08 Kasım 2018 00:40

Vesayetçi sisteme sahip çıkmak: Kayyumlu demokrasi

Vesayetçi sisteme sahip çıkmak: Kayyumlu demokrasi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Türkiye siyasi rejiminde çok uzun yıllar Milli Güvenlik Kurulu tayin edici bir rol oynamaktaydı.Yapısı ve bileşenleri itibariyle askerlerin iradesi egemendi. Adeta gerçek başbakan, görünürdeki başbakanlar değil Milli Güvenlik Kurulu genel sekreteriydi. Hayatın her alanına müdahale eden bir anlayışla çalışıyordu MGK. Spor tesisi yapımından hayvancılık kredilerine kadar milli güvenlik konseptine dahil ediliyordu her şey.

AKP kurucuları ve yöneticileri de sık sık vesayetten şikayet ediyorlardı.Milli iradenin üstünlüğünden söz ediyorlardı. Haksız da sayılmazlardı. Fakat zaman içinde gördük ki bir sapma egemen olmuş zihinlere. Milli irade söz konusu olduğunda, anlaşılan, Kürdün iradesi milli iradeye dahil edilmiyordu ve yalnızca kendi karar ve uygulamalarına müdahale edildiğinde milli iradeye müdahale edilmiş oluyordu. Oylar da eşit değerde sayılamazdı. Seçmen iradesi eşitsizlik üzerine inşa edilmekteydi. Biz niye kızıyoruz ki, “dağdaki çobanla benim oyum eşit olamaz” diyenlere. Gelinen noktada, AKP vesayetçi sisteme sahip çıkıyor artık. Yeni unsurlarla vesayetçi sisteme zenginlik katıyor. Kayyumlu demokrasi bunun ilk örneği.

Bu yazıyı hazırlamak için HDP Hukuk bürosundan, belediye eş başkanlarıyla ilgili bazı bilgiler alabilmek için değerli insan hakları savunucusu kardeşim İHD eski Genel sekreterlerinden ve Van eski Milletvekillerinden Nazmi Gür’den ricada bulundum. O da aşağıdaki bilgileri içeren bir dokümanı bana temin etti. 33 belediye eş başkanı-üçü ev hapsinde- tutuklu. 17’si  kadın eş başkan. Halk iradesine saygı ve hukukun üstünlüğü ilkesi açısından şöyle acı bir durum var:

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak (Kocaeli Kandıra), Diyarbakır Kulp Belediyesi Eş Başkanı Sadiye Süer Baran (Osmaniye), Diyarbakır Dicle Belediyesi Eş Başkanı ZülfiyeKişmir (Diyarbakır), Mardin Derik Belediyesi Eş Başkanı Abdülkerim Erdem (Kırıkkale), Mardin Dargeçit Belediyesi eş Başkanı Zeynep Sipçik ( Sincan), Mardin Kızıltepe Belediyesi eş Başkanı Leyla Salman (Şakran), Mardin Kızıltepe Belediyesi Eş Başkanı İsmail Asi ( Kırıklar), Mardin Ömerli Belediyesi Eş Başkanı İpek Güneş (Şanlıurfa), Mardin Nusaybin Belediyesi Eş Başkanı Sara Kaya (Van), Mardin Artuklu Belediyesi Eş Başkanı Sevinç Bozan (Şanlıurfa Hilvan), Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Bekir Kaya (Silivri), Van Saray Belediyesi eş Başkanı Abdülkadir Çalışkan (Van), Van Çatak Belediyesi eş Başkanı Evin Keve (Sincan), Siirt Belediyesi eş Başkanı Belkız Beştaş Epözdemir (tahliye ev hapsinde), Siirt Baykan Belediyesi eş Başkanı Ali Aydın (Bafra), Siirt Gökçebağ Belediyesi başkanı Serhat Çiçek (tahliye- ev hapsi), Siirt Veysel Karani Belediyesi Eş Başkanı Enes Cengiz ( Siirt), Siirt Beğendik Belediyesi eş başkanı Dijvar Ulaş (tahliye -ev hapsi), Şemdinli Belediyesi Eş Başkanı Seferi Yılmaz (Van), Ovakışla Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Demir ( Erzurum Oltu), Ovakışla Belediyesi eş başkanı Servin Karakoç ( Sincan), Güroymak Belediyesi Eş başkanı Mehmet Emin Özkan ( Rize), Dersim Belediyesi eş başkanı NurhayatAltun (Kocaeli Kandıra), Urfa Halfeti Belediyesi Eş başkanı Mustafa Bayram (Şanlıurfa), Malazgirt Belediyesi eş Başkanı Memnune Söylemez (Tarsus), Malazgirt Belediyesi Eş Başkanı Halis Coşkun (Patnos), Ağrı Tutak Belediyesi eş Başkanı Fırat Öztürk (Van), Doğu Beyazıt Belediyesi eş Başkanı Delal Tekdemir (Van), Doğubeyazıt Belediyesi eş Başkanı Murat Rohat Özbay (Van), Bulanık Belediye eş Başkanı Figen Yaşar (Van), Muş Konakkuran Belediyesi eş Başkanı Bülent Ateş ( Muş), Mersin Akdeniz Belediyesi eş Başkanı Mehmet Fazıl Türk ( Tarsus) cezaevinde tutukludur.

Milli iradeye, yargı kurumu devreye sokularak müdahale edilmekte ve halkın oylarıyla belediye başkanlıklarına seçilen insanlar, haklarında kesinleşmiş yargı kararı bulunmadığı halde tutuklanmakta ve yerlerine merkezi idare tarafından kamu görevlisi/memur atanmaktadır. Bu tür “demokrasi”nin adı elbette “kayyumlu demokrasi” olur. Başka bir ifade ile bu tür bir uygulamanın demokrasilerde yeri yoktur. Uygulamaların hukukun üstünlüğü ilkesi ile de ilgisi bulunmamaktadır.

Peki hep böyle mi sürer bu durum?

Elbette hayır!

Hüvel baki!

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa