16 Kasım 2018 00:55

İşsizlikte en kötüsü önümüzde!

İşsizlikte en kötüsü önümüzde!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bülent FALAKAOĞLU

Hükümet sözcüleri, ‘en kötüsü geride kaldı’ dedikçe...
Açıklanan her veri sonrası adeta yalancı çobana dönüyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ağustos ayı işsizlik verilerini açıkladı. Ve hükümet yine aynı pozisyona düştü! 
İşte TÜİK’in açıkladığı Ağustos ayı rakamları:
İşsizlik oranı:  yüzde 11,1 
İşsiz sayısı:     3 milyon 670 bin 

Verilere göre geçen yılın aynı dönemine göre (2017 Ağustos) işsiz sayısı 266 bin kişi artmış (Gerçek işsizlik rakamı resmi verilerin çok ötesinde, sonra değineceğiz). 

Bir yılda yüz binlerce kişi işsiz kalmış.
Lakin mesele daha derin ve daha da derinleşecek!
Şöyle ki...
Geçen mayıs ayından itibaren işsizlik istikrarlı bir şekilde yükselişte.
4 ay içinde (Mayıs-Ağustos) işsizlik oranı yüzde 9,7’den 11,1'e yükseldi. 
Dikkat buyurun!
İşsizlikteki artış eğilimi, seçim rüşvetinin dağıtıldığı, istihdam kampanyalarının sürdüğü, 24 Haziran seçimleri öncesinde başlamış.
İşsizlik kitlesel işten çıkarmaların henüz başlamadığı bir dönemde artış eğiliminde. Ve bu eğilim öyle böyle değil. Oldukça yüksek.
Yaz aylarında istihdamı şişiren tarımı bir kenara bırakıp bakalım.
Haziran ayında tarım dışı işsizlik oranı yüzde 12,1
Şimdi tarım dışı işsizlik oranı yüzde 13,2
İki ayda işsizlik oranı ancak derin durgunluk dönemlerinde görülen bir şiddetle 1,1 oranında artış kaydetmiş. Yüzde 11,1’den 13,2’ye gelmiş.
Yaz aylarında kentler işsizlerle dolmuş!
Peki içinde bulunduğumuz sonbahar aylarında ne oldu? Önümüzdeki kış aylarında ne olacak? 
Soruları cevaplamadan önce ağustos ayındaki vahim tabloyu biraz daha paylaşalım. 

ÜLKENİN KAYIPLARI: GENÇLER VE KADINLAR 

Tüm işsizlik türleri giderek artıyor. Gençler ve kadınlarda ise durum oldukça feci!
Genç işsizlik oranı yüzde 20,8 ile genel işsizlik oranını neredeyse ikiye katlıyor.
İşsizliğin dışında daha vahim olanı ise...
Bir işi olmayan, eğitimde olmayan nerede olduğu devletçe bilinmeyen gençlerin oranı yüzde 28,6.  
Başka bir ifade ile... Bu ülkenin 15-24 yaş arası gençlerinin yaklaşık üçte biri boşta gezer durumunda.
Kadınlarda da durum farklı değil.
Kadın işsizlik oranı      yüzde 15,1
Genç kadın işsizliği     yüzde 26,4
Tarım dışı işsizlik        yüzde 19,8

Çalışmayan ve eğitimde olmayan (örgün ve yaygın) boştaki genç kadın oranı yüzde 38,2. Tarım dışında genç kadın işsizliği yüzde 33’e dayandı.
11 milyon kadın, ‘ev kadını’ durumunda.
30 milyon çalışabilir durumdaki kadının sadece 10 milyonu iş istiyor onun da 1,5 milyonuna iş sağlanamıyor.
Gençlerin ve kadınların kaderine terk edildiği bir ülke tablosu.
Tablo sosyal bir yaranın yanı sıra... 
İşsizliğin nisan-mayıs aylarında tek haneyi görmesinin pek de gerçekçi olmadığını da gösteriyor.
Evet, 2014 yılından beri çift haneli seyreden işsizlik rakamları, sadece bu yılın nisan ve mayıs aylarında tek haneyi gördü. 
Olan şuydu aslında!
Çıraklık ve stajerlik masraflarını devlet üzerine aldı (Daha doğrusu işsizlik fonu yağmalandı). 
Gençler, parasını devletin ödediği ucuz sömürü aracı oldu. Böylece işsizlik, işçi sayılamayacak stajyer ve çırak üzerinden düştü gözüktü.

BUNLAR İYİ GÜNLER 

Tablo her ne kadar vahim gözükse de... 
Bunlar daha iyi günler! İşi daha beter hale getiren ve getirecek pek çok gelişme var.
Birincisi... 
Tarım sektörünün işsizliği azaltan yaz aylarındaki desteği artık yok!
İkincisi... 
Bu yılın ağustos ayında kamu istihdamı, geçen yılın ağustos ayına göre yüzde 20,2 oranında arttı.
Kamu istihdamı 4 milyon 296 bin kişiyi bularak rekor kırdı. Söz konusu rekorda daha önce kamu istihdamında yer almayan taşeronların kamu çalışanı statüsüne (sürekli işçi) geçmesi etkili oldu.
Önümüzdeki aylarda böyle bir artış söz konusu olmayacak. Keza hükümet programının tasarruf tedbirleri gereğince... Kamu istihdamının artık artırılmayacağı bizzat cumhurbaşkanınca dile getirildi.
Üçüncüsü...
Turizm sezonunun bitişi işsiz sayısını arttıracak. 
Dördüncüsü...
Büyümede belirgin bir yavaşlama ya da daralma ortaya çıktığında istihdam 1-2 ay gecikmeli olarak etkilenir.
Ağustos ayında kur şoku henüz yeni yaşanmıştı.
Sanayiinin çarkları dönüyordu.
Sonrasında inşaat, tarım, mobilya, otomotiv, beyaz eşya sektörü hızla daralmaya başladı. Türkiye ekonomisinin ağustos ayından itibaren başladığı daralma (büyüme temposu) süreci, sonbaharda yerini küçülmeye bıraktı. Bu işsizlik hızla artmaya devam edecek demektir. 
Beşincisi...
Hükümetin söylemi "En kötüsü geride kaldı" şeklinde olsa da yıl sonu işsizlik tahmini en kötüsünün önümüzde olduğuna işaret ediyor.
Şöyle ki...
Bu yıl için hükümetin işsizlik oranı ortalaması tahmini yüzde 11,3.
Yılın işsizlik ortalaması, her çeyreğin (her üç ayın) ortasındaki ayların ortalaması alınır. 
Yani şubat, mayıs, ağustos ve kasım. 
Sırasıyla yazalım: Şubatta işsizlik oranı yüzde 10,6. Mayısta yüzde 9,7. Ağustos’ta 11,1. Üçünün toplamı 31,4.
Hükümetin hedefinin tutması için geriye kalan kasım ayında işsizlik oranının yüzde 13,8 olması gerekir. (Bu rakamı daha önce üç ayın toplamına ekleyip 4’e bölerseniz, yıl sonu için hükümetin işsizlik oranı tahmini olan yüzde 11.3’ü bulursunuz).
Hükümet bile en kötüsü geride diyor.

YÜZDE 15’İ BULACAK

Peki işsizlik oranı ne kadar olur?
Mevsimler sonbahardan kışa evrilirken işsizlik oranı da yüzde 14’lerden 15’e yükselir. 
Şöyle anlatayım!
2016 yılında ekonomik büyüme yüzde 5’lerden yüzde 3’lere gerileyince tarım dışı işsizlik oranı Aralık ayında yüzde 14,3 ile zirve yapmıştı. 
Şimdi hükümetin 2019 ekonomik büyüme öngörüsü yüzde 2’lerde olduğuna göre... Tarım dışı işsizlik kesinlikle yüzde 15’i bulur.
Hükümet, orta vadeli programında “2019 sonunda işsizlik oranı yüzde 12,1 olacak” diyor fakat gerçekçi değil.
Düşük büyümelerde istihdam hemen hemen hiç artmıyor. Hükümet 2019’un altıncı ayına kadar ekonomide küçülme yaşanacağına dair işaretleri hiç dikkate almıyor. Ama siz alın ve şiddetli bir işsizlik artışına hazır olun!
Bir milyonun üzerinde yeni işsize...

MAHKUM İLE ELZEM OLAN!

Krizi artık dolar fiyatlarından değil, üretim, istihdam, reel ücretler gibi verilerden izlemek gerekir.
Üçüncü çeyrekteki kur, faiz ve enflasyon şoku artık üretim alanını vuruyor ve altından öyle bir kaç ayda kaçıp kurtulmak mümkün değil! 
İnsanların ekonomik gidişatı günlük, kur, faiz, borsa göstergeleriyle değil üretim ve paylaşımda yaşanan büyük sorunlardan takip ettiği ve gidişatın sonuçlarını derinden hissettiği günlerdeyiz.
‘En kötüsü ve zoru geride kaldı’ söylemi... Düşmeyen enflasyon, eriyen gelirler, giderek yükselen işsizlik karşısında dağılıp gitmeye mahkum.
‘İşten atmaların yasaklanması’, ‘zamların geri alınması’ için talepler elzem! Tabi ki bu talepler etrafında bir mücadele de...

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa