Kriz geride mi kalıyor?
Erdoğan 9 Eylül Üniversitesi açılışında konuşuyor: “Malum döviz kuru biraz yükseldi. Faizler aynı şekilde biraz arttı, enflasyon kıpırdadı diye birileri ellerini ovuşturmaya başladı. Yine hedeflerimize kilitlendik, gereken tedbirleri alıp yolumuza devam ettik. Biz sağlam durunca, ellerini ovuşturanlar da hüsrana uğradı”. Yani? Ufak-tefek olumsuzluklar yaşanmış olsa bile, işler tıkırında deniyor. Ekonomi sağlam. Krizden söz edenler “hüsrana uğruyor”!
TBMM’nin açılışında da aynı kompozisyon. Erdoğan, “Gece yarısı operasyonuyla ekonomimizi çökertmeye çalıştılar. Allah’ın izniyle bu saldırıyı da atlatma yolunda ilerliyoruz. En zorunu geride bıraktık. Bu günleri de geride bırakacağız.” Yani? Atlatmışız. Zoru geride kalmış. Geçip gidiyor!
Önce papazdan başlayalım.
Trump’ın Beyaz Saray’da ağırladığı Brunson’a, “Serbest bırakılmanız için asla fidye vermeyeceğimizi söyledik. Eğer bırakılmazsanız çok kötü şeyler olacağını söyledik” dediğini biliyorduk. Ekonomist’in son sayısından bu “çok kötü”ye ilişkin yeni şeyler öğrendik. 12 Ekim’de papaz bırakılmazsa, Trump, diplomatlar dahil Türkiye’deki tüm Amerikan misyonunu geri çağıracak ve iki bakana konan yaptırımlarla alüminyum ve çelikte yükseltilen vergilerin yanına yeni ve sert siyasal, ticari, mali yaptırımlar eklenecekmiş. Bir tür ambargo.
İstendiği kadar üst perdeden konuşulmuş olunsun, yaşanan kriz koşullarında bu tür sözlerin duyulmasından bile kaçınılmış ve adı “yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı” takılmıştır!
Papazdan sonra artık Suudilerin açıktan kabullendikleri Kaşıkçı cinayeti üzerine de birkaç söz gerekli. Cinayet tarihi 2 Ekim.
Zaten Amerika’dan daha az silah satan Almanya kolay vaz geçiyor ve Merkel Suudilere “silah satışı bu şartlar altında gerçekleştirilemez” diyor. ABD’nin işi o kadar kolay değil. Hem satışı yüksek, hem Suudiler ve özel olarak Veliaht Prens üzerinden Ortadoğu’ya yönelik hesapları var. Trump, “Riyad ile 110 milyar dolarlık askeri anlaşmanın devam etmesini istiyorum. Bu siparişleri biz almazsak Rusya veya Çin alabilir, bu silah satım anlaşmasının devam etmesi gerektiğine inanıyorum” deyip çıkıyor. Amerika’da bazı vekiller ve “yandaş medya” Trump’ın damadı Kushner’i de işe karıştırarak Veliahdı suçlasalar bile, Amerikan yönetimi Suudilere karşı yumuşak, ağırdan alıyor.
Ya Türkiye ve Erdoğan-AKP yönetimi? Her şey ortada ve Abdülkadir Selvi sanki oradaymış gibi cinayeti hikaye ederken, hızlı mı davranıyorlar? Üzerinden 20 günden fazla geçmiş. Top zıplatılıyor ve Türkiye’nin Suudilerin karşısına en azından yalnız başına çıkmasından geri duruluyor. Öyle “Eyyy...” falan denmiyor! Nerede o eski günler?
Almanya ziyareti ve Alman sermayesiyle arayı düzeltme çabasını saymıyoruz. ABD’de ileri gelen yatırım fonu CEO’larıyla buluşmalara da girmiyoruz.
İyi mi gerçekten ekonomi? İyiyse niçin tekellere “krizi fırsata çevirme” çağrıları yapılıyor? Ve nasıl oluyor da göz bebeği inşaatçılar zor durumda, konut satışları yüzde 72 düşüyor? Otomotivde de nasıl benzer oranda düşüş yaşanıyor? Dolar az düşünce bitmiş mi sayılıyor? Ya da ithalata takat kalmamışken son ay ilk kez 2,5 milyar dolar cari fazla verilince mi “toparlıyoruz” deniyor?
Cumhurbaşkanlığı bütçesinin bu yıl yüzde 233 arttırılması bu nedenle mi? Şimşek’in dediğine göre Ak Saray 1 milyar 370 milyon liraya mal olmuşken, İnşaat ve benzeri yatırımlara harcansın diye Cumhurbaşkanlığı bütçesine 3 yıl için 2 milyar 610 milyon TL konması bundan mı? Ya da Diyanet’in 2019 Bütçesi bu nedenle mi 7.7 milyardan 10.5 milyara çıkarılıyor?
Oysa her şeye yağmur gibi yağan zamlar emeğiyle geçinen herkesi perişan etmiş durumda. Elektrikle doğalgaza yılda yüzde 100’e varan zam kara kışın nasıl atlatılacağını düşündürtüyor. Yayılan işten atmalarsa cabası.
Ya “İş dünyası çeki çekle döndürüyor” diyen Dünya Gazetesi’nin manşeti? “Çeki karşılıksız çıkmasın diye birbirine yeni vade tanıyan işletmeler ödemelerini kendi aralarında yapılandırıyor” diyen gazete, nedenleri de sayıyor: “TL’de yaşanan kayıp, büyümedeki yavaşlama, artan konkordato kararları”. Kriz başka nedir ki? Nasıl zoru geride kalıyor, atlatıyormuşuz?
Evrensel'i Takip Et