Asgari ücret ve Gıda-İş’in çağrısına yanıt vermenin önemi
Fotoğraf: Envato
“Asgari ücret tespiti”, uzun yıllardan beri, Türkiye’de yapılan en büyük toplusözleşme olarak bilinir.
Çünkü asgari ücret, sekiz milyondan fazla asgari ücretle çalışan işçi için doğrudan bir ücret belirleme sözleşmesi olduğu gibi, emekçi sınıfların hakları ve sosyal yardımları için baz alınan bir ücret olarak önemlidir.
Bu yüzden ”Asgari ücret tespiti en büyük TİS’tir” demek, gerçeği çok net ifade eden bir saptamadır.
Ülkemizde asgari ücret, “Asgari Ücret Tespit Komisyonu” tarafından belirleniyor. Komisyon, 5 işçi (Türk-İş’in tespit ettiği) 5 patron, 5 de hükümet tarafından seçilen temsilcilerden oluşuyor.
Bugüne kadar asgari ücreti, bu 15 kişinin tartışarak belirlediği gibi bir görünüm verilse de sonuçta işçi tarafı ne derse desin, patron ve hükmet temsilcilerin oy çokluğu ile belirlendi. İşçi temsilcileri de (Türk-İş demek daha doğru) “muhalefet şerhi” koyarak zevahiri kurtarmaya çalıştılar.
Eğer işçiler kendi güçlerini ortaya koyarak kendi tarzlarıyla müdahale etmezlerse, asgari ücret bu yıl da aynı “orta oyunu”yla tespit edilecek.
Son birkaç yıldan beri işçiler tarafından “insanca yaşayacak bir asgari ücret” talebiyle girişimler yapıldı. Ama bu girişimler yeteri kadar geniş yığınları harekete geçiremediği için de asgari ücretin tespitinde bir etkisi olmadı.
Bu gerçeği dikkate aldıkları için olacak, Asgari Ücret Tespit Komisyonunun toplanmasına daha bir aydan çok zaman varken, DİSK/Gıda-İş Sendikası, asgari ücretin tespitinde işçilerin müdahil olmasını sağlamak üzere tüm sendikalara ve asgari ücretle çalışan işçilere bir çağrı yaptı.
Gıda-İş Sendikasının Avcılar Meydanı'nda yaptığı açıklamaya, DİSK’e bağlı Dev Yapı-İş, Genel-İş, İletişim-İş, Cam Keramik-İş ile Emek Partisi üye ve yöneticilerinin de destek verdiği belirtiliyor.
Gıda-İş Sendikasının bu basın açıklamasında iki önemli önerisi vardı.
Bu önerilerden birincisi, “asgari ücretin en düşük memur maaşı seviyesine çıkarılması ve vergiden muaf tutulması” oldu.
Gıda-İş’in ikinci önemli önerisi ise, “Asgari Ücret Tespit Komisyonu” yerine önerdiği “komisyon”dur.
Basın açıklamasında konuşan Gıda-İş Genel Başkanı Seyit Aslan; mevcut komisyonun hep patronlardan yana karalar verdiğini belirtilerek, Asgari Ücret Tespit Komisyonunun bileşiminin değiştirilmesini önerdi. Aslan’a göre; “Asgari ücret tespit komisyonunda, sermaye temsilcileri olmamalıdır. Hükümet, işçi sendikaları, konfederasyonları ve sendikasız işçilerin temsilcilerinden oluşan bir komisyon oluşturulmalı, asgari ücret tespitini bu oluşacak komisyon yapmalıdır.”
Elbette biliyoruz ki bu önerilerin mantıklı ve çok haklı gerekçelere sahip olması, her vicdanlı ve aklı başında insanın, “Evet böyle olması iyi ve adil olur” demesi yetmez.
Burada asıl olan, mevcut Asgari Ücret Tespit Komisyonunu tanımayıp yukarıdaki önerilerin hayata geçirilmesi için mücadeleye girmek üzere harekete geçen işçiler olmadıkça, asgari ücretin en düşük devlet memuru maaşını altında kalmayacak biçimde belirlenmesi de, Asgari Ücret Tespit Komisyonu yapısının değiştirilmesi de olanaklı olmayacaktır.
Hele de bugün, üst düzey memurların atanması dahil her yetkinin Cumhurbaşkanında toplandığı bir sistemde, asgari ücretin de fiilen Cumhurbaşkanının işaret ettiği düzeyde belirlenmesi sürpriz olmayacaktır.
Eğer gerekli ve yeterli bir mücadele olmazsa, asgari ücretin açlık sınırının altında kalması, fiyatların ne kadar yükseldiği, asgari ücretin dolar karşısında eriyip gittiğinden yakınmayı kimse umursamayacaktır.
Bu yüzden de Gıda-İş’in önerilerinin hayata geçmesi; her sendika ve emek gücü çevresinin, en başta da sekiz milyon asgari ücretli işçilerin çalıştığı OSB’ler, sanayi siteleri, atölye ve fabrikalarda çalışan işçilerin harekete geçmesi belirleyecektir.
Gıda-İş’in çağrısı da; böyle bir mücadelenin örgütlenmesi için bir seferberlik çağrısı olarak anlaşılması gerekir.
Özellikle de her iş kolundan sendikalar, mücadeleci sendikacılar, ileri işçi emekçi kesimleri böyle anladıkları, dahası bu doğrultuda imkanlarını seferber ederek harekete geçtikleri ölçüde Gıda-İş’in çağrısı anlam kazanacaktır.
- Metal TİS'i ve bir kez daha sendika bürokrasisine karşı mücadele sorunu 08 Şubat 2020 00:08
- Şimdi gözler 5 Şubat’ta başlayacak metal grevinde! 31 Ocak 2020 00:12
- Grev komiteleri etrafında örgütlenme günleri 25 Ocak 2020 00:30
- Örgütsüzlük bir işçi sağlığı sorunudur! 22 Ocak 2020 00:21
- Şimdi zaman, gerçek bir grev için birleşme zamanıdır 18 Ocak 2020 00:00
- Din ve milliyetçilik istismarcılığı artık eskisi kadar etkili değil 15 Ocak 2020 00:40
- İşçiler siyasetle uğraşmadan kazanılmış haklarını bile savunamaz! 07 Ocak 2020 23:31
- İşçiler, iki 2020’den birini tercih edebilir! 03 Ocak 2020 00:29
- 2021 asgari ücretinde de aynı oyun sahnelenmesin diyorsak... 28 Aralık 2019 00:45
- "Asgari ücret"te bu yıl da aynı oyun sahnede! 21 Aralık 2019 00:36
- Ya işçiler devreye girerek kazanacak ya da hiçbir şey! 14 Aralık 2019 00:42
- MESS’in TİS’i YHK’ye götürmesi önlenmek isteniyorsa... 11 Aralık 2019 00:45