinden geleceğe bağlanıyor.
Sahi kim batırdı, batırıyor, batıracak? Kim kurtardı, kurtarıyor, kurtaracak? Dinciler, dindarlar, İslamcılar, Osmanlıcılar, Müslümanlar, imamlar, Turancılar, Türkçüler, Türkler, Müslüman Turancılar (Türk-İslamcılar), Kürtçüler, Kürtler, aydınlanmacılar, hümanistler, pozitivistler, bilim kişileri, öğretmenler, Cumhuriyetçiler, Kemalistler, dinsizler, komünistler, ateistler, kapitalistler, emperyalistler, NATO, Rusya… ırk, cins, din, iman, bilim, felsefe, sanat, üretim, tüketim… kim veya ne?
II.Abdülhamid mi batırdı, Atatürk mü? Erdoğan mı batırıyor okumuş yazmışlar mı, müteahhitler mi işçiler mi? Kim kurtaracak?
Bu batış veya kurtuluşta Malazgirt’in, Afyon Kocatepe’nin, her birimizin yeri ve rolü nedir?
Üç yaşındaki kız safça ve ısrarla soruyor: “Niye?”
Kızarak, korkutarak, kalıp cevaplar vererek durduruyoruz çocuğu, “durarak” bize “yetişiyor”. En çok durduranlar ne, ilerletici olanlar ne?
- İsrail ve Suriye örneğinde bilimin ve bilimsel eğitimin anlamı ve önemi üzerine 13 Aralık 2024 04:40
- MEB açık öğretim okulları istatistiklerinde bir gariplik mi var? 29 Kasım 2024 04:15
- AKP'nin eğitim ve bütçeleme anlayışı: Lime lime ayrıştırmanın, imam hatipleştirmenin, metalaştırmanın, peşkeş çekmenin binbir türü 15 Kasım 2024 04:43
- Cumhuriyetin 101. yılında rüya, yurttaşlık ve ana dillerinde eğitim meselesi 01 Kasım 2024 04:26
- Üniversite nedir? Araştırma ve bilgi nedir? Kariyer yapmaktan/ uzmanlık bilgisinden farkı nedir? 18 Ekim 2024 04:42
- Akademinin yeri ve değeri: 207 üniversite bir 'muhabir Rüya' eder mi? 11 Ekim 2024 04:43
- MEB istatistiklerinin gör dediği açlık, dayatma ve niteliksizlik 04 Ekim 2024 04:50
- Türk Psikologlar Derneğinin Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline dair görüşü: Eğitim değil eğitimi ihlal modeli 27 Eylül 2024 04:42
- AKP ve MEB’in büyük mahareti: Bağnazlığı ve emek sömürüsünü sürdürmeye diplomalı çözüm 20 Eylül 2024 04:15
- Aileler çocuklarını MEB’den kurtarmaya çalışıyor: MEB eğitime, çocuklara, topluma zararlı hale mi geldi? 13 Eylül 2024 04:42
- Eğitimin sorunlarından öğretmenler ve müdür yardımcıları da mağdur 06 Eylül 2024 04:41
- Atamaların değeri değersizleştirilmesi üzerine 30 Ağustos 2024 04:44