Göç kervanı

Sayıları yaklaşık 4 bini bulan Honduraslı göçmen kafilesinin Meksika’dan ABD’ye olan yolculuğu geçtiğimiz haftanın en önemli gündem maddelerinden biriydi. Pandilla adı verilen silahlı çetelerin birbirleriyle mücadelesinin ortasında kalan, bu çetelere haraç vermeye ya da bu gruplara katılmaya zorlanan Honduraslıların ABD’ye göç etme arzusu, Meksika sınırında durdurulmaya çalışıldıysa da göçmenlerin kararlılığı hakim gelmişti. Honduraslı göçmenlerin kafile halinde ABD’ye ilerliyor olması ise Trump idaresi tarafından hemen değerlendirilerek Meksika sınırına askeri sevkiyat yapılması ile sonuçlandı. Meksika hükümetinin geçici çalışma izni sağlanması teklifini de kabul etmeyen Honduraslı göçmenlerin büyük çoğunluğu ise ABD’ye olan yolcuğuna devam ediyorlar.

Hiç şüphesiz, bugün Meksika’yı baştan başa kat etmekte olan Honduraslı kafile, bölgedeki göç hareketinin çok cüzi bir kısmını oluşturuyor. ABD’de 60 milyona yaklaşan Latin nüfusun yarıdan fazlasını Meksikalılar oluştururken yeni göç eden Latin nüfus içindeki Meksikalıların oranı ise azalma eğilimi gösteriyor. Meksika’nın nüfus artışı azaldıkça ABD’ye verdiği göçün hacmi de son on yılda önemli ölçüde azalma eğilimine girmiş durumda.

Bununla birlikte, Meksika’dan ABD’ye olan göçün yerini ise Orta Amerika’dan gerçekleşen göçün aldığını söylemek mümkün. Guatemala, El Salvador ve Honduras vatandaşları hem artan güvenlik sorunları yüzünden hem de kronik hale gelmiş ekonomik kriz sebebiyle Meksika üzerinden ABD’ye yasal olmayan yollardan göç etmeye çalışıyorlar. 1980’ler boyunca ABD’nin desteklediği kontra-gerilla gruplarının bu üç ülkede yarattığı ekonomik ve sosyal yıkımının sonuçları bugün daha açık bir biçimde ortaya çıkıyor.

Bir başka deyişle, ABD’nin Orta Amerika’da yürüttüğü kirli savaşın mirası, bu ülkeleri özellikle gençler için yaşanmaz hale getirmiş bulunuyor. Örnek vermek gerekirse, günümüzde El Salvador nüfusunun 3’te 1’i ABD’de yaşayarak ülkelerinde kalan ailelerinin geçimlerini sağlamaya çalışıyor. Bu yüzden, göç kervanındaki Honduraslı göçmenlerin büyük çoğunluğunu çetelere katılmak istemeyen, hedeflerinde eğitim görmek ya da çalışmak olan, yaşları ise 12-13’e kadar düşen ve yalnız olarak göç eden gençler ve çocuklar oluşturuyor.

Her ne kadar Honduraslı göç kafilesinin ülkeye giriş yapması ile Meksika halkı kafilenin geçtiği yerlerde göçmenlere büyük ölçüde destek vererek yiyecek ve içecek yardımı yapıyor olsa da ülkede bazı çevrelerden tepkiler de yükselmiyor değil. Nihayetinde, Meksika, ABD ile imzaladığı anlaşmalar neticesinde her sene ABD’den daha fazla Orta Amerikalıyı sınır dışı ediyor. Orta Amerikalı göçmenler Meksikalı kolluk kuvvetlerinin yanı sıra yol boyunca ülkenin farklı bölgelerinde faaliyet gösteren farklı uyuşturucu kartelleri ile de baş etmek zorunda. Her yıl bu göç rotaları üzerinde binlerce Orta Amerikalı göçmen, uyuşturucu kartelleri tarafından alıkoyuluyor ya da öldürülüyorlar. Alıkonulanlar arasında zorla seks işçisi olarak çalıştırılan kadınların oranı dikkat çekiyor.

Tüm zorlukları aşarak Meksika-ABD sınırına varabilenleri ise çölü aşmak ve ABD sınır muhafızlarına yakalanmamak gibi büyük engeller bekliyor. Birbirinden ürkütücü tüm bu zorluklara rağmen her gün binlerce kişinin bu yolculuğu göze alması ise, ABD’nin sosyalizm ile mücadele uğruna bölgede yarattığı tahribatın büyüklüğünün kanıtı olarak görülmek zorunda.

Not: Bu yazı yazıldığı sırada Brezilya’da başkanlık seçimlerinin ikinci turu gerçekleştiriliyordu ve sonuçlar henüz belli olmamıştı. Son anketlere göre, Haddad büyük bir ivme kazanmış gibi görünse de halen Bolsonaro’nun 8 ila 10 puan gerisinde gözüküyor. Umuyorum ki bir mucize yaşanır ve en azından Brezilya’nın içinde bulunduğu politik ve ekonomik kriz, Jair Bolsonaro’nun faşist ve ırkçı hükümeti ile derin bir karanlık safhaya evrilmez.

7 bini aşkın Honduraslı göçmen ABD’ye yürüyor