Gerçek partiler üstücülük

Şu anda ABD’de en çok yapılan çağrı partiler üstü olma çağrısı. Ülkenin iki devlet partisi, Cumhuriyetçiler ve Demokratlar, iş birliklerini yapacakları ya da yapmayacakları şeyleri beraber belirlemek şeklinde anladıklarından, onlar için bu çağrı çok önemli. Kurumsal medya ve entelektüel çevrelerin bütün elitlerinin katıldığı partiler üstülük çağrısında, bugünkü ABD politikasının dürüstlükten uzak olduğu şikayetinde bulunuluyor. Bu gerçek hayatta nasıl görülüyor: Neredeyse yalvarma şeklindeki bir çağrıda politikacılardan sağduyulu davranmaları isteniyor. Bu çağrının ardında, partilerin onlara para veren, bağışta bulunanların (zenginlerin) lehine tavır almaları, onların ülkenin zenginliğinin daha fazlasını gasbetmesini garanti etmeleri yatıyor. Nihayetinde bu, fakirlere, muha-liflere, göçmenlere ve tüm ezilenlere karşı savaşın yoğunlaştırılması anlamına geliyor.

Zengin seçkinler halkın fikir birliği içinde olmamasını, ufacık şeyler için birbirine düşürülmesini, bölünmesini hep sevdiler. Farklı etnik, yaş ve dil gruplarının yanı sıra toplum içindeki statüye göre bölünmeler, işçilerin gerçek düşmanı görmeyip birbiriyle boğuşmasını sağlamak için istismar edildi. Egemenler sınıf üstünlüklerini garanti etmek için ezilenlerin birbirlerinden duydukları korkuyu beslediler, besliyorlar.

Bu bize bugün Trumpizm tarafından da verilen derstir. Ama bu sadece ABD Başkanı Donald Trump’ın sürdürdüğü bir politika değil. Trump’ın ırkçı korku yayarak Meksika sınırı boyunca bir duvar yapımı politikasını reddedenlere 23 Nisan 2006’da Daily News gazetesinde yayımlanan bir makaleyi hatırlatalım. Makalede dönemin ABD sena-törü Hillary Clinton Meksika sınırına bağlı olarak; “Bir duvara ihtiyacımız var” açıklamasını yapmıştı.

Bu ve birçok örnek, göçmenlere ve mültecilere karşı savaşın partilerüstü bir şekilde yürütüldüğünü göstermektedir. ABD’nin iki partili sisteminin her iki kesimi de, seçmenleri kendi taraflarına çekmek için aynı göçmen korkusunu kışkırtmakla ünlüdürler. Onların bu partilerüstü politikası bize 1994’te Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması NAFTA’yı “kazandırdı”. 1996’daki “Terörle Mücadele ve Etkili Ölümcül Penaltı Ceza Yasası” onlarla geldi. Daha 1882 yılında Çinli göçmenlerin göçünün engellenmesi için Çin’i Dışlama Eylemi yürürlüğe girdi. Daha fazla örnek gösterebiliriz. Bu nedenle sözü edilen partiler üstülük,  iktidar elitinin siyasi çakallarının parlak bir gülümseme ile bize sattıkları çıplak baskı ve saldırı ilanından başka bir şey değildir.