Krizin faturasını ödememe eğilimi güçleniyor

Patronlar krizi kendileri için fırsata çevirmek için adımlarını yoğunlaştırıyor. Ama işçiler de patronlara boyun eğmiyor, olağan zamanlardakinden daha sert karşılık veriyorlar.

DİSK/Genel-İş İzmir şubeleri bugün, “Krizin faturasını biz ödemeyeceğiz. Krizi çıkaranlar ödesin” çağrısıyla “yarım gün iş bırakarak” ve yapacakları mitingle tüm işçi ve emek kamuoyuna duyuracaklar. KESK’e bağlı BES ve Tüm Bel-Sen İzmir şubeleri başta olmak üzere KESK’e bağlı sendikaların İzmir şubeleri destek verecek.

Önceki gün gazetemize konuşan Türk-İş’e bağlı DERİTEKS, Sağlık-İş ve Tes-İş’in 1 No’lu şube başkanları da, Genel-İş İzmir şubelerinin çağrısına destek açıkladılar. Dahası Türk-İş’e bağlı şubelerin başkanları, Türk-İş ve bağlı sendikaları, krizin yükün reddetmek için mücadeleyi örgütlemek üzere harekete geçmeleri çağrısı yaptılar.

Öte yandan Aliağa PETKİM tesislerinde Azerbaycanlı patron, yıllardır her TİS’de yaptığı “esnek çalışma dayatmasını”, bu yıl fabrikanın bakım çalışmaları devam ederken yaptı. İşçileri ve sendikaları Petrol-İş’i esnek çalışmayı kabul etmedikleri taktirde “emekli işçileri getireceği”ni olmazsa “dışarıdan uzman ekipler” getirerek bakımı yaptıracağı tehdidini kullanarak işçileri “fazla mesai” düzenlemesi üstünden hizaya getirmek istedi. Ancak, PETKİM işçileri ve sendikaları Petrol-İş, patronun istekleri doğrultusunda değil, daha birkaç hafta önce patronun benzer bir girişimine karşı eyleme geçerek “esnek çalışma” saldırısını püskürten komşu tesis, TÜPRAŞ’ın işçilerinin izinden gideceğini gösterdi. Fabrika önünde önceki gün yapılan eylemle taleplerini dile getiren işçiler ve Petrol-İş’in Aliağa Şubesi yöneticileri, patronun isteklerini kabul etmeyeceklerini açıkça ilan ettiler.

Eskişehir’de beyaz eşya üretimi yapan Candy Hoover Euroasia’nın üç fabrikasından birisi olan Doruk’ta 16 sözleşmeli işçinin işten çıkarılması karşısında, bu işçilerin geri işe alınması ve kadro verilmesini isteyen, firmanın üç fabrikasında çalışan, Birleşik Metal-İş’e üye 1000 dolayında işçi, önceki gün iş bırakarak isteklerini tekrarladılar. Ve patronların geri adım atmaması durumunda eylemlerini daha da etkinleştirerek sürdüreceklerini açıkladılar.

Burada sözünü ettiklerimiz, son birkaç gündeki gelişmelerdir. Gazetemizi izleyenler işçiler, “kriz önlemleri” bahanesiyle “işten çıkarmalar”, “esnek çalışmayı meşrulaştırarak işçilerin çalışma koşullarını ağırlaştırma”, “zorla mesai”, “parasız mesai dayatmalar”, “ücretleri ödememe”,... gibi uygulamaların işçiler arasında huzursuzluğun artırdığını ama, mücadele isteğini de yaygınlaştırdığını söylemek yanlış olmaz.

Hele de işçilerin hareketlenmelerinin, konfederasyon ve sendikaların üst yönetimlerinin ilgisizliği, hatta patronlar lehine ilgi gösterdikleri dikkate karşın, bugün mücadelenin daha çok şubeler düzeyinde sendikacıların ve ileri işçilerin inisiyatif almasıyla gelişmesi, mücadelenin küçük adımlarla ayağa kalkıyor olması elbette ki çok kıymetlidir.

Toplam açısından bakıldığında;

İşçilerin birbirinden farklıymış görünen ama bir adım sonra birleşecek tepkilerini küçümsemeden, tersine her en küçük hareketlenmeyi bile etrafındaki emek mücadelesinin örgütlenmesinin dayanağı ve vesilesi yapmak,       

Sabırlı, sistemli ve istikrarlı bir biçimde gerçekleri açıklamak, krize karşı mücadelenin taleplerini emekçiler arasında tartışmaya açarak, ortak mücadele için çeşitli çevrelerin mücadelesini birleştirerek krizin yükünü reddetme talepleri etrafındaki mücadeleyi adım adım örgütlemek,

Küçük büyük, krizle ilişkisinin doğrudan ya da dolaylı olmasına bakmaksızın her hoşnutsuzluğu mücadeleyi bir adım daha ileriye götürmek için değerlendirmek, günün en önemli görevi olarak ortaya çıkmıştır.

İşçiler arasında krizin faturasın ödememe eğilimi güçlenmektedir. Bu eğilimi teşvik etmek, yaygınlaştırmak, örgütlü bir sınıf gücüne dönüştürmek de elbette ki en başta ileri işçi kesimlerine ve her kademeden mücadeleci sendikacılara düşmektedir.