31 Ekim 2018 23:23

Saraydır yüreklerimiz bize

Saraydır yüreklerimiz bize

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Taksim’e ne zamandır çıkmıyorsunuz? Gezi’den sonra uğramamışsanız yolunuzu düşürün ve taşra evlerinin misafir odaları gibi plastikle ve cehaletle  kaplanmış “Taksim taşlığı”nı görün. Meydan diyemiyorum. Meydanın ruhuna rahmet okunmuş çoktan.

Taşıma dev ağaçların oturtulduğu sekiler ve taş yığını... Yığının sağında çekilmiş bir dişin boşluğu gibi kararıp duran Atatürk Kültür Merkezi çukuru ve solunda günden güne yükselen bir camii inşaatı... Bittiği zaman siyasal İslam’ın gösteri ve eylem odaklarından olacağı şimdiden görünen zevksizlik örneği bir yığma mabet... Çamlıca Camii hangi niyetle yapılmışsa aynı hırs ve sonradan görmelikle yapılan bir siyasal mahfil...     

Sözümüz bu zevksizliğe değil elbet, buna on altı yıldır alıştırdılar. İstanbul, koca bir köy... Bu köye yapılan saraylar, camiler, köprüler iğreti duruyor, bunu biliyoruz. İtibardan tasarruf olmazmış, bunu da öğrendik ama bunca yoksulluk varken ülkeyi paragöz müteahhitlere peşkeş çekip güzelim kentleri bu ucubeliliklerle doldurmak, yalnız ülkeye değil, insanlığa da saygısızlık...  Beştepe’deki bilmem kaç odalı arabesk sarayı saymıyorum. Ve işçilerin kanları üzerine kurulan yeni havaalanını, köprüleri, kanalları...

Sovyet şiirinin büyük oğlu, “Sokaklar fırça, alanlar paletimiz.” diyen Vladimir Mayakovski anlatmış o sarayları da “Versailles” şiiri üzerinden. Şairin 125 doğum gününde, adaletsizliğe ve görgüsüzlüğe tokat gibi patlayan bu şiire bırakıyorum sözü. Sen çok yaşa devrimin hüzünlü ve hırçın oğlu!

Krallar korurdu Versailles'i 
Tarih gözbebeğini. 
Bu yollardan koşarken  saraydan saraya 
Binerdi her lui ve her ludovik 
Yaylı, rahat  arabaya 
Yaldız, ipek arasında 
pelte gibi titreterek on batmanlık göbeğini
Ve sonra...güvenerek bacakların piston kollarına 
Marseilles'in eşliğinde 
Ve bir yandan lanet,  lanet taca da, saraya da,
Sapmıştı Versailles yollarına 
Külodunu toplayan Kapet. 
Bugün aynı yolda yarışıyor Paris otoları 
Paris gürültülü, çalkantılı ve şen 
Rantiyeler, paris kokotları 
Dolaşıyor  Amerikan turistleri bir de ben. 
İşte Versailles. İlk hayret ünlemi: 
Vay anasını! Soyarak el âlemi   
Amma da yaşamışlar 
Bu eski krallar, ne gaile, ne tasa! 
Binden fazla salon  yüz yatak odası 
Ve her odada  hem bir yatak hem bir masa.
Böyle bir sarayın ikincisi yapılamaz 
Çalsan çırpsan hazineden ömür boyunca 
Sarayın arkasında uzunca  havuzlar   
Hayatları taze, serin olsun diye 
Fışkırıyor sular akşam olunca
Her yer havuz...Kameriye, şadırvan  ve fıskiye. 
"gentille", 
Yani zevkli hayat için dümdüz
Koru yollarında sıralanmış tanrı heykelleri 
Hem apollonlar, hem de venüs 
Ama kiminin kolu kopuk, kiminin burnu ve elleri 
Pompadur'un apartmanı 
Az ötede büyük ve küçük triyanon
Şurası  duşlar ve pompadur hamamları 
Burası bu dokuz on oda, bir arada
Pompadur'un yatak odaları.
Bu mu hayat? Basit, adi, beylik, ye, iç ve yat
Benois'nın suluboya tablosuna istersen kat
Ahmatova'dan  tatlı birkaç dörtlük.
Ortalığa bakındım bütün eşya arasında
bir Antuvanet'in gece masasında
koca çatlağı beğendim.
İşte, devrim tarihinden bir an:  
paldır küldür kaba botlar.
Marseilles inletiyor Versailles Sarayı'nı
ve derken  çakıyor devrim kazığını sankülotlar:
Küüüüt! diye yaldızlı masaya bir darbe şaka niyetine
kraliçeyi giyotine saçlarından sürüklerken.
Versailles bahçeleri güzel.güller türlü türlü 
Bizde böyle kültür olsa, gül değil, geniş makine kültürü
müzelere tıkılsa eski ve gereksiz şeyler.
Emekçilere bu bahçeye hem çelikten hem de camdan
bir de Kültür Sarayı kondurulsa gözü kamaştırsa
yeni stilde bir ihtişam  ve sarayın hacmi
bin iki bin değil, milyona ulaşsa!
...Krala, markilere ve çarlara ibret, unutmasın diye geçmiş
halk sırtından çalınan varlıklarıyla övünmesin diye
attı semaların giyotini  Antuvanet'in kellesini atar gibi
attı  yuvarladı akşam güneşini
Paris damları üstünde  ağır ağır ölsün diye.
Titreşiyor  yapraklar, ince ince dağılıyor
ıhlamur, atkestanesi kalabalığı, gölgeler siliniyor
Ay göklerde ince bir yay.  Akşam oldu.
Ve başına geçiriyor saydam camdan gece kalpağını
bu saatte kapanan müze: Versailles

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa