10 Ekim davası, arkasındaki güçlerin açığa çıkmasına kadar sürecek
Fotoğraf: Envato
Bugün 10 Ekim, Ankara Katliamı’nın 3. yıl dönümü.
Katliamda yaşmanı yitiren 103 barış mücadelecisi, katliamın 3. yılında, mezarı Ankara’da bulunan Korkmaz Tedik, İdil Güneyi, Uygar Coşgun, Sevgi Öztekin ve Ali Kitapçı nezdinde anıldı.
Ankara dışında İstanbul, Adana, Dersim ve Amasya’da 10 Ekim katliamı lanetlenlenip hayatını kaybedenler anılırken, diğer illerde de bugün anma etkinlikleri yapılacak.
Ankara katliamı davasında, 3 Ekim günü verilen kararla en azından davanın ilk safhası tamamlanmıştı. Bu davada yargılanan 18 sanıktan 9’una 101 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis, diğer sanıklara da 20 yıla kadar hapis cezaları verilmişti.
‘BU DAVA BİTMEDİ’
Ancak, bu karar, protesto ile karşılandı. Protestoların nedeni, yargılanan IŞİD’li katillere verilen cezaların azlığı değil, istihbarat bilgilerini saklayarak, görevlerini ihmal ederek katillerin işlerini yapmalarının kolaylaştıran, onlara kol kanat gerer duruma gelen kamu görevlilerinin mahkemeye çıkarılmamasıydı. Çünkü mahkeme safhasında avukatların gayretleriyle ortaya çıkmıştı ki, eğer kamu görevlileri görevlerini yapmış olsalardı, katiller eylemlerini gerçekleştiremeyecekti. Hatta bazıları daha önce işledikleri saldırılar nedeniyle tutuklanacağı için, IŞİD Ankara katliamı için teşebbüs bile edemeyecekti!
Dahası dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, öteki yetkili siyasiler ve bürokratlar, mahkeme tarafından yargı önüne çıkarılması istenen kamu görevlilerinin mahkemeye çıkarılmasına engel oldukları için de “sıralı sorumlular”dır. Bu yüzdendir ki, davanın avukatları, aileler ile Türkiye’nin barış ve demokrasi güçleri, “Bu dava burada bitmedi. Kamu görevlileri ve arkasındaki siyasi sorumlular yargılanmadan bu dava bitmeyecektir” diyorlar.
‘YAKALANMADIKLARI İÇİN YARGILANAMADILAR’
8 Kasım’da Ankara katliamının bugüne kadar mahkemeye çıkarılamamış IŞİD’lilerin yargılanması başlayacak.
Firari sanıkların yargılanacağı bu ikinci davada yargılanacak sanıklar yeni tespit edilmiş değiller. Tersine bu kişilerin bazılarının IŞİD’le ilişkileri, IŞİD adına kimi eylemler yaptıkları, 10 Ekim katliamından önce bile istihbarat tarafından bilinen, yakalanmış, gözaltından ya da mahkemelerden salıverilmiş kişiler. Bazılarının katliamla ilişkisi de dava safhasındaki ifadelerle ortaya çıktı.
Bu yüzdendir ki davanın avukatları, bu ikinci davada yargılanacaklar için “Kaçtıkları için değil yakalanmadıkları için firariler” diyor.
Kuşkusuz bu davanın nasıl sonuçlanacağı, bu safhada firari sanıkların yakalanıp yakalanmaması, elbette ki güvenlik görevlilerinin, daha da önemlisi siyasi sorumluların IŞİD’e karşı mücadelede söylediklerinin arkasında ne kadar durduğu tarafından belirlenecek. Ama, gerçeklerin açığa çıkarılmasında avukatların gayretleri, kamuoyunun dikkatinin dava üstünde olması ise sanıkların kimliğinden ve yakalanıp yakalanmamasından öte, katliamın arkasındaki güçlerin üstündeki örtünün yırtılması ve yeni gerçeklere ulaşılmasında belirleyici olacaktır.
EN BÜYÜK SİYASİ DAVALARDAN BİRİSİ
10 Ekim katliamı davası en büyük katliam davasıdır. Ama aynı zamanda bu dava, siyasi amaçlarla yapılmış bir katliam olarak, Türkiye’nin “en büyük siyasi davalardan birisi”dir.
Çünkü bu dava, IŞİD gibi bir terörist örgütle, 103 kişinin katledilmesini birleştiren, üstelik de bu katliamın sorumlularının devletin güvenlik güçleri tarafından korunup kollandığı iddialarının mahkeme tarafından da fiilen kabul edildiği bir dava olarak, siyasi bakımdan ayrıca önemli bir davadır.
Bu yüzden de dava sadece mahkemelerde değil ülkemiz demokratik kamuoyunda da süren, dünya demokratik kamuoyu bakımında da önemli bir davadır.
Bu davanın arkasındaki güçlerin ortaya çıkarılması, davanın terörist örgütlerin ötesinde Türkiye’nin güvenlik görevlileri ve onları koruyan siyasilerin, cihadist terörizme karşı mücadele ile onun “cephe gerisini” oluşturan güçler arasındaki ilişkilerin açığa çıkması, dönemin gerçeklerinin gözler önüne serilmesi belirleyici olacaktır.
Bu yüzden 10 Ekim katliamı davası siyasi mücadelenin en önemli dayanaklarından birisi olmuştur, olmaya da devam edecektir.
- Yığınların siyasete müdahalesi için... 19 Ocak 2025 04:46
- 2025 yılı emek yılı olacağını gösteren önemli işaretlerle başladı 12 Ocak 2025 04:53
- Tartışmalar "Sadece Türkiye’nin Kürt sorununun demokratik çözümü" kapsamını aşıyor 05 Ocak 2025 04:58
- 2025'in emek, barış ve özgürlük yılı olması dileği ile... 31 Aralık 2024 06:59
- Ülkemiz işçi emekçileri 2025'i emek yılı yapacak güce ve deneyime sahiptir! 28 Aralık 2024 06:16
- Asgari ücretli işçinin grev hakkıyla da donatılmış yeni bir mekanizma talebiyle mücadeleye! 24 Aralık 2024 16:44
- Son iki haftada oluşan Suriye haritası neyi gösteriyor? 12 Aralık 2024 04:45
- Asgari ücret miktarı, AÜTK'ye bırakılamayacak kadar ciddi ve önemli taleptir! 08 Aralık 2024 04:44
- Suriye'de çıkar peşindeki herkes operasyonun içinde ama kimse rolünü kabul etmiyor 05 Aralık 2024 06:45
- Eğer ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz’se... 01 Aralık 2024 04:54
- İşçilerin özelleştirmeye karşı cepheden ‘hayır’ demekten başka bir seçeneği yok! 27 Kasım 2024 06:55
- Tek adam yönetiminin ülkeyi nereye getirdiğinin bir haftaya sığan fotoğrafıdır! 24 Kasım 2024 04:47