Yerel seçimler - 2
Fotoğraf: Envato
İlkokul günlerindeyken bana “iş dallarını ( meslekleri) say” deselerdi kaç iş dalı sayabilirdim ki… O çağlarda Denizli’de, her biri bir elin parmaklarının sayısını geçmeyen doktor, avukat, öğretmen, subay dışında, fırıncı, bakkal (iğneden ipliğe her şey bulunurdu “hafız amca” nın dükkanında, kağıt da, helva da) berber, imam, müezzin şimdi usuma düşenler. Oysa Denizli seçilmiş bir kent idi. Lisesi (büyük mektep denirdi) vardı. Başka kentlerden de okumaya oraya gelirlerdi.
Yukarıda saydıklarımın dışında ayrıca, kent içinde faytoncular vardı. Tek atlı, tahta kasalı, iki tekerlekli arabalarla taşımacılık yapılırdı. Yine tahta kasalı, burunlu otobüsler vardı. Sanki kamyondan bozmaydılar…
Çarşıda, manifaturacılar, ayakkabıcılar… (Ayağınızın ölçüsüne göre ayakkabı dikenler, İzmir’ den getirtilen hazır ayakkabıları satanlar olarak iki türlüydüler. Birinciler onarım da yaparlardı…) Şu iş dallarını da sayabiliyorum: Terziler… (içlerinde kumaş da satanlar vardı. Onlara da tüccar terzi denilirdi.) Fırıncılar… (Pide de yaparlardı…) Kebapçılar, kestaneciler… Leblebi, kuru üzüm, fındık, fıstık, ceviz satan çerezciler… Zahireciler, urgancılar, demirciler, bakırcılar, tenekeciler, sobacılar, marangozlar… Bunlar şimdi usuma düşüverenler…
Bunlar için bir eğitim gerekmiyordu. Bu işlere çırak olarak girilirdi. Bir ustanın yanında onlar da ustalaşırlardı. Okumayan çocuk “seni ustaya veririz” diye korkutulurdu.
Saydıklarım dışında yukarıda da değindiğim gibi,doktor vardı, avukat vardı… Bunların sayısı da bir elin parmaklarının sayısını geçmezdi… Mühendisler vardı. Mimar nedir bilmezdik. Belki de mühendisler bile bilmezlerdi. ( Sonradan İTÜ de okumuş, şimdilerde 95 ya da üstündeki yaşlarda olan ağabeylerimizden biliyorum bunu.)
İlk mühendislik işliği geçici olarak açılmıştı. Tasarımını, ardından uygulamasını üstlenmiş oldukları yolları, su kanallarını yapmak için gelmişlerdi mühendisler. Çalıştıkları işliğin önünden yolumuzu geçirir, pencerelerden içeri bakarak ne yaptıklarını görmeğe çalışırdık.
Gülüyorsunuz belki de…
En önemli kişiler öğretmenlerimizdi. Bir de subaylar…
İmam da, müezzin de bir iş dalında çalışırlardı. Onların örneğin devletten, belediyeden ya da başka bir kamu kuruluşundan aylık almaları alışılmış bir şey değildi. Yoksa papazlara benzerler diye düşünülürdü sanıyorum.
Bütün bunları neden anlattım?
Bugün en az ellinin üzerinde iş dalı sayabiliyorsak, çocuklarımız bu geniş açıyı algılayabilmelidirler. Bundan da önemlisi, kendi iş dallarını bütünün içinde, bütün öteki dallarla ilişkilerinin bilincinde düşünebilmelidirler.
(sürecek)
- Vedat Günyol/İnsancılık -5- 22 Mart 2020 20:39
- Vedat Günyol/İnsancılık -4- 22 Mart 2020 20:40
- Vedat Günyol/ İnsancılık-3- 15 Mart 2020 19:30
- Vedat Günyol / İnsancılık -2- 09 Mart 2020 00:00
- Vedat Günyol / İnsancılık 02 Mart 2020 00:01
- İçin aydınlığı 24 Şubat 2020 00:00
- Süreklilik 16 Şubat 2020 23:30
- Yetmiş beş yıl sonra soykırım 09 Şubat 2020 22:35
- Yine deprem 02 Şubat 2020 22:30
- 25 Ocak 2020 (Bir gün sonra) 27 Ocak 2020 00:05
- Eğitim eğitim eğitim 19 Ocak 2020 22:47
- 24 Aralık 2019/Bruno Taut'un ölüm yıldönümü 13 Ocak 2020 00:08