2 Eylül 2018

Saçmalamanın sınırı yoktur

Yıllar önce sahneye çıkardı ve ben onu sempatik bulurdum; müzik bilgisi edinir de çok çalışırsa ve bir de ilgi alanına ciddi okumaları koyarsa oldukça iyi bir şarkıcı olacağını düşünürdüm. O günlerdeki yaşama ilişkin tercihleri tartışılırdı; tercihlerinin onu bıçak sırtında ilerlemeye mahkûm ettiğini düşünsem de, başkalarıyla, örneğin eşimle, sohbetlerimizde hiç tanımadığım halde, nedendir bilmem, desteklerdim. Sonra ben adını duymaz oldum; ‘bıçak sırtından olumsuzluklar yönüne kaykıldı’ herhalde diye üzüldüm.

Sonra, yeniden adı duyulur oldu; ‘bıçak sırtında yeniden dikildi sanırım’ dedim, sevindim. Tercihleri değişmiş miydi, tercihlerini dilediği gibi yaşayabileceği donanıma kavuşmuş muydu, öğrenebilme olanağım olmadı, niye olsun ki, ama dediğim gibi sevindim.

Derken, evrim bilimin derinliklerinde sanılsalar da  bulundukları yerden bizlere bakan bilgileri, olguları, gerçekleri araştıran, deneyler geliştiren, bulduklarını sistemleştirip bizlere aktaran, ‘bilim’ dediğimiz merak alanında yıllarını ve yıllarını geçiren, hatta belki keyifli anlarında, bıçak sırtı yolcusu şarkıcının müziğinden diline dolanmış bir melodiyi gelişigüzel mırıldanan bilim insanlarını, cehaleti nedeniyle küçümsediğini bile anlamadan küçümseyen sanatçının bıçak sırtında yeniden dikilmediğine, bıçak sırtından kaykıldığı olumsuzluklar yönünde kendini daha da diplere göçerttiğine tanık oldum.

İçim burkuldu.

Olan olmuştu; merak bu ya, bıçak sırtından kaykıldığı olumsuzluklar yönünde şarkı söylemeye çabalarken ne gibi fikirleri de biriktirmiş olabilir acaba diye düşündüm. Son günlerde büyük bir özveri, özgüven ve öz kültürüyle yazdığı her biri bir cümle, yedi fikir demetinden oluşan tweet çeşitlemelerini okudum; okuduklarım içinde ‘tek’ olanları ayıklayarak vakit geçirdim.

Tek doğru : “…Onun (Darwin’in-Darwin’i doğru yazmış) zamanında bilim bu kadar ileride değildi”

Tek ‘idrardan karakter tahlili’ bir ifade: “Darwin yaşasaydı evrimi reddederdi”

Tek samimi üzüntü: “Ne bilsin zavallı” (Yaşadığı dönemde bilim bugünkü kadar ilerlemiş

olmadığı için o günlerde doğruyu bulamayan Darwin’e acıyor)

Tek anlamsız ifade: “Valla tırnağım taşa değmesin, düşmanım olanlar baka baka kahrolsunlar inşallah, amin”

Tek meydan okuyan ifade: “Evrime inanmıyorum, zorla mı inandıracaksınız”

Tek kibarca küçük görme ifadesi: “küfürleriniz, hakaretleriniz size aittir, modern cahiller”

Tek dini tavsiye: “Kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur”

Tek bilgisizliği itiraf ifadesi: “Allah her şeyi 1 damla sudan istediği biçimde ve türde sayısız yaratmıştır, gerisi beni ilgilendirmiyor”

Tek düşünce özgürlüğüne saygı ifadesi: “herkesin fikri kendine”

Tek ayırımcılığa övgü ifadesi: “Hepimiz aynı türden gelmiyoruz, ben sizinle aynı türden gelmiyorum”

Tek ‘taşı gediğine koyan’ ifade: “evet ben çamurdan yaratıldım, bu sizin niye gücünüze gidiyor anlamıyorum (…) sizin maymunluğunuzdan mutlu olmanız beni rahatsız etmiyor.

Tek mutluluk ifadesi “ben mutluyum çamurluğumdan” (çamurdan yaratılmış olmaktan demek istiyor)

Yazımın ana fikri: Boşalan yer boş kalmaz, dolar ya da doldurulur. Kendilerini insandan, atalarını maymundan sayan, ataları bir kendileri bin bir,  türdeşlere karşı amansız fikri mücadele verdiklerini iddia eden grup üyelerinin onlarcasını, yüzlercesini tutuklayıp hapse atarsanız, onların mücadele bayrağını bıçak sırtı serüvencisi çamurdan mamul sanatçımız doldurur.

Bilim, onun yaşadığı dönemde de  bugünkü kadar gelişmiş olsaydı, Darwin, “durdurun şu evrimi; insana evrilmek istemeyen maymunlar var’ der miydi?

Evrensel'i Takip Et