01 Kasım 2018 00:39

2019 bütçesi: Sermayeye dost, emekçiye düşman

2019 bütçesi: Sermayeye dost, emekçiye düşman

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Ülke ekonomisinde bir yıl içinde toplanacak gelirleri ve harcamaları gösteren, gelirlerin nasıl toplanacağı ve kimler arasında nasıl bölüştürüleceğinin önceden belirlendiği bütçeler, iktidarın sınıfsal tercih ve kararlarını gösteren en somut ekonomik ve siyasal metinlerdir.

Türkiye’nin uluslararası kapitalist sisteme uyumunu hedefleyen 24 Ocak 1980 kararlarından bu yana hazırlanan bütün bütçeleri, patronların beklentilerine göre hazırlanıp, emekçilerin en temel taleplerini yok saydığı için ‘sermayeye dost, emekçiye düşman’ olarak tanımlamak mümkün. Geçtiğimiz 16 yıl içinde hazırlanan bütçelerin sermaye yanlısı ve emek düşmanı karakteri çok daha belirgin olarak hissediliyor.

2019 bütçesi, halkın doğrudan ya da dolaylı olarak bütçenin yapılmasına, uygulanmasına ve denetlenmesine katılımını ifade eden ‘bütçe hakkı’nın tamamen yok sayılarak, ‘tek adam rejimi’nin ilk bütçesi olarak hazırlandı. 2019’da ciddi anlamda derinleşmesi beklenen ekonomik kriz koşullarına rağmen, yerli ve yabancı sermayenin çıkarlarını gözeten, işsizlik, yoksulluk ve sefalet tehdidi altında yaşam mücadelesi veren emekçilerin sırtına yüklenen doğrudan ve dolaylı vergiler ile savunma ve güvenlik bütçesindeki artış dikkat çekiyor.

2019 BÜTÇESİNİN GENEL GÖRÜNÜMÜ

2019 bütçesi, 960 milyar 976 milyon TL olarak belirlenirken, 2019 yılında milli gelirin 4 trilyon 450 milyar TL olacağı öngörülüyor. Ekonomide ciddi anlamda daralma yaşanacak olmasına rağmen 2019 büyüme hedefinin yüzde 2.3; enflasyon hedefinin yüzde 15.9 ve olası işsizlik hedefinin yüzde 12.1 olarak açıklanması, ekonomi yönetiminin ülkenin 2019’da karşı karşıya olduğu ciddi ekonomik riskleri göz ardı ettiğini gösteriyor.

2019 bütçe tasarısında yer alan bütçe ödenekleri içinde en fazla pay 419 milyar 857 milyon TL ile Hazine ve Maliye Bakanlığında. 1 milyonun üzerinde eğitim emekçisi (öğretmen, memur, işçi, yardımcı hizmetli vb) ve 18 milyona yakın öğrenciye hizmet veren Milli Eğitim Bakanlığına (MEB) 113 milyar 813 milyon TL ayrılırken, Sağlık Bakanlığı bütçesi 48 milyar 335 milyon TL olarak belirlenmiş. Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesi 2018’e göre yüzde 34 oranında artırılarak 10 milyar 445 milyon TL’ye çıkarıldı. Böylece Diyanet bütçesi, son 10 yılda yüzde 326 arttırılmış oldu.

2019 bütçesinde faiz giderleri, kur artışı ve faizlerdeki yükselişin de etkisiyle, 2018 yılına göre yüzde 54 oranında artarak 76 milyar TL’den, 117 milyar 317 milyon TL’ye çıkarılmış. 391 milyar TL’lik cari transferler kalemi içinde en büyük payı 117 milyar TL ile Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) alıyor. 2018’de 24 milyar 757 milyon TL olan SGK açığının, ekonomide yaşanacak daralma ve sigorta primleri tahsilinin daha da zorlaşması nedeniyle 2019’da yüzde 93 artışla, 47 milyar 698 TL’ye çıkması bekleniyor.

Bütçede başta kamu harcamaları ve kamu yatırımları olmak üzere, hemen hemen tüm gider kalemlerinde ciddi oranda kesintiler yapılmış olmasına rağmen, patronlara vergi kolaylıkları ve istisnalar dışında 32.8 milyar TL’lik doğrudan teşvik ayrılması dikkat çekici. Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) ile yaptırılan şehir hastaneleri, köprü, tünel, otoyol ve üçüncü havalimanı için hazine tarafından taahhüt edilen ‘garanti ödeme’ miktarları 2019 bütçesinde yer almıyor.

‘EN ÇOK PAYI EĞİTİME AYIRDIK’ YALANI

Türkiye’de geniş halk kesimlerini ilgilendiren ve en yaygın kamu hizmeti olarak bilinen eğitime ayrılan payın nerelere harcandığına bakıldığında karşımıza bambaşka bir tablo çıkıyor. Örneğin 2019 yılında Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bütçesinin ayrıntılarına baktığımızda, yıllardır papağan gibi tekrarlanan ‘Bütçeden en çok payı eğitime ayırdık’ söylemi boşa çıkıyor. MEB’in 2019 bütçesinin yüzde 72’si personel giderleri, yüzde 11’ini sosyal güvenlik devlet primi giderleri olmak üzere, toplamda yüzde 83’ünü zorunlu harcamalar oluşturuyor. MEB bütçesi içinde aslan payını ise, ödenek miktarı 2018’e göre yüzde 30’un üzerinde arttırılarak 8 milyar 679 milyona çıkarılan Din Öğretimi Genel Müdürlüğü alıyor.

Eğitim bütçesi açısından asıl bakılması gereken nokta bütçenin sayısal büyüklüğünden çok eğitim yatırımlarına ne kadar pay ayrıldığıdır. 2018 yılında MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay yüzde 8.36 iken; 2019 yılında neredeyse yarı yarıya azaltılarak yüzde 4.88’e düşürüldü.

SAVUNMA VE GÜVENLİK HARCAMALARINDA BELİRGİN ARTIŞ

2019 bütçesinde en dikkat çekici artış kalemlerinden birisini de savunma ve güvenlik harcamaları oluşturuyor. 2018 savunma ve güvenlik bütçesi 91 milyar 143 milyon TL iken, 2019 bütçesinde yüzde 21 oranında artışla 110 milyar 472 milyon TL’ye (yüzde 11.5) çıkarılıyor.

Cumhurbaşkanlığına bağlı tüm örtülü ödenekler, Savunma Sanayii Destekleme Fonu kaynakları, iç ve dış güvenliğe ilişkin bazı kalemler ve kayıtlara geçmeyen tüm ‘gizli harcamalar’ bu rakamların dışında, dolayısıyla gerçek rakam açıklananlardan çok daha yüksek.

2019’da savunma ve güvenlik harcamalarında gözlenen belirgin artış, ekonomik krizin derinleşmesine paralel olarak, yerel seçimler öncesi ve sonrasında iktidarın, içeride baskıcı ve otoriter yönetim anlayışını sürdürürken, sınır ötesine yönelik yeni ‘askeri operasyon’ hazırlıklarının yapıldığını gösteriyor.

VERGİ YÜKÜ YİNE EMEKÇİLERİN SIRTINDA

2019 bütçesinde 880 milyar TL olarak öngörülen genel bütçe gelirleri içinde 756 milyar TL’lik vergi gelirlerinin oranı yüzde 86. 2019 bütçesinde, tıpkı geçmiş yıllarda hazırlanan bütçelerde olduğu gibi, gelirlerin büyük bölümünün yine halktan toplanması hedefleniyor.

Ekonominin içinde bulunduğu ve giderek ağırlaşması beklenen kriz koşullarına rağmen 2019’da vergi gelirlerinin, bir önceki yıla göre ortalama yüzde 20 artmasının öngörülmesi dikkat çekici. 2019’da gelir vergisi gelirlerinde yüzde 24.7; harcamalar üzerinden alınan KDV gelirlerinde yüzde 22 ve ÖTV gelirlerinde ise yüzde 15.6 artış öngörülüyor. Kurumlar vergisinde hedeflenen gelir artışı ise sadece yüzde 12. Gelir vergisinin yüzde 96’sı kaynaktan kesilerek toplanırken, sadece yüzde 4’ü beyan üzerinden toplanacak.

2019’da toplam vergi gelirlerinin yarısından fazlasının (yüzde 53) harcamalar üzerinden (ÖTV ve KDV) karşılanması hedeflenirken, ekonomi yönetimimin ülke ekonomisindeki durgunluk ve daralmanın gelirler ve harcamalar üzerindeki olumuz etkisini hiç dikkate almadığı, dolayısıyla vergi gelirleri konusunda gerçekçi davranmadığı anlaşılıyor.

Türkiye’de toplanan verginin büyük bölümünün toplam istihdamın üçte ikisini oluşturan ücretlilerden alındığı dikkate alındığında, 2019’da vergi yükünün daha da artacağını söylemek mümkün. Bunun yanı sıra, özellikle özel sektörde enflasyon altında yapılması beklenen düşük ücret zamları ve vergi diliminden kaynaklı kayıplar nedeniyle milyonlarca işçi ve emekçi, 2019 yılında reel anlamda son yılların en ciddi gelir kaybı ve yoksullaşma tehdidi ile karşı karşıya kalacak.

2019 ÇOK AMA ÇOK ZOR BİR YIL OLACAK

İktidarın 16 yılı geride bırakan bütçe pratiğine baktığımızda, kamu hizmetlerine yeterince kaynak ayırmak, gerçek anlamda istihdam arttırıcı politikaları hayata geçirmek, dolaylı vergileri azaltmak, temel tüketim mallarından alınan vergileri kaldırmak, ücretli emekçilerin temel ihtiyaçlarını karşılayacak ücret politikaları uygulamak gibi bir derdinin olmadığı anlaşılıyor. 

2019 bütçesi, başta asgari ücretliler olmak üzere, işçilerin ve kamu emekçilerinin en temel ekonomik taleplerinin (temel tüketim ürünlerine yapılan zamların geri alınması, ek zam talebinin karşılanması, vergi dilimi kayıplarına son verilmesi, 3600 ek gösterge vb) yok sayıldığı, işçi ve emekçilerin her geçen gün ağırlaşan çalışma ve yaşam koşullarını dikkate almayan bir bütçe olarak dikkat çekiyor.

2018 yılı enflasyon hedefi resmi olarak yüzde 20.8 olarak belirlenmiş olsa da, TÜİK üzerinde siyasi müdahale olmaması halinde, 2018 enflasyonunun belirlenen hedefin üzerinde gelmesi muhtemel. 2019 başından itibaren elektrik ve doğal gaz başta olmak üzere, temel tüketim mallarına yapılacak yüksek oranlı zamlar, döviz kurlarında yaşanması muhtemel yeni şoklar ve faiz artışlarının da etkisiyle, 2019 yılı geniş halk kesimleri açısından çok ama çok zor bir yıl olacak.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa