Hepsi manipülasyon!

Yeni yayımlanan “başkanlık” kararnamesini biliyorsunuz! Yalnız bunu öncekilerden ayıran önemli bir fark var. Bu Resmi Gazete’de yayınlanmadı, bağlayıcı olmaması için sadece sözle ilan edildi! Gaziler günü nedeniyle konuşan Erdoğan, “Kriz, mriz sakın inanmayın, bunlar manipülasyondur. Güçlenerek geleceğe yürüyoruz. Öyle AVM’lerde şurada burada manipülasyon yapanlara aldanmayın. Bu ülkede dolar ile avro ile kira mira yok. Bundan sonra Türk lirası geçer. Aksi takdirde bunun bedelini öderler. Burası Türkiye, ABD değil. Burada Türk lirasının hükmü vardır. Türk lirası ile mağazanı kiraya verirsin, alışverişini yaparsın” demiş.

16 yıllık iktidardan sonra bunların keşfedilmesi çok önemli! Kriz demenin adeta yasaklanmış olmasını bir yana bırakalım, demek ki bundan sonra “yap-işlet-devret” usulü yapılan köprü ve otoyollardan ücretler dolara endeksli olarak alınmayacak, şehir hastanelerinde verilen garantiler TL üzerinden olacak, dolar üzerinden dağıtılan arpalıklar TL’ye dönecek, döviz hesapları TL’ye çevrilecek, doların yükselmesi üzerinden yapılan zamlar geri alınacak, kriz var bahanesiyle işinden atılan işçiler işbaşı yapacak, konkordato ilan eden işletmeler normal çalışmaya başlayacak, döviz büroları TL alıp, TL satacak, Merkez Bankası danışıklı dövüş aldığı fahiş faiz kararlarını geri alacak, bankalar eriyen sermayelerinin risklerin kurtularak hiçbir şey yokmuş gibi yollarına devam edecek vb... vb !!…

Bunların birinin bile olacağına inanıyor musunuz? Yoksa bütün bu ödemeler güncel dolar kuru üzerinden hesaplanıp öyle mi yapılacak ve doların egemenliği örtü altından devam mı edecek? Kuşkusuz bir kısmı böyle olacak, diğerleri de “anlaşmaların ve ekonominin işleyişi gereği” eskisi gibi örtüye gerek kalmadan olduğu gibi devam edecek. Saray’da ABD’li patronlarla yapılan toplantıda onlara verilen güvenceler bunu açıkça gösteriyor. Halka söylenen ise “döviz hareketliliği” durduk yerde Trump’ın tweetleri ile patlayıverdi! Bu nedenle TL sene başından bu yana yüzde 40, geçen sene bu aya göre yüzde 90 civarında devalüe oluverdi! Ama ABD’li patronlara tümüyle başka şeyler söyleniyor ve ABD ile iş birliğinde kararlılık vurgulanıyor.

Ülkenin ekonomisini yakından takip eden ekonomistler, ekonomiyi dikkatle izleyen vatandaşlar biliyorlar ki bugün olup bitenlerin nedeni, öncesi bir yana bu iktidarın uyguladığı ekonomi politikaları ve bu politikaların emperyalist büyük devletler ve finans kuruluşlarının istekleri doğrultusunda belirlenmiş olmasıdır. Emperyalizme bağımlı kapitalist ekonomiler genellikle bu tür krizleri yaşarlar ve onlar için dönem dönem böyle krizlerden kurtuluş yolu hiç yoktur. Arada bir yolları kesilir ve iliklerine kadar soyulurlar. Sonra onlar için her şey yeni baştan, aynı şeyler bir daha yaşansın diye tekrar eder. Ülkenin neredeyse son 70 yıllık tarihi bunun örnekleriyle doludur. Bunların üzerine bir de 2008’de olduğu gibi kapitalist emperyalist sistemin genel krizleri eklenir.

Yine biliniyor ki genel olarak kapitalist ekonomilerin, özel olarak da bağımlı ülke ekonomilerinin emekçi halkı soymak, bağımlı ülkeleri yağmalamak üzere kurulmuş kendi işleyiş kuralları bulunuyor. Ne “başkanlık kararnameleri, ne eyy haykırışları bu ekonomilere yön veremiyor. Bu haykırışlarla ne dolar tepe taklak gidiyor, ne de enflasyon aşağı düşüyor. İşçi ve emekçi halk için tek bir yol açık kalıyor. O da krizin yükünü üstlenmemek için harekete geçmek. Son günlerde ortaya çıkan belirtiler, kriz derinleştikçe işçi ve emekçi halkın bu yolu tutacağının işaretlerini vermeye başladı.