Saray'dan bir mektup gelse yayımlar mıydınız?
Fotoğraf: Envato
Varsayalım büyük bir gazetede editörsünüz. Sabah işe geldiniz masanızda bir zarf. Açtınız. Saray’ın danışmanlarından biri tarafından kaleme alınmış, içeride bir grup olarak başkana direndiklerini, o gidene kadar kendilerini onun kötü eğilimlerini engellemeye ve demokratik kurumların korunmasına adadıklarını yazıyor. Türkiye’de olduğunuz için muhtemelen mektubu yırtar, parçaları yakar, külleri gömer, üstüne de kireç dökerdiniz. Zira, değil mektubun içeriği hakkında haber yapmak, ortaya çıkarsa, onu getiren postacının kardeşinin bakkalından alışveriş yapmanız dahi darbeye karışmak suçuyla aylarca hapiste kalmanıza neden olabilir.
Neyse ki olay burada değil Amerika Birleşik Devletleri’nde geçiyor. Trump’ın ekibinden olduğunu söyleyen üst düzey bir yetkilinin, ismini vermeden, yazdığı makale geçen hafta New York Times gazetesinin yorum (op-ed) sayfasında yayımlandı. Makalenin dilinden yazarın kendisini isimsiz bir kahraman olarak sunduğu açık, esas sorunun Trump’ın “ahlaksızlığı” olduğunu en baştan ortaya koyuyor, ardından özellikle dış politikadaki dengesizliklerini, dakikalar içinde değişen fikirlerini hale yola koymak için nasıl canla başla mücadele ettiklerini anlatıyor. Yazar Beyaz Ev’de ikili bir başkanlık olduğunu açıklıyor ancak kendilerinin derin devlet olmadığını amaçlarının devletin istikrarını korumak olduğunu vurguluyor. Nitekim, Anayasa’nın 25. maddesine dayanarak başkanın azledilmesinin de gündeme geldiğini ancak kimsenin anayasal bir krize sebebiyet vermek istemediğini de belirtiyor. Beyaz Ev’de devleti her şeyin önünde tutanların sessiz bir direnişte olduğunu müjdeliyor fakat makaleyi esas değişimin vatandaşların bir kişinin lehine olan etiketleri sıyırıp atmasıyla gerçekleşeceğini söyleyerek bitiriyor. Benzetmek gibi olmasın bana tonu itibariyle biraz Fuat Avni’nin “korkma titre” diye biten tweet’lerini hatırlattı.
Muhtemelen birkaç yıl sonra izleyeceğimiz bir Hollywood filminde,yazı işleri müdürü, yorum editörünü çağırıp içeriye bakan penceredeki jaluziyi kapattıktan sonra makaleyi önüne atacak viskisinden bir yudum alıp buraya yazmamın ayıp kaçacağı bir fiille “Bizi halk düşmanı ilan eden o aptal şişkonun işi bitmek üzere” diyecek. Olay ABD’de geçince yazmak ne kadar kolay oluyor, gözünü sevdiğimin ifade özgürlüğü. Araya kısa bir anekdot sıkıştırayım, yıllar önce bir grup yabancı temsilciyle bir partinin yetkili ismiyle görüşmüştük. Basın özgürlüğünün sonuna kadar arkasında olduklarını söylemişti. Bir arkadaşımız da sınırları anlamak için “Örneğin bizde başkana /başbakana aptal (idiot) demek ifade özgürlüğüdür” demiş karşılığında Türkçe öyle bir dil ki burada aptal deyince bambaşka bir anlama geliyor cevabını almıştı.
HALK DÜŞMANI İLAN EDİLEN GAZETECİLERİN DİLEMMASI
Trump’ın ekibinden olduğunu söyleyen yetkilinin makalesi ABD’de ciddi bir gündem yarattı. New York Times, üst düzey yetkilinin işinin tehlikeye gireceği gerekçesiyle ismini açıklamadıklarını ifade etti. Ertesi gün Times’ın Sözcüsü Eileen Murphy makaleyi yayımlamaktan gurur duyduklarını ilan etti, gerekçesi okurların içeride nelerin döndüğünü bilme hakkıydı. Tartışma halen New York Times’ın darbeciliği değil makalenin yazarının kim olduğunu üzerinde ilerliyor, kimsenin evi basılmış ve kimse gözaltına alınmış değil. Trump yazarı hain, New York Times’ı korkak ilan etti. Melania Trump, Javanka (Jared Kushner – Ivanka Trump) dahil 12 kişi şüpheli konumunda, hepsi inkar ettiler. Melania Trump bu bir sabotajdır dedi.Metinde geçen “çobanyıldızı” sözcüğü nedeniyle en baş şüpheli Mike Pence, durumu rezillik olarak nitelendirirken hem yazarı hem de ABD’deki gazeteciliği hedef aldı. Beyaz Ev basın sözcüsü Sarah Sanders telefonunu vererek vatandaşlardan gazeteyi arayıp makalenin yazarını sormalarını istedi. Senator Rand Paul olası şüphelilerin yalan makinesine bağlanarak ifadesinin alınması gerektiğini önerdi.
Gazete içinde de durum karışık, muhabirler hazırlıksız yakalandı. Yorum departmanı bağımsız ve görünen o ki üst düzey yetkilinin kimliğini çalışma arkadaşlarından dahi gizliyorlar. Deneyimli Pentagon Muhabiri Helene Cooper “Bunu neden yapıyoruz diye çok düşündüm” diyor. Yorum sayfalarında daha önce isimsiz makaleler yayımlanmış ancak yazarları Suriyeliler ya da isimleri açıklansa hayatı tehlikeye girebilecek göçmenler, böylesine ilk kez rastlanıyor. Gazete çalışanları gazeteyi açıktan eleştirmeye çekiniyorlar, benim konuyla ilgili ne diyeceğini merak ettiğim gazeteci ve akademisyenler de sessizliğini koruyor. Yazarı kimliğini açıklasa gazeteciler büyük bir yükten kurtulacak, ayrıca belki ülkenin bir kısmı aradığı “kahramana” kavuşacak.
Yaşananları Nixon dönemine, yazarı da Watergate skandalındaki “Derin Gırtlak”a benzetenler var. Ancak unutmamak gerekir ki Derin Gırtlak gerçekten kimsenin bilmediği bir dinleme skandalını ifşa etmiş, Nixon başta dirense de sonunda istifa etmek zorunda kalmıştı. Bu olayda böyle bir ifşaat olup olmadığı tartışmalı. Üst düzey yetkilinin yazdıkları ABD’nin ötesinde Türkiye kamuoyunda dahi bilinen şeyler. Geçen yıl yayımlanan Michael Wolff imzalı “Ateş ve Öfke: Trump Beyaz Sarayı’nın İçyüzü” Doğan Kitap tarafından yayımlanmıştı) kitabında bunların bir kısmı anlatılmaktaydı. Geçen hafta başında Watergate kahramanlarından Bob Woodward’ın çok yakında yayımlanacak Beyaz Ev çalışanlarıyla yaptığı görüşmelerden oluşan Fear (Korku) kitabının Washington Post sayfalarında alıntılanan bölümleri çok daha fazlasını içeriyor. Trump şu ara kitabın tamamen kurgu olduğunu söylemeye doyamıyor.
Böylesi içeriden bir ifşaat basın özgürlüğünün olduğu bir ülkede hangi editörün önüne gelse kalp atışlarını hızlandırırdı. Ancak burada haber değeri taşıyan makalede anlatılanlar değil yazarının ifade ettiği üzere Beyaz Ev’de ülkeyi Trump’tan korumaya ant içmiş vatansever bir grubun varlığı. Baştaki varsayıma dönelim (Gazetecinin devleti kollamak gibi bir görevi olduğuna dair yanlış inancı dışarıda bırakarak) siz olsaydınız bu makaleyi yorum sayfanızda olduğu gibi yayımlar mıydınız ya da bu heyecan verici ifşaatı sayfalarınıza nasıl taşırdınız?
- Magazin asla sadece magazin değildir 15 Ocak 2025 05:01
- 2024 biterken… 31 Aralık 2024 06:15
- Erişilebilirlik, eşitlik ve yoksulluk mücadelesi 17 Aralık 2024 06:21
- Haberin telifi meselesi 03 Aralık 2024 06:30
- Marx’ın vampirleri ve medyanın yeni sermayedarları 26 Kasım 2024 06:48
- Gazetecileri yargıdan kim koruyacak? 18 Kasım 2024 04:30
- Etki ajanlığı: Muhalefet 'casusluk' sayılacak 12 Kasım 2024 05:00
- Etki ajanlığı: Tek yasayla çok yasak 05 Kasım 2024 05:02
- ‘Cesur Yeni Dünya’nın çocukları 13 Ekim 2024 04:22
- “Sınır hattı çok sıcak” 06 Ekim 2024 04:42
- Medya bir çocuğa kanat takıp ağladı, diğerini çöpe attı 29 Eylül 2024 05:05
- Narin’in kanatlarından melek olmaya çabalamak 15 Eylül 2024 04:53