27 Eylül 2018 00:59

Demek ki neymiş; ekonomide her şey güllük gülistanlıkmış!

Demek ki neymiş; ekonomide her şey güllük gülistanlıkmış!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Şu günlerde “borç para” bulmak için ülke ülke dolaşan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ile ekibi, Londra ve Berlin’den sonra dün de New York’taydı.

"Türkiye'nin Finansal Reformları ve Türk Ekonomisi" temalı konferansta konuşan Albayrak, en büyük Amerikan finans çevrelerinin temsilcilerine Türkiye’nin ne kadar “borç verilebilir bir ülke” olduğunu anlatmaya çalışmış.

New York’tan verilen haberlere göre Albayrak, yaptığı konuşmasında Türkiye’nin ekonomisinin çok sağlam temellere dayanmış olduğunu iddia ederken, sadece bankalara “soru işareti” koymuş. Eğer bankalarda sorun olursa ona da devletin müdahale edeceği sözünü vermiş! İhracatın ithalatı karşılama oranı, kamu, hane halkı ve özel sektörün borçlanma oranları, döviz borcu gibi alanlarda “spesifik hiçbir sorunu olmadığını” öne sürmüş!

DEMEK Kİ NEYMİŞ?

Hazine ve Maliye Bakanının çizdiği ekonomik tabloya bakınca şunları rahatça söyleyebiliriz:

- Demek ki, bir gün İstanbul’da, ertesi gün Berlin’de sonraki gün Londra’da önceki gün de New York’ta,... uluslararası finans kurumlarının temsilcileriyle toplantılar düzenleyip onlara Türkiye’de durumun ne kadar iyiye gittiğini, (bu aslında acilen sıcak paraya ihtiyacımız var demektir), birkaç ağızdan anlatmanın nedeni; ekonomide işlerin tıkırında olmasındanmış!

- Demek ki doların bir ay içinde dört liradan 7 liralara çıkması, şimdi 6,20’lerde diye sevinilmesi; Rahip Brunson serbest bırakılacak denince TL’nin bir anda 25 kuruş değer kazanıp, “yok galiba öyle değilmiş” haberiyle 25 kuruş düşmesi,... ekonomideki “tansiyon”un gayet yerinde olduğunun işaretiymiş!

- Demek ki, Yeni Ekonomik Programda, ekonominin küçüleceğini ilan ederek, faizlerin ve enflasyonunun büyük bir tehdit olduğunu söyleyip, sonra da kriz programı ilan etmek, ekonomin gidişatının çok iyi olmasından dolayıymış!

- Demek ki, önümüzdeki üç yıl içinde işsizliğin büyüyüp en az bir milyon işçinin daha işsiz kalacağını ilan etmek, ekonomimizin dünyadaki en iyi ekonomik göstergelere sahip olmasından dolayıymış!

- Demek ki, devletin bütün ihaleleri durdurması hatta ihalesi yapılan yatırımları bile askıya alması ekonomide her şeyin yolunda olmasındanmış!

- Demek ki, daha birkaç ay önce dünyanın en hızlı büyüyen ikinci ülkesiyiz diye övünülürken YEP’te büyümenin yüzde 2-3’lere çekilmesi, hatta “eksi büyüme” ilan edilmesi, ekonomide hiçbir sorunun olmamasından kaynaklanıyormuş!

- Demek ki, önceki gün Urfa’da 2 bin kişilik altı aylık “toplum yararına çalışma” diye adlandırılan  ama aslında sadece yerel seçimler için en yoksullara rüşvet olarak dağıtılan işe bile 32 bin kişinin başvurması, ülke ekonomisinde her şeyin yolunda olmasındanmış!

- Demek ki, patronların, “İşçilerimize ücret ödeyemiyoruz; ücretlerin yarısı İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılansın, yoksa işçileri işten çıkarcağız diye Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın kapısına dayanmaları ekonominin ne kadar iyi olduğunun göstergesiymiş!

- Demek ki, bugüne kadar her emekçinin sokulduğu ama isterse bir ay sonra çıkabildiği Bireysel Emeklilik Sistemi (BES)’ten, YEP’le birlikte üç yıl süreyle çıkılamayacak olunması, daha önce BES’ten çıkanların da yeniden zorunlu olarak BES’e sokulacağının ilan edilmesi, vatandaşın “tasarruf edecek parası”nın çok olmasındanmış!

- Demek ki, her gün 50-60 yıllık tanınmış firmaların konkordato kuyruğuna girmesi, işten çıkarmaların yaygınlaşması, ekonominin ne kadar iyiye gittiğinin göstergesiymiş!

- Demek ki uluslararası derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin krebilitesini düşürmelerinin nedeni sadece Türkiye düşmanlığındanmış; yoksa ekonomi maşallah turp gibiymiş!

BAKAN ALBAYRAK’A İNANSALARDI!

Eğer Bakan Albayrak’ın “Amerikalı iş adamları”na söyledikleri inandırıcı olsaydı; onların, şimdiye kadar Türkiye’ye borç verme ve yatırım yapma kuyruğuna girmiş olmaları gerekirdi. Ama ajanslara henüz böyle bir haber düşmedi! 

Albayrak’ın bu konuşması, “içeride” AKP fanatiği çevrelerden alkış alabilir. Ama bu konuşma New York’ta yapılınca elbette “Bakan büyüklere masallar anlatmış” demek bile az olur.

Çünkü dünyayı parmaklarında oynatan uluslararası tekellerin temsilcileri elbette ülkenin bakanın söylediklerine değil, raiting kuruluşlarına, kendi uzmanlarının değerlendirmelerine bakarak karar veriyorlar. Bu yüzden de yukarıda “demek ki” diye sıralanan sorunların her biri, aranan borcun faizini en yukarılara çekmenin, hatta borç vermeye hiç yanaşmamanın gerekçesidir.

Yani Hazine Bakanı böyle konuştu diye ne ekonomi gerçekten güllük gülistanlık oluyor, ne de uluslararası tekeller kesenin ağzını açıyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa